bugün

her ilişki sonrası daha da kirlenmek

yağmur yağıyordu, bir kuytuya saklanmanın kar etmeyeceğini anlayıp bırakıvermiştim kendimi ıslanmaya.
seviyordum yağmuru.
hafif esen rüzgarla birlikte ürperiyordu vücudum ama önemli değildi, bu duygu güzeldi. iç çamaşırlarım şırk bir şekilde suya bulanana kadar yıkanmıştım.
ilk darbe yanımdan geçen bir arabanın sıçrattığı çamurdan geldi. kıyafetlerim çamura bulanmıştı ama önemsizdi.
çamur yağmurun ve toprağın karışımından oluşuyordu ve ben seviyordum bu ikiliyi.
ilk iş duşa girmek oldu.
temizlenmişti dalgalı uzun saçlarım, su daha duruydu.

önce ağlatıyordu, sonra kokusu geliyordu burnuma midemde kıpırdanmalar başlıyordu.
heyecan veriyordu, yapamadığımı söyleyenlere inat başardığıma inanmaya başlıyordum. çıkan sesin tınısı hızlandırıyordu beynimdeki düşünceleri.
mutluluktu hissettiğim. her şey hazırdı. bir tabak ve çataldı materyalim. acımsı ve yağlı bir tat yayılmıştı ağzıma, bu tat tam anlamıyla iğrençti. fazla tuzluydu ve fazlasıyla baharatlı.
ama ben seviyordum bu ikiliyi diyordum . sigaramın dumanını da seviyordum ama bunun gibi kirletiyordu bedenimi.
mutfakla ilgilenmeyi hiç sevmemiştim zaten.

sohbet ediyorduk, bazen mantığımın ötesindeydi duyduklarım. aslında genelde sıkıcıydı. sorunları vardı insanların (O'nun) ve hepsininki kendince en önemli olanlarıydı.sıkıcı olan kısım burada başlıyordu.
bazen sükunetimi korumalıyım deyip olup bitenleri seyretmek harici bir şey yapmıyordum. bazen boğazımdaki düğümleri bir bir çözüp döküyordum düşünceleri. doğrularıma olan saygım adına. kadehler kırmızıya boyanınca değişiyordu muhabbetin seyri.
şimdi mantığımın ötesindeki kısım boy gösteriyordu.ve şimdi,ben olmak istediğim yerde hep o oluyordum.
bu durum kusmama nedendi.

bir gün yine yağmur yağıyordu.kalabalık yerlerde dolaşmayı sevmezdim ki ben. suç çamurun değildi. yalnızca arabayı süren adam fazla düşüncesizdi.

mutfağa yemek yapmak için girmek bana göre değildi.napabilirim, elimin ayarı bozuktu, tuzu hep fazla kaçırıyordum. sigara yarılanmıştı, nescafemi yapıp hemen çıkmalıydım. bu ikiliyi seviyordum.

sevgili sohbetlerinde kendim olmaktan çıkarılıyordum ve kötüsü çamura buluyorlardı,düşüncelerimi hiçleştiriyorlardı. doğrularımı kör düğümler yapıp maviliğe atıyorlardı. bittiğim an burada başlıyordu, hissizleştiriyorlardı.

mutfakta kahve yapma süresini aştığım zamanlarda kusuyordum.

düşüncesizliği çamur gibiydi,en sevdiğim elbisemi düşüncesizliğine buladı.

düğümledikleri inançlarım şimdi maviliğin derinliğinde yüzüyordu.

benim için derinlerde yüzmek doğru muydu?