entry'ler (18)

pete burns

görsel
bir insan kendini nasıl bu hale getirir diye düşündüğüm ve yakın zamanda kaybettiğimiz kişi.

yakalanılan en ağır hastalık

henüz ağır bir hastalığa yakalanmadım ama çevremde insanlar sürekli ölümcül dediğimiz hastalıklara yakalanıyor. geçen arkadaşımın babası beyin tümöründen vefat etti. çok değil sadece bir kaç gün sonra başka bir arkadaşım boynunda yumru olduğu için hastaneye gitti ve kanser olduğunu öğrendi. üstelik epey kötü durumda. tuhaf ama liseden arkadaşımın da ciğerlerinde oluşan sorun nedeniyle çok ağır bir tedavi sürecinden geçtiğine şahit oluyorum. bu kadar kolay hastalanmak normal mi?

sivri sinek öldürünce üzülen insan

benim o benim harbiden sinek öldürünce üzülüyorum. ama sürekli de öldürmek zorunda kalıyorum. öldürmediğim zaman beni çıldırtıyorlar. bazen tam vuracakken kendimi dizginliyorum ve öldürmüyorum. fakat gece sürekli uyandırılınca ulan elinde fırsat varken mıhlayacaktın diyorum. işte gecelerim hep böyle saçma sapan ikilemlerle geçiyor.

insanın büyüdüğünü anladığı an

sümük yemenin artık pek de hoş olmadığını anladığım andır. löw ile akrabalık boyutum araştırılmalı.

sözlük yazarlarının öğrenim gördüğü üniversiteler

inanmayacaksınız ama yale, sırf telaffuzu güzel diye tercih ettim. sonra çok da matah bir şey olmadığına karar verdim ve üçüncü sınıftan sonra açık öğretim işletmeye devam ettim.

hangi gezegende yaşamak isterdiniz

satürn olurdu bence. o halkalarda akşam sporu yapmak harika olurdu. sanki koşu yolu olarak yapılmış.

dünyaya göktaşı çarpacak olsa ne yapardınız

başlık aklıma geldi de ne yapacağım akılma gelmedi. ama kesin mal mal hareketler yapardım. şuurumu kaybederdim galiba.

ağlatan şarkılar

faruk k honki ponki.

atalay demirci

sadece gülen'in güldüğü şahıs. hep abartıldığını düşünürdüm demek bundanmış. bir dolarlardan dahi nasiplenemeyen nasipsiz.

zenginlerin yapmaktan hoşlandıkları şeyler

ortanca karı almak.

hülya koçyiğit

kendi gibi düşünmeyenlerin horlandığı ya da ezildiği bir linç operasyonu daha. peki kimleri yapıyor. ülke demokratik yönetilmiyor diyen tipler. peki neden yapıyor. yıllardır yönetememenin verdiği eziklikle.

ben bilmem eşim bilir evi

şu evde geçen yarışmaları oldum olası sevmedim onu da gördüm bir daha tiksindim. kocalar karılarını en uzun süre kucaklarında tutmaya çalışıyordur. ağladım lan. bu ülke insanı bu kadar boş şeyleri nasıl üretip, çekip, sunuyor ve seyrediliyor.

dişleri beyazlatan şey

ceviz kabuğunu sürmek, sert olan değil tabi ki. hani şu henüz ağaçta yeşilimsi bir kabukla kapı olduğu zamanlar var ya. işte o yeşilimsi kabuğun içini dişinize sürün bembeyaz oluyor. yalnız dudaklarınıza değdirmeyin dudaklar mosmor oluyor.

kadir mısıroğlu

artık görünce beni gülmenin aldığı şahsiyettir. tamam şahsına münhasır giyiniyor ama tarihle ilgili ilginç zannedip kendini komik duruma düşürdüğü söylemleri de beni benden alıyor.

game of thrones

seyretlemelere doyamadığım. neredeyse her sezonunun 4 ya da 5 kere seyrettiğim. bunun nedenini de anlamadığım dizidir. bağımlılık yapıyor.

gerçek islam bu değil

herkesin kendisine göre gerçek islamı vardır. kimine göre insanı öldürmeyi engellemek de islam için, insan öldürmek de islam için yapılıyor. şimdi bunun ortasını nasıl bulacaksın. türkiye'de bile hocaların neredeyse tümü kendi aralarında saçma sapan kavgalara ve gruplaşmalara gitmişken özelikle de okumayan, merak etmeyen, sorgulamayan halk kitlesi de onlar gibi hareket etmekte ve şiddetle yoğurulmaktadır. gelecekte daha beter durumlar olacaktır.

mfö

yıllar geçse de kalitelerini bozmayan, solo albümleri de kaliteli ve dağılmasını istemediğim, türkiye'de nadir müzik gruplarından.

bir erkeğin en karizmatik olduğu an

sorun sen değil bende diyen kıza kahkaha attıktan sonra arkasını dönüp gittiği andır.