bugün

ülke ekonomisini ideolojik nedenlerle kötülemek

verilerin gösterdiği değerlerin asıl anlamlarını bikmekte saklıdır aslında. yani ideolojik falan değildir. şahıslar ekonomi konusunda bilgi özürlü olduğu için yaptığınız eleştiriyi anlayamaz ve ideolojiye yorar.

şöyle ki;

en basiti hep dillerdeki ''alım gücünün artması'' muhabbeti... evet bir ekonomist olmasam çok da sağlam yerdim bu iyimser durumu. ancak iş hiç de öyle değil. bir ülke de alım gücü bu kadar hızlı bir şekilde artıyorsa bu ülkenin ekonomik büyümesinden çok tüketim devleti haline geldiğini gösterir. devamlı ithalat yapılmaktadır ve diğer ülkere girişleri kısıtlanan ürünler bu ülkelere serbestçe girebilir hale gelmiş demektir. alım gücündeki son 10 yılda görülen ortalama %60'lık artış hiçbir ekonomik büyüme teziyle açıklanamaz. bu tür büyümeler ancak yarım yüzyıla yakın zamanlarda gerçekleşir büyüyen ekonomilerde. doğrusu da budur zaten. sosyal açıdan alışma süreci yaşamadan hızlı bir tüketim toplumu olma sürecine girilmesi olumsuz sonuçlar doğurur. bilişim suçlarının artması, tüketim mallarından doğan hastalıkların artması bunlara en başlıca örnekleri teşkil eder.