bugün

entry'ler (254)

fethullah gülen

Hakan Albayrak: Çok derinden sarsıldım eğer O bunu demişse açıkçası incinirim.

http://www.analizmerkezi....NATIZMINDEN-HAYRLIDIR.php

fethullah gülen

israilli komandoları alaşağı eden yiğitleri yıkan adam olmuştur. zalim otoriteye karşı koymayan din tevhid dini değildir !

vahdettin için yazılan şiir

vahdettin değil abdulhamid-i sani için yazılan şiirdir. zamanında büyük doğularda yayımlanması adli kovuşturmaya tabi tutulmuştur. (yanılmıyorsam mahkumiyetle sonuçlandı)

deniz baykal ın seks kaçamağı

hüseyin üzmez olayında ısrarla durun hele bir bekleyin dememden ötürü aynı hassasiyeti şimdi de gösterme mecburiyetinde olduğum vaka.

durun hele bir yahu... durun hele bi...
görüntülere bakmadım, bakmayacağım da ama görüntülerin gerçek olup olmadığını henüz kesin bir bilgiyle bilmiyoruz.

dahası da var; islam hukukunda perde arkasındaki günah şahısla Allah arasındadır, aşikaren gerçekleşmiyorsa kimse tecessüste bulunup meseleyi öğrenip de tellal gezdirerek ilan edemez. Eğer eş aldatma vakası ise onun şikayetçi olması ve kanıt sunması gerekir. Aksi halde insanlardan gizli ayıplara hiçbirimizin müdahale hakkı yoktur !

Unutmayın erenler Tecessüs ve gıybet haramdır !

yahşi batı

arkadaş bu sefer 4 milyon, 3.5 milyon kişi izlemesinde biz şöyle filmden anlayan 1.5-2 milyon civarında kişi ağız tadıyla bi' türkiyenin en iyi komedyenini izleyelim dediğimiz filmdir.
cem yılmazın filmlerine, goraya skeç filmi eleştirisi haricinde ağır bir eleştiri gelmez arkadaş; hele güldürmüyor hiç gelmez. amerikanın sakarlık, beceriksizlik, cinsellik üzerine kurulu saçma sapan komedilerinin, son dönem türkiyede o çizgiye özenen berbat yapımların yanında filmden anlayan biri böyle bir şey söylemez.
nerde o 'her şey çok güzel olacak' zamanları diyenlere o filmi yaptığım zaman kimse böyle söylemiyordu ama demiş cem yılmaz. durum tam olarak budur, başarıya karşı bir memnuniyetsizlik, beğenmiyorum burun kıvırıyorum böylece kendimi ululuyorum tavrı...
gelmeyin oğlum filme, gözlem ustasından yine şahane tespitlerle süslü bir parodi izleyeceğiz keyifle; canımızı sıkmayın...

ziraat bankası

işlemini yaptın hadi çek git, gözüm görmesin seni deyip kartınızı suratınıza fırlatan bankadır...

aşkımızın meyvesi

Anne baba istiklalde takılırken, kahramanımız hacıhüsrevde yaşamaktadır.
Ya da öyledir herhalde en azından...

zeytinin hayali

1940'lı yıllarda Kudüs'ün Ayn Karim köyünde doğan bir kızın gerçek hayatından uyarlanan çizgi sinema. 4 Eylülde gösterime giriyor...

Bizim zamanımızda Hay vardı, Emre vardı (gerçi daha sonra Osmancık diye seslendirildiğine şahit oldum ama) ne de güzeldi. O iki çizgi film apayrıydı. Hay şu an bile bilgisayarımda kayıtlıdır, sıkıldıkça açar izlerim. Görelim bakalım bu da onların tadını verecek mi.

http://www.zeytininhayali.com/

allahuekber diyen adam

etrafına bakıp allahuekber dedi
ve o aşamada
aslında bütün aşamalarda
ekleyecek bir şeyi yoktu

hakan albayrak

trabzonspor

bu seneki doğal dizilimi olan 4-5-1 (forvet yok forvet, istersen 4-5-1 oynama) düzeninin uefa liginde işe yaramasını umduğumuz karadeniz fırtınası.

şu tuluzu bi geçelim yeter ki, lig bayağı bi keyifli olacak...

dindar

Şahsi kanaatime göre islamla alakası olmayan bir kavram...

islam'da dindar olmak yoktur, takvalı olmak vardır. Kimin takvalı olduğunu ise ancak Allah bilir. ibadetlerin şeklen tamam olması her zaman takvayı beraberinde getirmez, güzel ahlak ve acz duygusu ibadeti tamamlamalıdır.

ben takvalıyım diyenin de ayağı zaten kaymıştır...

türk kızlarının götünün kalkık olması

Sağlıklı bir omurga yapısına sahip olduklarının işaretidir. Demek ki lumber lurdos (böyle mi yazılıyordu lan bu) yeterince kavisli...

yusuf islam

Son olarak Roadsinger albümünü çıkarmış sanatçı.

Thinking about you parçasının kılibinde Müziğini yapıp, şarkısını söyledikten sonra kibirden gösterişten uzak, sırtını dönüp toprağı öpercesine ayrılıyor. Alkışları reddeden adam, seni seviyoruz...

peygamberlerin gereksiz olması

Bir gün Necip Fazıl vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:

"Üstad", diye sorar "Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik."

N. Fazıl da, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan cevap verir:

"Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya"

19 mucizesi

Alın size paşalar gibi 19 mucizesi... (Bu oldu, vakti zamanında cafcaf yaptı bunu; güzel de bir hatıra oldu...)

http://www.facebook.com/p...66858239&l=94968853f7

murat kosovanın cahit zarifoğluna dönüşmesi

an itibarıyla ntv ekranlarında müşahede edilebilecek durum.

fethullah gülen i sevme nedenleri

ıstırap ve dert sahibi, inandığı davası uğrunda bir ömür tükentmiş bir insan olması. fakat bunun yanında muvazaacı ve sürekli alttan alıcı kişiliği, terbiye gösterisinde aşırıya kaçması bu sevgiyi kısmen perdelemektedir.

düzeltme: artık sevmiyoruz kendisini !

üçüncü boğaz köprüsüne verilebilecek isimler

(bkz: boğazın üçüncü örgüsü ikinci abdulhamid köprüsü)

boğazın üçüncü örgüsü ikinci abdulhamid köprüsü

Sultan ikinci Abdülhamid Han zamanında, istanbul Boğazı'nın, Sarayburnu-Üsküdar ve Rumeli Hisarı-Kandilli arasında olmak üzere iki köprü ile bağlanması projesi yapılmıştı. Fransız inşaat mühendisi F. Arnodin'e 1900 yılında çizdirilen projede köprülerin, Eyfel Kulesi'nin yapıldığı çelik teknolojisiyle yapılması hedefleniyordu.

Sarayburnu-Üsküdar arasındaki aktarma köprünün iki kara tarafından ayakları arasındaki mesâfe 1700 metre idi. Projede beş ayak üzerine kurulması planlanan köprünün orta ayağının 32 metre derinlikteki deniz tabanına oturtulması planlanmıştı. Denizden yüksekliği 50 metre olan köprünün altından asılacak teleferiklerle vagonların taşınması hedefleniyordu. Rumeli Hisarı-Kandilli arasında yapılması planlanan köprü ise ilgili vesîkasında "Cisr-i Hamîdî" (Hamîdiye Köprüsü) olarak isimlendirilmiş sâbit bir köprüydü. Projede istasyonların Bakırköy ve Bostancı'ya kurulması, böylece demiryolunun şehrin dışından geçmesi planlanıyordu.

Boğaziçi'nde yapılacak olan bu köprü aynı zamanda Bağdad demiryolu hattına da bağlanacaktı. Cisr-i Hamîdi projesi büyük bir bina üzerine, minarelerle ve Kuzey Afrika mimârî tarzında kubbelerle süslü, som kârgîr destekler arasına kurulu, çelik halatlarla havada asılı demirden bir bina manzarasında idi. Bu kubbelerden her biri granitten yapılmış bir sütun üzerinde olup bunların üzerine toplar kurulmuş idi. Döner kulelerle askerî savunmaya da faydalı olacak olan köprü, aynı zamanda boğaz geçişini de kontrol altında tutacaktı. Köprünün geceleri çok güzel bir şekilde ışıklandırılması da, projenin mühim bir tarafını oluşturuyordu.

Bu köprüde yani Cisr-i Hamîdî'de tren, araba ve yayaların geçmesine mahsûs yollar ve basamaklar bulunmaktaydı. Köprü bu şekilde Anadolu ve Rumeli yakalarını birbirine bağlıyordu.

Minareleri ve kuleleri "Halîfe-i Müslimîn olan pâdişâh-ı âlî-câhın bütün kudret-i dîniye ve siyâsiyesini pîş-i enzârda tecellî etdirerek Osmanlıların şân ve azametini irâe" ediyordu.

Bu köprü ile de îcâbında Medîne'den trene binildiğinde Viyana'da trenden inmek mümkün olacaktı.

boğazın üçüncü örgüsü ikinci abdulhamid köprüsü

Boğaza yapılacak bir köprüyü ilk kez planlayan olması ve zamanında giriştiği kalkınma hamleleri münasebetiyle yeni köprüye ikinci abdulhamid köprüsü adının verilmesi.