bugün

sade ı yakmalı mı

Simone de Beauvoir'ın sadizmin babası marquis de sade'ı incelediği kitabıdır.

'Kızgın, karşı konmaz, öfkeyle dolu, her şeyde aşırı, töreler konusunda görülmedik bir hayalleme sapışı taşıyan, bağnazlığa dek tanrısız... Bir iki lafla ben böyleyim işte'' diyor, sadizm terimine adını veren Marquis de Sade.
Kimilerine göre, insan biçimine bürünmüş bir mutlak kötülük, kimilerine göreyse bir özgürlük savunucusu... ilk lanetli yazar...
Kişiliği kadar, hayat serüveni de yer yer karanlıkta kalan Sade' ın rezaletler, skandallar ve hapishane yılları ile dolu hayatını, kurmaya çalıştığı, yüksek sesle savunduğu sistemini inceliyor Simone de Beauvoir.
Sade' ı Yakmalı mı? Kitabında sadece Sade' la değil, belki kendi kendinize bile itiraf edemediğiniz taraflarınızla da yüz yüze geleceksiniz. 'der kitabın arka yüzünde.

Beauvoir da içinde yaşadığı toplumun ikiyüzlülüğünden, erdemi klişe haline getirip insanın acısına kayıtsız kalmasından dolayı büyük bir gerginlik içindedir. Varlığını her gün yıpratan bu tedirginlik onun Sade'ın aşırılığına anlayışlı bir tonla yaklaşmasına yol açar; "Her an boşuna, haksız olarak binlerce insan acı çekiyor, ölüyor, ama hiçbirimizin kılı bile kıpırdamıyor buna: Varlığımız kendi olanaklarını yalnız böyle olaylar pahasına kazanıyor da ondan. Sade'ın erdemi herkesin yalnız kendi kendine utançla itiraf ettiği şeyi yüksek sesle bağırmasında değil, Sade bu işin kavgasını da üstlenmiştir. Kayıtsızlığa karşı kıyıcılığı seçmiştir" der simone de beauvoir

etkileyici, yer yer rahatsız edici ama insanın saklı gerçeklerini belki de kabul edemediğimiz gizli yönleri ortaya seren, farklı ve ilginç bir eserdir.
güncel Önemli Başlıklar