bugün

gün be gün aklıma kazınan tez.

bir gün bir mutlak güç sahibi bir tanrı çıkar ve bilinmek istediği(!) için evreni yaratır. ardından kullar, hayvanlar vs..

periyod periyod kitap gönderir bize meleklerle. neymiş ona kulluk edecekmişiz. bizi yarattığı için, bize can verdiği için onun önünde eğilecekmişiz, uğruna ibadet edecekmişiz. etmes isek yanacakmışız cehennemde.

bu dünyada bize acılar tattırarak sınava sokuyormuş. evlat acısı yaşatıyor insanlara, özürlü çocuk veriyor anne babalara. bize kendinden üflemiş ya bu üfürüğe maruz kalmış ademoğulları tecavüzlere, cinayetlere, soykırımlara kalkışıyor.

ee ne yapacağım o zaman? mutlak kudrette olan tanrı sadist mi mnkym?

yoksa tanrı da kul sevgisi yok mu?
(bkz: sorumluluktan kaçmak)
bu durum tüm mutluluklarımızın da allahtan olduğu gerçeğiyle kesişir.
tanrı'yı kerameti kendinden menkul bir varlık olarak görmekten vazgeçilirse o zaman sadece zulme karşı mücadele edecek bireyleri durdurmada bir işleve sahip olduğu anlaşılır.
bu durum tüm mutlulukların da tanrının eseri olmasıyla bir güzel dengelenir, kıl tüy kalmaz.
tüm mutlulukların sorumlusuyla tüm acıların sorumlusunun aynı güç olduğunu fark edince pek de önemi kalmayan fakat pek bir doğru tez.
--spoiler--

bu dünyada bize acılar tattırarak sınava sokuyormuş. evlat acısı yaşatıyor insanlara, özürlü çocuk veriyor anne babalara. bize kendinden üflemiş ya bu üfürüğe maruz kalmış ademoğulları tecavüzlere, cinayetlere, soykırımlara kalkışıyor.

--spoiler--

içindeki diktalık duygusunu bastırmak için insan soyunu yaratan ve ardından türlü sapkın sınavlara sokan bir tanrının insanlara mutluluğu
bağışlamış olması düşünülümez. eğer mutluluk tanrı tarafından verilimiş bir özellik ise ve zamanı geldiğinde en ani bir ölüm ile bu mutluluk tekrar tanrı tarafından kesiliyorsa bu tanrının bizle oyuncak gibi oynadığı gerçeğini gözümüze sokar ki bu husus tanrının aynı zamanda bir sapkın olduğunu gösterir.

mutluluk ancak tanrı nın burnunu sokmadığı yerlerde vardır.
allah'ın kullarına çeşitli azaplar vererek onları imtihan etmesi,
insanlara süre vererek,
kendisine yönelip yönelmeyeceğini denemesidir.

özellikle, inkarcıların bir bölümüne hemen azap tattırması,
bir bölümünün azabını cehenneme ertelemesidir.

hatta allah'ın'' günahları daha da artsın'' diye kafirlere süre tanıması, daha sonra aşağılatıcı azaba uğratmasıdır.

Bakara-126
al-ı imran-178
tüm acıların değil tüm herşeyin sorumlusu tanrıdır, sorumluluğunu bilmektedir. herşey ondan geldi herşey ona dönecektir.
ama tırsmaya gerek yoktur, sadece anlamak gerek.
tanrı zaten iyiliği temsil eden bir figür değildir. eğer tanrı her şeyin yaratıcısı ve en uç noktası ise iyiliği de kötülüğü de yaratan odur. her şeyi gören , bilen ve gücü yetendir. var olan en güzel, en güçlü varlıktır. aynı zamanda var olan en kötü, en korkunç varlıktır. sonuçta kötülüğün kaynağı ve en üstün formu da kendisidir. bu durumda 'tanrı var olan en büyük pisliktir' demek de yanlış olmayacaktır.
şeytana karşı iyilik timsali olarak gösterilen ve yarattıklarını acılarla sınayan ise spesifik bir tanrıdır ve zaten kendisinin yarattığı bir şeye karşı gösterilmesi kendi içindeki çelişkidir.
serdar ortaç'ın
"hayat beni neden yoruyosun,
madem çok günah oyunu sen bozuyosun"
dizeleri ile destek verdiği önerme. postmodern-arabesk felsefesi.
doğru bir önermedir.
dünya ahalisinin yaşadığı, hissettiği tüm duyguların sorumluluğu tanrı ya aittir.
şaşırmamak lazım.
%100 gerçektir acılarımızında mutluluğumunda sorumlusu o dur bazen bundan nefret etsekte gerçek budur kaçış yok.
tüm acıların karşılığını verecek olanın tanrı olması, tüm mutlulukları verenin tanrı olması düşünüldüğünde gayet doğal bir olaydır. karşılığını alacak olmak insanı rahatlatır. acı yaşamayan insan mutluluğun ne olduğunu bilemez, bu da çok acı çok mutluluk demektir doğal olarak. ha acıdan kastımız elbette ki çükünü miksere kaptırıp "çok acıdı çok mutlu olacağım!" diyen bir insanın hayali değil elbette.

aha ben bu entryyi kafama yıldırım düşmeden girebildiysem tanrı izin verdiği için. yanlış mıyım?
(bkz: 90 derecelik açının sorumlusunun tanri olması)
tüm acıların sorumlusunu tanrı görmek kendimizden kaçışımızdır...

insana gerçek zarar sadece kendisinden gelir,kişi yaşamında yaptığı ve başına gelen herşeyin gerçek sorumlusudur!...
varlığın kıymetini anlayamamış kul söylemidir.

varlık rahmet iledir, yaradılış sevgidendir. müminler her işe rahman olan allahın adıyla başlar, yaratma fiili dahi rahman adı iledir. yokluğun ne olduğu üzerine kafa yormadığımız için var edilmiş olmanın saygınlığını, rabbin bize verdiği bu önemi anlayamıyoruz.

yaratıcı kulunu mana ile değerlendirdi ve maddeye kendi adına adaletle,güzellikle hükmetmesi için dünyaya gönderdi. bu dünyada zorluk vardır, yenilgi vardır; ama her sorunun bir çözümü de vardır, her zorlukla beraber bir kolaylık da vardır.

kolaylığı ve başarıyı görünce nefis bunu kendinden bilir, zorluğa gelince ise tanrı bana bunu reva gördü der...
(bkz: ve tanrı insanı yarattı)
sözlükte yapılmış en iyi tespittir.
(bkz: ve insan tanrıyı yarattı)
tüm acıların kaynağı insandır.
(bkz: god hates us all)

çok felsefik işler bunlar, kurcalamayın oğlum zall kızıyormuş lan.
belli bir oranda doğrudur. gnostikler, tüm acıların sorumlusunun tanrı olması nedeniyle bu dünyayı yaratan tanrının kusurlu olduğunu düşünürler. fakat tanrı mükemmeldir, kusurlu olamaz bu yüzden dünyayı&bizleri yaratan tanrı gerçek tanrının sadece bir yansımasıdır...falan filan. uzar gider.
hakkında şu sözlüğe hakaret dolu entryler girilirken bile , kötü imalarda bulunurken bile tüm kudretimizi ondan aldığımızı ıskalamaktayız demek ki..

o acıyı tatmamızı sağlayan reseptörler de beyin de ruhta onun oysa.

ah şu ben olgusundan bir kurtulabilsek , hepimizin bir olduğunu ve ondan geldiğimizi onu anlamak ve onu sevmek için var olduğumuzu bir anlasak...
tüm acıların ve sevinçlerin kaynağı tanrı'dır, doğrudur. iyiliği de, kötülüğü de, dünya yı da, ahireti de, o yaratıp bizi imtihan etmektedir. fakat işin acı tarafı insan'a bu imtihana girmek isteyip istemediğinin sorulmamasıdır. bir diğer şey ise herşeyi bilen ve herşeye kadir olan tanrı'nın insanların iyiye mi yoksa kötüye mi yöneleceğini bilmesine rağmen hala neden hayatta tuttuğudur. eğer yanlış duymadıysam zaman-ı vaktinde allah'ın kullarını dünya ya göndermeden önce hayatlarında neler yapacağını dünya ya geldiklerin de o'na iman edip etmeyeceklerini sormuş. fakat ben neden böyle birşey hatırlamadığımı hala anlamamaktayım. **
iyi notu öğrencinin alması, kötü notu hocanın vermesi gibi bi' şey olsa gerek...