herkesin içinde kız arkadaşını döven tip

kendine güveni tam erkektir.
kızda bundan rahatsız değildir. zira kadınlar erkekleri; erkeklerin kadınları analiz ettiği gibi analiz etmezler.
kız zaten erkeğin şiddet yanlısı olduğunu, ilişkinin ikinci gününde anlar ama araya mesafe koymaz. çünkü kendide bunu istiyordur. neden istiyordur? erkeği neyle özdeşleştiriyordur? bunlar bir muamma tabi.

bu erkek şahıs, kız şahısı kafede tokatladığında orda rahatsız olanlar büyük ihtimalle; konuyla alakası olmayan yabancılardır.
* dayak yiyen kız bu şiddet olayından o an için rahatsız olabilir ama sonra ne yapacağı pek bilinmez. belki bırakır bu ilişkiyi belki devam eder.
* dayak atan erkek şahıs belli ki gaza gelmiş. bu gazıda o kız vermiş. ama olayın sonrasında bu şahıs pişman olup kıza özür mesajı atar mı? yoksa hiç ziklemeyip hayatına devam eder mi? bilinmez.
* olaya şahit olan yabancılar iki cinstir.
1. cins erkekler: ulan taş gibi kızı tokatlıyor. biz ise abazanlıktan geberiyoz. adaletin bumu dünya diyerek sitem eder.
2. cins kadınlar: ulan benim sevgilim beni böyle dövse polise giderim. acep adam zenginmi ki? diyerek düşüncelere gark olur.

dolayısıyla aslında hiçbir şey görüldüğü gibi değildir.

biz türk erkekleri ne zaman bir bütün olup, birbirimizi savunucaz oda merak konusu.
kendimizi çok farklı bişey olarak gördüğümüz için hemcinslerimizle aramızda hep kıskançvari sorunlar olur. eğer bu farklı hissi atarsak bizden daha rahat insanlar olmaz.

yılbaşında kız taciz eden tinerciyle, kafede sevgilisini döven adamın arasındaki farkı çözdüğümüzde, işte o zaman tüm dünya senin elindedir eyy türk erkeği.