bugün

avrupa maclarinda karsi takimi tutmak

şahsen ne türk düşmanlığı ne de bayrağa ihanet filan değildir benim gözümde. arkadaşların kendi aralarındaki eğlencesidir sadece.

zira aynı hareketi, hem de defalarca, maçları birlikte izlediğim cimcom'lu ve beşiktaş'lı arkadaşlarıma yapmışlığım vardır. en nihayetinde insan sevdiğiyle uğraşırmış.

çok defalar "anunuza koycaz olm sizin, aha aha, gerrard çakacak olm, bilmem kim koyacak olum" diye bağırışlarımın ardından eğer ki gol yersek en az o arkadaşlarım kadar üzülürdüm.

sonuçta sokarım barça'ya, liverpol'a bilmem neye. ben bu ülkede futbol izliyorsam, bu ülkedeki şampiyonluk yarışı beni heyecanlandırıyorsa bana ne lan elin gavurunun takımından.

assalar da kesseler de, şu ligte fener, cimbom, beşiktaş, trabzon olmasa, bunların arasındaki rekabet bu kadar kızgın olmasa; sanıyor musunuz türkiye'de futbol bu kadar sevilir?

onun için bir febe'li olarak derim ki; her ne kadar düşman gibi olsak da, bakî kalmak için muhtacız beşiktaş'a, cimbom'a. tıpkı onların bize olduğu gibi.

hem cimbomlular da bi düşünsün, biz olmasak kimle dalga geçecektiniz "edirne'den öteye gidemiyosunuz?" diye? ya da kim koyacaktı size her sene hem içeride hem kadıköy'de. *

beşiktaş'ın tüpçü başkanına ve ellerinden kaptığımız tümer metin'lerine değinmiyorum bile. koduk mu? ahahaa. *

edit kıvamında not: eğer bu bahsettiğim şekilde yapılmıyorsa bahsi geçen yabancı takım taraftarlığı; anuna koyayım ben öyle adamın. (bak "adam" da dedik ama, yakışmadı adam lafı buraya.)