bugün

al senin olsun askin

bütün randevularımız rıhtımdaydı..
ve gözyaşlarımız denize doğruydu...
gülüşümüzü sektirirdik dalgalarda..
yarışırdı bakışlarımız gözbebeklerimizde..
deniz minarelerinde ezanlar bizi çağırırdı..
ve yaralarımızı yosunlarla sarardık..
bir balık oynaşırdı ayaklarımızın arasında...
ve tenin yakamozları andırırdı..
hırçındın..
deniz kadar engin..
ve tuzluydu terin..
fenerin balkonuna teyzenden çaldığın saksılardan..
bahçeler yapmıştık..
ve ayrılıkta boğulmadan önce..
denizin durgunluğuna aldanmıştık..
..............................
aradan yedi kış geçmiş...
ben şimdi aynı sahilde üşüyorum..
çiçeklerimiz kurumuş, ezanlarımız susmuş..
fenerimiz karanlık...
denize baktıkça içimde birşeyler kabarıyor..
sanki bir dalga vuruyor sensizliğin kıyısına..
ve bir çocuk..
kumdan bir kale yapıyor..
çıplak ayaklarını öptüğüm sahile..
................................
ben ki denize sevdalıyım..
senden ötürü..
sen ki yoksun şimdi..
deniz
huysuz..
ben
mutsuz..
ufukta ne kara var..
ne de yakamoz....