entry'ler (60)

beni sevmemen dert değil seni sevdim bu yeter

seviyorum karşılığını beklemeden... tek istediğim onu doyasıya sevmeme izin versin..

ask aglatir dert soyletir

aşığın maşuğuna kavuşamadığı dertlenip için için ölmesi halidir.

sevgilisine kahvaltı hazırlayan erkek

vay arkadaş kahvaltı değil bi güzel söze muhtaç olanlar varken pehh takdire şayan hareketler bunlar sevilesidir bu adamlar .

isimlerin köy telafuzları

adnan- atlen
fatma- hatma
ayşe- aşaa
nezahat- nizaat.

türk kızı domalması

bilmem kaç yıllık eğlencemiz olan dansözlükten örnek vermek isterim. tüm klasik düğün eğlencelerde çalınan davul, zurna, tef, darbuka eşliğinde göbek atıp sıçrayan kızlar bizimse. alt tarafı bir domalmayı mı beceremiyecekler? ncık cık ncık...

kavgada göğüslerini kalkan olarak kullanan kız

kalkanına güvenendir.

kızların aslında kaslı erkekleri sevmemesi

üçgen vücut, aşırı kas tabakalarını sevmezler sevmeyiz. sıkı bir beden ve hafif atletik vücut en idealidir.

eski sevgilinin her geçen gün daha güzel gelmesi

eski sevgili yenisini bulmuşsa var olan durum.

yalnızlığın çaresini bulmuşlar

zaten hayatından sadece biri çıktı diye yalnız olacaksan çevrendekilerin varlığını unutmuşcasına değer verme bu kadar derim.

sıkılınca yapılacak şeyler

insanın ruh halini unutturacak çarpıcı bir film izlemek. mümkünse dram filmi olmasın.

sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi

arada kalan aşk.
uçurum ve yar arasında.
bir kadının aşkını itiraf ettiği an.
yeni çiçekler açmış, aşkın patikalarında sekerek yürüyen aşık kadın.
ve aşık olunan adam dağ gibiydi.
kadın güneşin etkisiyle adamın gölgesini daha uzun daha heybetli gördü.
aşıktı.
oysa adam dağın eteğindeki bir taştı.
ama kadın onu dağ sandı.
tırmanmaya başladı eteğinden soğuk karlı yamaçlarına doğru dağın.
patikalarını suladı gözyaşlarıyla ve renklere boyadı gökyüzünü.
mevsim hep bahardı.
tırmandıkça taşlar ayağını acıttı.
gitme dedi onu gören ağaçlar.
soğuktan üşüyen parmaklarını göğsüne bastırdı.
içini yakan aşkla üfleyerek ısıttı ellerini, ayaklarını.
uçurumun kenarına gelince sundu aşkını dağa,
adam dağın eteğindeydi adam ve kadın uçurumun başında.
duymadı adam, anlamadı onca mesafeden kadının aşkını.
kadın uçurumun kenarındaydı.
-elimden tut, dedi kadın.
-tutarsan nirvanaya ulaşırım
-tutmazsan düşerim bu uçurumdan, düşerim boşluğa yiterim belirsizliklerde.
adam duymadı. belki anlamadı belki de istemedi...bıraktı uçurum kenarında kadını...
sonra kadın düştü bir dehlize.
aşk mucizevi bir şeydir.
bir mucize oldu.
aşk kardelene dönüştü.
dehlizde bir kardelen...

kadın sesinin müziğe mükemmel uyumu

ilk dinlediğimde beni bir film sahnesinin içindeki oyuncunun önündeki kahvenin kokusuna götürdü. sonraki dinleyişimde bu ses sıcak, yumuşak insanı güvende hissettiren bir battaniye hissi verdi. sevgilimle dinlediğimde de onun bal dudağından damlayan üstünde aşk buharı olan kahve tadı...
ses öyle bir ses işte.
öyle dinlenesi.

üniversite bölümlerinin tek cümlelik özeti

ebelik: 'sen çok küfür yersin ha?! git bölümünü değiştir!'
-ay ya çok mu zor oluyor? sen doğuracak mısın?
-he he biz size çok küfür ediyoruz var ya, bir siz bir hakemler he he.
-çok görüyorsun dokunuyorsun falan cinsel hayatını engellemesin?
-erkek ebe var mı biliyor musun?
-...

edep

korunmaya alınması gereken insan yönü.

sevişme sonrası içilebilecek alternatif içecekler

mümkünse gaz yapacak içecek olmasın.
şarap iyidir.
sevgilinin size üflediği sigara dumanı da değişik bir fanteziye başlangıç olacağı için tercih edilmelidir.

acı ama gerçek

acı; ama gerçek şu ki mutluluk hormonu salgılatıp beni mutlu ediyor, bayılırım.

sensensinbendebenim

hoşmuş, hoş gelmiş.

bir erkeğin başka bir erkeğe aşkını ilan etmesi

toplum tarafından yadırganan ama varlığı inkar edilemez durum.

kadınları rahatlatan küfürler

sıfatına sıçtığım.

sigaranın bağırsakları çalıştırdığı gerçeği

vallahi doğru. yeni sigaraya başlamışken ne zaman içsem tuvalete gidip fayansları sayma isteği doğuyor içimde.