entry'ler (156)

vermicem vermicem benim değil mi vermicem

vermiştir o kesin!

babanın annenin yanında başka kadınlara bakması

yürü be! kim tutar seni, aslan babam. *

120 kilo deadlift yapan kız

çüştür. steroid basmıştır. artık erkektir. testosteronu tavandır.

otobüste hayvan gibi sizi kesen kız

"lan hala bakıyor mu acaba" diye erkeğin de arada kaçamak baktığı kızdır.

zayıf kızlar ölsün istiyorum

kilolu bayanların bedduasıdır.

hoşlanılan kızın gözlerine uzun süre bakmak

yürek hoplatır. baş döndürür.

evi istila eden karıncalar

çıkış noktasına nişasta dökmek ve küflenmiş limon koymak çare olabilir. akıllı hayvanlardır. bir daha ordan gelmiyor başka delik açıyorlar. *

çırılçıplak yatakta uzanan kadına hayır demek

zor zanaattir.

şişko kankanın olması

ter kokusuna maruz kalmak gibisi yoktur. *

ankarada gençler ne halt yiyor sorunsalı

balgat'ta mekan arıyorlar. * (bkz: birisine gönderme yapmak)

stiletto ayakkabı giyen tatlış erkek

gayliğini ilan etmiş erkektir. kestirmiş de olabilir.

yazacak entry bulamayan yazar

bakar da bakar, arar da arar, ama yoktur. yıllar sonra sözlüğe girip "iki cümle bir şey yazıyım yahu" diye bir ümitle girilen sözlüğün içler acısı halini görür, kalitenin mi düştüğünü?, "yoksa hep mi böyleydi?"yi sorgulayan yazardır.

renkli pantolon modası

neden hep mavi siyah gibi renkler olsunki sorusuna verilmiş cevaptır bu moda.. mavi, lacivert normal bir renkte; mor, kırmızı mı abes? alışa gelmişlikle alakalı bir şeydir bu..

erciyes üniversitesinde okuyan sözlük yazarları

(bkz: bir varmışım bir yokmuşum)

permesso di soggiorno

italyanca "oturma izni" demektir. kelime anlamları da zaten; permesso: izin, müsaade; soggiorno: kalmak anlamındadır. italya'daki tüm bürokratik işlemler gibi, bu belgeyi de alması hayli uğraştırıcıdır. hatta zulümdür. italya bürokrasisinin, Türkiye bürokrasisine benzemesinden mütevellit, kapı kapı dolaşır ve italya'da memurların çalışma saatini anlamakla beraber 2 ay içerisinde alabilirsiniz. ki bu oturma izni, diğer avrupa ülkelerinde 1-2 günde, hatta 2. sınıf avrupa ülkelerinde dahi 2-3 gün içerisinde alınabilmektedir. bu adamlar öyle rahatlarına düşkündürler ki, siesta saatlerini asla pas geçmezler. "Bugün git yarın gel"ler, "9'da gel, sıra al"lar bitmez, tükenmez. Bir de 9'da gel sıra al demişken aklıma geldi. 9'da gidip sıraya sadece bir sıra numarası almak için giriyorsunuz. ve bu sıra numarası geldiğinde 2 saat geçmiş oluyor. oh şükür sıra bana geldi derken, hemen sevinmeyin, bu sıra numarası meğer memurun vereceği sıra numarası içinmiş. sıra numarası almak için sıraya girip sıra numarası alıyorsunuz yani. o sırayı da 3 saat bekledikten sonra nihayet parmak izinizi verebilirsiniz. parmak izi vermekle bitmiyor tabi ama neyse uzatmayayım. belgeler italyanca olduğu için pek anlamıyorsunuz, inşallah bir belge unutmamışsınızdır, çünkü o kadar beklediğiniz heba olur.

bilhassa

"özellikle" veya "önemli olarak" anlamında kullanılan söz öbeği.

joseph henry

ilk defa elektromıknatıs kullanarak, elektromanyetikli makineyi icat etmiştir.

insanın büyüdüğünü anladığı an

(bkz: büyüdük aniden)

gölgesini satamadığı ağacı kesen şey

(bkz: kapitalizm)

pucca

al yanaklı, çekik gözlü, şirin mi şirin, bi de kedisi var bunun. japon cizgi film karakteri.