bugün

oktay rıfat horozcu

orhan veli kanık ve melih cevdet anday ile birlikte garip akımının içerisinde yer almış fakat şiirini devamlı yenilemiş önemli bir türk şair, denemeci, oyun ve roman yazarı. toplumcu olmakla beraber şiirinde sürrealist etkiler de görülmüştür. şiiri sadelikle başlamış ve sonlara doğru bir anlam kapalılığına gitmiştir. kendisi bir yazısında sanatla ilgili şunları söyler:
"biz sanatın yaşama ile ilgisini hiçbir zaman kuramadık. romanın, trende, vapurda hoş vakit geçirmek için okunabileceğini, resmin yapı sanatının bir parçası olduğunu kestiremedik. sanata hep havada anlamlar verdik. sanatın, taze balık yemek, iyi süt içmek gibi bir ihtiyaçtan doğduğunu kavrayamadık. güzel sanatlarla öteki sanatlar arasında dağ gibi ayırımlar olduğunu sandık. halbuki konserveciliğin nasıl işçisi, fabrikası, alıcısı, satıcısı, tüccarı, müşterisi, pazarı varsa, sanatın da sanatçısı, dükkancısı, toptancısı, yarıcısı, müşterisi, pazarı var. batıda bütün sanatlar birer endüstri haline geldi. bu arada bir güzel sanatlar endüstrisi de kuruldu. biz memleketimizde böyle bir düzen kurmaya özenmedik. özenseydik batıdan romanı alırken beraberinde okuma yazmayı da getirmeye çalışırdık. halk ki sanatın müşterisidir, onu eğitmekten söz açmak, bugün bile suç sayılıyor. peki ne yapmalı? her şeye yeniden başlamalı. edebiyatçı olarak uyanık, bilgili, hiç olmazsa bir politikacı kadar cesaretli olmak zorundayız. sanat eserinin sürümüne, gelişimine set çeken kanunların kalkmasını sanat derneklerimiz istemeli. iktidar hükümetlerinin milli eğitim politikası bizi en az bir şiir, bir roman kadar ilgilendirmeli."
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar