bugün

niçin ağlarsın ey bülbül

bir yunus emre şiiri.

Sen burda garip mi geldin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yorulup iz mi yanıldın
Niçin ağlarsın bülbül hey

Karlı dağlardan mı aştın
Derin ırmaklar mı geçtin
Yârinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey

Hey, ne yavuz inilersin
Benim derdim yenilersin
Dostu görmek mi dilersin
Niçin ağlarsın bülbül hey

Kal'alı şehir mi yıkıldı
Ya nam-u arın mi kaldı
Gurbette yârin mi kaldı
Niçin ağlarsın bülbül hey

Gulistanlarda yaylarsın
Taze gülleri yeğlersin
Yavlak zarılık eylersin
Niçin ağlarsın bülbül hey

Uykudan gözüm uyandı
Uyandı kana boyandı
Yandı sol yüreğim yandı
Niçin ağlarsın bülbül hey

N'oldu şu Yunus'a n'oldu
Aşkın deryasına daldı
Yine baharistan oldu
Niçin ağlarsın bülbül hey

şiirin açıklaması:

mutasavvıf bir şair olan yunus emre 'nin allah 'a kavuşma yolundaki eziyet ve sıkıntılarını bülbülle dertleşiyormuş gibi anlattığı bu şiirde bülbülün ötüşü ağlaması olarak tasavvur edilmektedir. bilindiği gibi bülbül, gülden ayrı kaldığı için her an ah etmekte, ağlayıp inlemektedir. bu da, onun bu acı yakarışlarını duyan yunus emre 'nin kendi acıları da bu vesileyle depreşir. yunus emre de diğer tasavvuf şairleri gibi allah aşkıyla yanıp tutuşmakta, allah aşkını "aşk-ı hakiki" olarak görmektedir. ulaşmak istediği hakiki aşkla bağrı yanarken bülbülün bir gül için ah etmesini sorgulamadan da geçemez. bülbül kendisi gibi hakiki aşkla mı ah eder, yoksa beşeri aşkın tuzağına mı düşmüştür bunu anlamaya çalışır.

şiirin muhtelif yerlerinde geçen dost sözcüğü tasavvufî açıdan bakacak olunduğunda allah mânâsına gelir. emre, bülbüle dostu görmek için mi ağlıyorsun diye sorarken de, aslında tecahül i arif sanatına da başvurmaktadır. zira, bülbülün ahı gül içinken, kendisinin efganının dost için olduğunun bilincindedir.

son dörtlükte de aynı sanattan yararlanan yunus emre, aşk deryasında boğulduğundan dem vurur. bu aşk da aşkların en ilahisi olan "dost" aşkıdır.