bugün

göreceli bir kavram olmasına karşın bilemediğim tahmin edemediğim andır.
kendinden emin olduğu an.
hasin bir bicimde uzaklarda bir yerlere baktigi, dalip gittigi andir bence.
erkeklere özgü aktiviteleri gerçekleştirdiği andır. (bkz: tıraş olmak)
michael bublé - fever
"slm nbr?" sorusuna "ii u" dediği andır.
anket ba$lıklarını görünce "anket lan bu" dediği andır.

hatta "anket lan bu"
poker oynadığı an.
(bkz: casino royale)
arkadaş ortamında hararetli şekilde tartışılan bir konuyu sessiz sessiz dinledikten sonra 2-3 kelimelik bir cümleyle son noktayı koymasıdır.
michael jackson un beat it klibinde 1:00 da beyaz montlu abinin yürüyüşü. daha ötesi kesinlikle yok.
arkadaşına naber kardeşim dediği andır.
Karşısındaki insanı güldürebildiği andır.
profesöre ayar verdikten sonraki andır.
kendinden emin şekilde davrandığı her an.
Sigarasından bir nefes alırken gözlerini kısarak baktığı andır.
yavşamadan aşkını ifade ettiği an
dans ettiği an
motorsikleten inerken,kaskını cıkarıp,saçını savurduğu an
muziplik yaptığı an.
en karizmatik olduğu an sevdiğinin kalbine dokunduğu andır.
en erkeksi anı, avlanırken yaptığı son vuruştur.
uzamsal yeteneklerini ve erkeksi gücünü en net gösterdiği andır.

günümüzde kasla ilgili bir olayı yok erkeğin,
ama avlanma gereksinimleri devam ediyor.

bunu bilen, kadınlar için en karizmatik ve güçlü olduğu anları anlayabilen, üstüne üstlük özgürlüğüne çok düşkün bir erkek, kadınları içinden çıkamayacakları büyük paradokslara sürükleyebilir.
kadınlar özgürlük ve bağımsızlıklarını her şeyin üstünden tutan erkeklere gerçekten aşık olurlar. kadın, erkeğin kendisine bağlanmasını isterken, bilinçaltında hiçbir kadına bağlanmayacak yaratılıştaki erkekleri gerçek erkek olarak kabul eder. kadını aşkta perişan eden de içine düştüğü bu paradokstur.
sinirlendiği an. sert ama kıyamayan, ne yapacağını bilemez bakışlar... bence çok etkileyici oluyor. sevsem bir dert, sövsem ayrı bir dert şeklinde bakıyorlar.
kızı birazdan çarpacak olan arabadan kurtarıp çektikten sonra arkadan gelen arabanın önüne atması sonucunda ki an.
tartışabildiği ve düşündüğü herneyse onu snuna kadar savunacak cümleleri kurabildiği andır..
adam gibi adam olmaktır...
ilişki sonrası sigara yakıldığında alınan ilk dumanın dışarı üflenmesi sonucu suratta yaratan mükemmelliğin, dışarıdan görünüşü olsa gerek.
zekasıyla insanı büyülediği andır. çok yok bu erkeklerden zaten, bulabilen bana da haber etsin*.
"and the oscar goes to..." cümlesinin hemen ardından isminin söylenmesiyle sahneye çıktığı andır.