bugün

rabbit hole

ing. tavşan yuvası demektir. ayrıca altın küre adaylıkları olan muhtemelen oscar adaylıkları da olacak olan filmdir.

bu akşam izledim biraz yorumlayayım dedim: ilginç denecek kadar farklı değil ama acıyı hissettirebilen bir filmdi bana göre... film temelde "herkes acısını kendi yöntemiyle yaşar" cümlesine dayanıyor diyebiliriz. kimileri ot içerken kimiler etrafa saldırır. temelde böyle bir acı, yani çocuk kaybetmeyi tutunacak birşeyler arayarak atlatmaya çalışlar. filmde gördüğümüz çift de böyle aslında... becca da howie de aynı evin içinde yaşasalarda acılarını kendilerince yaşıyorlar. becca'nın ailesiyle iletişimi inişli çıkışlı, etrafa negatif elektrik yaysa da söyledikle hiç de mantıksız değil... howie ise daha uysal gibi görünüyor. onun atlatma yöntemleri biraz daha farklı...

senaryoyu beğendim aslında, hissetmemiz gereken acıyı gözümüze soka soka anlatmıyor, biraz dolaylı yollar seçmiş. bu durum yer yer yüzeyselliğe kayabiliyor ama sonuçta ne demek istediğini anlatabiliyor. zira final sahnesinde boğazım düğümlendi ve film tamamlandı. sinematografik açıdan kayda değer pek birşey yok ama performansları beğendim. nicole kidman bir dram kadını bana göre. her ruh halinin içine girebileceğini düşünüyorum... aaron eckhart da hiç fena değildi...

film biraz türünü sevene hitap ediyor. yavaş ilerliyor ve ağır bir temposu var. birkaç çıkış noktası var yeterli gelmeyebilir tabi... ben tavsiye ederim ama izlemeden önce bunları gözönünde bulundurun.

nicole kidman bu performansıyla altın küre'ye aday. alırsa hakeder ama natalie portman'ın black swan performansından daha fazla ümitliyim...