bugün

babaya ben gay oldum demek

ülke şartlarında babaya ölüm haberi bile vermekten zor bir eylemdir. nitekim söylenildiğinde keşke ölseydin diyen babalar da mevcuttur.

eğer ki çok otoriter, sert bir babanız var ise cinsel yönelimlerinizi gizli tutar, hal ve hareketlerinizi bile ona göre ayarlarsınız. lakin bu o denli kolay bir şey değildir, bir süre babadan uzakta yaşam kurulup ''aman nolcak yeaa o istediği gibi düşünsün beni'' deseniz de içinizde tutmaktan sıkılır ve açmak isterseniz bunu ona. fakat bunun iki sonucu vardır; ya babanız bir süre üzülür ve alışmaya çalışır-ki bu babayı yerim ben- ya da benim oğlum yok artık der ve resti çeker. bu riski alamayan bir çok gay, mantık evliliği denilen olayın içine girer ve yine kendi gibi aile ve çevre baskısından bunalmış bir lezbiyen ya da biseksüel(ki bu evlilik orgy e doğru kayabilir) hatun ile oldukça sağlıksız göstermelik bir evlilik yapar. bu insanlar erkek erkeğe evlenebilme hayallerini dahi kurarken hem ülke şartları nedeniyle hem de ailelerini kaybetmemek adına bunu yaparlar ki bu bir insanoğlu için oldukça yıkıcı bir şeydir.

cinsel yönelimler, saklanabilecek sırlar değillerdir. hayatın tam merkezindedirler. henüz bir kaç yıl önce bir arkadaşımın anne babasının ayrıldığı haberini duydum, arkadaşıma sorduğumda aldığım cevap babasının bir erkek arkadaşı olduğuydu. yıllar önce bastırmaya çalıştığı duyguları nihayetinde su yüzüne çıktı, boyundan büyük çocuğu olduktan sona.

velhasıl kelam, eğer gay iseniz babaya ben gay oldum demek için çok beklemeyin. sonucu ne olursa olsun. ki bu sonuçlar arasında babanın alıştıktan sonra size tatlı tatlı bulaştığının olduğunu da unutmayın!*

edit: bir önceki entryden hareketle, keşke ölseydin diye rest çeken babadan da beteri, kendi elleriyle öldüreni de varmış. fakat hesaba katmadığı bir şey vardı ki, oğlu bir kere, kendi her gün ölüyor. nasıl bir düşünce yapısı hakim ki, çocuğum gay olmasın diye ölüm acısı bile çekilebiliyor.