bugün

patlamaya hazır bomba

evrimsel vetiresini tamamlama absürdlüğünü, vicdani yanılgılar eşliğindeki sayrıllaşma ritüellerinde baskın olarak afişe etme zaruretinden sıyrılış olarak tanımlasa da, iç bilinci eşik değerin altında tepkisellemesine sebebiyet verdiğinden olsa gerek; ptozis semptomlarının ciddi raddelere eriştiği eril dönemlerinde husul eden nükleer fışkırmalardan kendisi de huzursuzluk duyan bünyeye çevrenin yakıştırdığı ön ad..

filiz veren nevrozlardan alter egolarını harekete geçiren tanımsızlık duyumsuzluğu ile söz edilse de, özünde, bulutlanmış gökyüzündeki bir avuç lacivert gibi kalır diğer tüm alttepkenlerdeki elegant tebessümlerdeki müptezel yanılsamalar.. ütopyadan distopyaya geçmeye benzer bazı, hayallerle hayaletler arasındaki lifsiz buğu.. haşhaş tarlalarından bir orak çalar zangocum benim, "çanlar benim için çalıyor artık, çalınanlarsa sadece camlar.." diyerek adımlar kırsalını dimağının.. maskulen feveranlarla, obskürant serzenişlerin bağdaş kurduğu bir sofra düşünür zangocum, zangocumdur patlar bir gece yarısı.. gece bile yarılanır hesap et.. patlamak, yarılanma mesafesinde menzile bırakılan haçlı donanmasıdır artık, ağlar zangocum, ağıtında minare takırtısı..