bugün

christopher johnson mccandless

aslında içinde yatan maceraperestlik ruhu ailevi sorunlarda eklenince böyle bir işe kalkışmış olan bir ekoldür kendisi. hayatı into the wild filmine konu olmuş ve gerçekten yürek burkan bir hikaye ortaya çıkmıştır. amerika'nın birçok yerini gezmiş hatta meksika'ya kanoyla bile girmiştir. ama asıl hayali alaska yolculuğudur. burada 4 ay kalmış ve çok açlıklar çekmiştir. geri dönmeye karar verdiğinde nehrin suları yüksek olduğu için karşıya geçememiş ve bir süre daha birkaç ayını geçirdiği evi olan eski bir otobüste geçirmiştir. açlığını yanında getirdiği 5kg pirinç patates kökü ve avladığı sincaplarla gidermeye çalışmış fakat gün geçtikçe zayıflamıştır. bir keresinde geyik avlamış fakat muhafaza edemediği için yiyememiştir. büyük bir hataya düşerek zehirli bir tohum yemiş ve bu sebeple hayata gözlerini yummuştur kendisi. yol boyunca birçok arkadaş ve dost edinerek keyifli zamanlar geçirmiştir. kendini alexander supertramp yani süper berdüş olarak tanıtmış ve sistemi sonuna kadar yermiştir. üniversite parası olarak biriktirdiği 20000$'ı hayır kurumlarına bağışlamış yanındaki paraları da yakmıştır bu insan.