bugün

aylak adam

-Nasıl kolayca söyleyiveriyordu bunu. Sevmek!
Kelimelere herkes kendine göre bir anlam,bir değer veriyor galiba.
Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?
-Evlenmek!
Can sıkıcı dairelerden birinde,tanımadığımız bir adamın bizi birleştirmek görevine boyun eğmek...

-Yoksuldan çalıp tanrıya verdi!
-Tanrıya değil,bilirsin.Hem ben çalmadım.
-Ama verdiğin çalınmış paraydı.
-Ne yapsın insan,kaldırıp denize mi atsın kendini?Bu dünyada onun başka türlüsü yok!
-Var! Alın terinin kazandığı...
-Sus! Onları da bilirim.
Çalamadıkları,kolayını bilmedikleri için terlerler...

-Eve gelirken on paket sigarayla bir deste kibrit aldı.
Odasının ışığını yaktı.
Elindekileri karyolanın altına, boş bavula koydu.
Çevresine bakındı,yoktu.Oturma odasını da aradı.Orada da yoktu.
Bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu.
Kadınlar da böyleydi.Dünyada gereğinden çok kadın vardı ama,yalnız bir teki yoktu...

Bir Yusuf Atılgan şaheseri. Beklentilerin,tutunamayanların romanı.
O günden sonra bir 'B'nin varlığı sarar,kemirir içinizi.
Hiç olmadık kişilere yüklersiniz bu sıfatı, hiç olmadık beklentiler taşırsınız,
ve hiç olmadık kırılmalar yaşama ihtimaliniz bir hayli yüksektir.