Bir de ustune fici gecirseymis tam olurmus. Cok takdir ettim...

görsel

Son zamanlarda izledigim en iyi filimlerden birisidir. bu tarz filimler artik uretilmemekte maalesef. Karikaturize edilmis karakterleri, enteresan konusu ve eglenceli espiri anlayisiyla hem gulduren hem dusunduren, eski pembe panter filmlerini andiran yeni yapim bir filmdir. Tavsiye edilir.

Not: Valla para vermediler abi...

Guney Amerikan kendinden gudumlu terlik markasi:

https://www.youtube.com/watch?v=aYviBsqwwzE

(bkz: la chancla)

terbiyesizliktir. Ayakla yenmelidir.

Resmi adi Israel Savunma kuvvetleridir. Dunyanin en basarili ordularindan birisidir. Bunun sebebi kendi yaptiklari ozgun arge calismalari ve mecburiyettir. Sayet basarili ordusu olmayan bir israel, her tarafi dusmanlarla cevrili bir ortadoguda hayatta kalamaz.

en cok yuksek rutbeli sehit veren ordudur ayni zamanda. Bunun sebebi, genellikle butun ordularda general arkada oturup erleri savasa gonderir. Israel ordusunda bu tam terstir, generaller en onde kosar, erleri takip eder. Ordunun basarisi burada yatmaktadir.

Israelde yasayan durzilerin %90i siyonist olup askeri gorevlerini yapmistir. hiristiyan ve bedeviler de ordudari ve her dinin inanclarina saygi gosterilir. Kadinlar 2 sene erkekler 3 sene gorev yapar. Asker olmak istemeyen kadinlar genellikle 2 sene gonullu gorevlidir.

Ordu israel toplumunun en onemli parcalarindan birisidir. Askerler cok el ustunde tutulur, bazen pizzacilar bedava yiyecek verir, bazen otobus soforleri para istemez. Genellikle ordudan alinan referans belgesi universite diplomasindan daha faydalidir. Israelli gencler cocuktan adama orduda gecer. cogu kisi esleriyle orduda tanisir vs.

Savas sirasinda egitimde olanlar savasa gitmez, 3 senelik egitimini tamamlamis 30 yas ustundekiler ve profasyonel askerler savasa cagrilir, egitimdekiler yedek guctur. Butun ulke aslinda yedektir, herkesin askeri gecmisi vardir. Bazi kisiler birkac senede bir 1-2 aylik bir programla egitimlerini yeniler, buna miluim denir.

Kesinlikle dogrudur. Inanan, inanmayana saygi duymak zorundadir, ama bu iki taraf icin de gecerlidir. Inanan da inanmayana saygi duymak zorundadir. Maalesef tarih boyunca hep inanan inanmayana zulm etmistir. Araplarin, turklerin nasil kilic zoruyla musluman yapildigini, hiristiyan dunyasinin nasil kudusue hacli seferleri duzenledigi biliniyor. bu gun bile sirf Amerika, avrupa hiristiyan diye terorist eylem yapan cihatcilar var... Hani gectim onlari, ramaznda sokakta yemek yedigi icin dayak yiyen adamlar var ulkemizde.

Saygi bekleyen saygi gostermek de zorundadir, bu herkes icin gecerlidir...

- Taksici: Ne okuyon?
+ Bard: Astrofizik
- Taksici: Neyk? Ne yapar la o?
+ Bard: (icimden) Simdi sictik
+ Bard: Uzay fizigi, hani karadelikler falan var yaa...
- Taksici: Bi ara bizim koye gel, orada cok karadelik var, keh keh keh
+ Bard: Ben musait bir yerde ineyim...

"Egitimli bir zihnin isareti, katilmadigi fikrede kafa yorabilmektir." -Aristo

Bazi fikirler vardir tartisilir, bazi dusunceler neredeyse evrenseldir. Cogumuzun kabul edecegi gibi fiziksel bir dunyanin icinde yasiyoruz. Vucudumuz fiziksel bir obje ve her saniye baska binlerce obje ile etkilesime giriyor. Yercekimini hissediyoruz, gozlerimiz elektromanyetik radyasyonu goruyor, beynimiz gozlerimizden gelen sinyalleri bizim bilincimizin algiladigi dusuncelere donusturuyor. Ellerimiz basinc hissediyor ve beynimiz butun resimleri bir araya koyarak vucudumuzun icinde bulundugu 3 boyutlu bir harita cikariyor.

Aklima gelen iki tane olasilik var, ya gercekten dunyada yasiyoruz ve gordugumuz, hissettigimiz her sey gercek. Ya da her sey aklimizin icinde olup bitiyor.

Ilk olarak 2. duruma bir bakalim. Varsayalim ki hic bir sey gercek degil, her sey aklimizin icinde. Ama aklimiz, ve bilincimiz bir yerlerde olmak zorunda. Bu durumda tek gerceklik, bizim dusunce yetenegimiz. Iste kant "dusunuyorum oyleyse varim" derken bunu kastediyordu.

Simdi birinci varsayima donelim, her sey gercek. Yani benim gordugum, toz, tas toprak, gunes, agac, bocek vs. bunlar gercekten var. Ve bunlar uzayda sabit degiller, zaman ilerledikce bu objelerin uzaysal konumlari degisiyor.

Gunes her gun doguyor, ancak gunesin yarin dogacaginin garantisi yok. Bilemeyiz. Kimisi cikip diyecek ki, dunya gunesin etrafinda donuyor, o yuzden gunes yarin dogacak. Dogru, su anda dunya donuyor, peki 1dk. sonra donecegini nereden bilebiliriz. Biz bakmadigimizda gunesin orada olmasi inanci nereden geliyor? Mesela ben her odaya girdigimde cama kus carpiyor. 100 kere bu devam ederse, 101. kez odaya girdigimda yine cama kus carpmasini bekleyebilirim, ama aralarinda nedensel bir iliski yoktur. David Hume, bu inancin kaynaginin aliskanlik ve de pragmatizm oldugunu soyluyor. Kisaca ben bu olayalar arasindaki iliskilere inaniyorum, var olduklarindan degil isime yaradigi icin.

Kisaca evrenin bir duzeni oldugu bir kabuldur, yasa degil. Ancak bu kabul bizi cok enteresan yerlere goturebilir. Sayet evrende bir yasa varsa, o zaman evrenin gercek mi yoksa kafamda mi oldugu sorusu onemsizdir. Cunku kafamdaki sistem de bir kurala uydugu varsayilmaktadir.

Sayet evrenin nasil haraket edecegini belirten bazi yasalar varsa, bunlara en guzel ornek fizik yasalaridir. Evreni anlamak ve modellemek icin cok basarili bir sistemdir ve gelistirildiginden beri hayatimizi kolaylastirmak ve gelecegi tahmin etmek icin kullaniliyor. Evrende bir duzel oldugu varsayimindan devam edersek, o zaman her olayin bir oncekinin sonucu oldugu ortaya cikmaktadir. Yani su anki zamanda olan uzaysal konumlar bir onceki zaman diliminin sonucudur. Icinde yasadigimiz makro skalada bu dogrudur. O zaman makro skalada tanriya yer yoktur, cunku zaten olan her sey bir oncekinin sonucudur. Yani aktif bir sekilde kimse olaylara mudahale etmemektedir.

Quantum fizigi durumun boyle olmadigini, evrende bir belirsizlik oldugunu soylemektedir. Cogu dindar birazcikta okuyup bilime ilgi gosteren kisi bu belirsizligi tanriya addetmektedir. Ancak quantum fizigindeki belirsizlik, deneysel bir belirsizlik degil, evrenin icine islenmis bir belirsizliktir. Herhangi bir olcum alindiginda veya parcacigin durumu bilindiginde, o parcacik icin belirsizlik ortadan kalkar. Bu durumda quantum fizigine gore tanri bile parcaciklarin konumunu ve hizini ayni anda bilemez, bu belirsizlik tanri icin bile gecerlidir, yani tanri quantum dunyasinda da degildir.

O zaman tanri nerededir? Belki de fiziksel dunyayla herhangi bir iliskisi olmadan bizi izlemektedir. Peki fiziksel dunya uzerinde hic bir etkisi yoksa o zaman tanrinin var olup olmamasi bizi niye ilgilendirir? Sayet gozlemeleyemdigimiz, ustune deney yapamadigimiz, fiziksel dunyayla etkilesimi olmayan, kisaca etkilesimi olmayan, olculemeyn bir varligin ustune tartismak yersizdir.

Butun bu anlattiklarim bir varsayimin ustune kuruludur, o da evrenin duzenli ve aciklanabilir bir yapiya sahip oldugu varsayimidir. Sayet evren sadece kaostan ibaretse, ve gelistirdigimiz fizik kanunlari evrensel degil merkeziyse nedensellik yoksa, o zaman her sey olabilir. Kaotik bir evren modelinde yesil kucuk uzaylilar evreni yonetiyorla, tanri yonetiyor argumanlari ayni degere sahiptir ve sacmadir. Evren kaotikse, evreni aciklamaya calismak oksimoroniktir, cunku kaotik bir yapi tanimi geregi aciklanamaz, aciklanabilen bir yapi kaotik degildir...

Peki tanri evrenle etkilesim icinde degilse, evrene aktif bir seilde mudahale etmiyorsa, evrenin hic bir yerinde degilse, o zaman insanlar tanrinin varligina neden inaniyor? Evrende neden duzen olduguna inaniyorsak onlar da o yuzden tanriya inaniyor. Cunku pragmatik bir inanc. Kimisi icin din birlestirici bir unsur, toplumlarin birbirine daha yakin olmasina dolayisiyla hayatta kalmaya yardimci oluyor. Kimisi icin bir plasebo etkisi, tanri tarafindan iyilestirelecgine inandigi icin iyilesiyor. Kimisi icin fonksyonel bir gereklilik. Kafasini olum korkusundan uzaklastiriyor ve gunluk hayatini daha rahat bir sekilde yasamasini sagliyor. Kimisi icinse bir ahlak polisi, topluma daha yararli bir birey olmasini sagliyor.

Kisaca insanlar farkinda olmasa bile, tariya pragmatik sebeplerle inaniyor. Bu inanc tanriyi gercek yapmaz, ayni sekilde evrenin bir duzeni olduguna inanmak evreni duzenli yapmaz. Tanriya inanmak, veya evrenin duzeni olduguna inanmak veya ikisine birden inanmak, veya devasa ucan pasta canavarlarina inanmak... bunlarin hepsi bir zevk meselesidir. Bilgisayarldan farkli olarak insanlar celisen dusuncelere sahip olabilir, birisi evrenin duzeni olduguna, ve tanrinin aktif bir sekilde evrene mudahale ettigine inanabilir... Inanc hic bir seyi gercek yapmaz, ama dunya gorusumuzu ve tavrimizi degistirir. Sayet bu inanc kisiyi multu yapiyorsa istedigine inanmak onun secimidir. Kimsenin kimseye inanc veya ideoloji empoze etme hakki yoktur, herkes kendi isine baktigi muddetce guzelce ve baris icinde yasayabiliriz...

ikiyuzluluktur, igrencliktir... Sadece ozgurluk dusmanligi degil ayni zamanda kadin dusmanligidir... Bu sahislar bazi yaptirimlarla yuzlesmeli, ve baski yapilan kadinlar devlet korumasina alinmalidir!

Yalniz bu, her carsaflinin carsafini indirmek anlamina gelmez. Beki de gercekten kendi istegiyle o carsafin icine giren vardir. Nasil ki girmek istemeyenin hakkini koruyorsak, kendini kapatmak isteyenin de hakkini korumamiz lazim.

Kimsenin, kimsenin kiyafetine karisma hakki yoktur... Isterse ciplak gezsin, tahrik oluyorsan bakma kardesim...

Aslinda bu tarz sacmaliklar, biz erkekleri kucuk dusuruyor. Bize resmen hayvan muamelesi yapiliyor; sadece icguduleriyle hareket eden, tahrik oldumu onundekini becermek isteyen hayvanlar muamelesi goruyoruz... Kisaca kadina nasil giyineceigini soyledigimiz zaman, kendi kendimizi kucuk dusuruyoruz...

Kendine gore takilan yosmadir... Kimsenin, baskasinin ne giyinecegini, nasil gorunecegini soyleme hakki yoktur. Ozgur bir sistemde, herkes istedigini giyinir, istedigi gibi dolasir.

Turbanin bir suru anlami olabilir: Belki kemoterapi yuzunden kel kalmistir, peruk alacak parasi yoktur, turban takiyordur. Belki kendi siyasi gorusunu belli etmek icin turban takiyordur. Belki de kocasi veya ailesi zorla turbana sokmustur, bu dusunceye karsi cikmak icin giyinmistir o dar pantalonu. Belki de sevdigi cocuk dindardi, onu etkilemek icin basini baglamistir... Sayet, Turbanin amaci ahlakli oldugunu gostermek, alcak gonullu bir sekilde etrafta dolasmaksa kendi kendiyle celisiyordur bu kisi... Birak celistigiyle kalsin, yargilamak bizim gorevimiz degildir...

Yalniz bu konustugum kiyafet ozgurlugu herkes icin gecerlidir. Nasil ki basini baglamak isteyenin ozgurlugune saygi duyuyorsak, basini baglamak istemeyenin de ozgurluguna saygi duymak zorundayiz.

insan kalir... Kadini am got meme olarak goren masogenik zihniyetin sacma sapan bir soylemi daha...

Ben bir yahudiyim, size yahudiligin ne demek oldugunu anlatayim, anlatayim de dinlemeyeceksiniz ki beni... Yine cikip, bu yalan konusuyor, bizim boyle dusunmemizi istiyor, seytan kulagina fisildiyor, hatta seytan bu diyeceksiniz... Her neyse, ben yine de anlatayim, okuyan yuz kisiden birisinin kafasinda "acaba?" ifadesini sokabilirsem, kendi perspektifimden ona gosterebilirsem benim icin kardir.

- Yahudilik diger dinlerden farklidir. Yayilmaci bir politika izlemek bizde kesinlikle yasaktir. Ya yahdui dogarsin, ya da baska bir halktan biri olarak dogarsin. Yahudil olmak resmen bir iskencedir, din adamlari seni tersler, arzunu kirmaya calisir. Bir nevi testtir bu, ama dunyada yahudi olmak isteyecek kadar manyak birini ben zaten tanimiyorum. Belki de dunyadaki en kati dinlerden birisiyiz, neden bu kurallari kendine secesin ki? Git domuzunu ye arkadasim...

- Yahdiler bu gun bir suru farkli sekte ayrilmis durumdadir. Amerikada durum dinden cikmis, bir kulture donusmustur resmen. Yahudilerin cogunlugu ateisttir. Kimsenin hangi dinden oldugu zerre kadar umurunda degildir yahudilerin...

- Bir suru kural vardir arkadasim, zaten bunlarin hepsini yapmak en babayigitin bile harci degildir. 613 tane kural, bunlarla ilgili yazilan yuzlerce yorum kitabi... bitmez, butun hayatini versen de bitmez... yok onu yeme, yok bu gun sunu yapma, yok su gun yikanma, yok su saatte dua etme, her sabah 2 saat dua et, cumartesileri 4 saat, oruc gunu butun gunu doa ederek gecir. Resmen iskence... Yakindigima bakmayin, cocukluktan maruz kalan, sahsim gibi kisiler icin gelenek aslinda bunlar, kendini atalarina yakin hissediyorsun, hos oluyor, ama onun haricinde bir espirisi yok...

- Bir israel olayi vardir gider. Bu sorunu ben cogu kez anlattim, elimden geldigince izah etmeye calistim. Sorun aslinda cok basit, anti-semitizm, yahudi nefreti... Biz ne yaptikta bizden bu kadar nefret ediliyor hayatim boyunca anlamadim, ailem de anlamadi, hangi yahudiyle konussam o da analamadi. Bizim ne yaptigimizi, neden bu kadar nefret edildigimizi birisi soylesin de, biz de ne yapacagimizi bilelim. Biz yahudiler olarak tek istedigimiz rahat birakilmak. Ugrasmayin bizimle arkadasim... Ben kendi adima konusaym, tek istedigim dunyaya yararli bir birey olmak, bunun nesinden nefret ediyorsun? Her neyse, gel gelelim israel meselesine... Filistinlilere cok aciyorum, harbi cok aciyorum, cunku bu zavalli insanlar benim tattigim kardeslik duygusunuasla kendi arap kardesleri tarafindan tadamadi. Bu insanlar maalesef baska musluman ulkeler tarafindan israele koz olarak kullaniliyor. Israelin tek istedigi de baris icinde yasamak, kac kere filistinlilere baris antlasmalariyla gidildi, kudus verileecekti, yine red ettiler. Niye, cunku yahudi varligini ortadoguda kabul etmiyor muslumanlar... Onlarin derdi israelle degil, yahudilerin varligiyla, kisaca problem yine anti-semitizm...

- Yahudi olmak zor oldugu kadar guzel de bir istir. Aile gelenekleri vardir, her cuma aksami bir aray gelinir, hep beraber yemek yenilir. COgu yahudi birbirini tanir, yurtdisina gitsen bile oradaki yahudiler sana sahip cikar, buyuk bir aile gibidir yahudiler...

- maalesef her dinde oldugu gibi yahudilerde de extrem kisiler vardir, ister milliyetci ister dinci olsun, yahudi halkinin cogu tarafindan bu insanlar hos gorulmez, kinanir...

Kisaca ben ve benim gibi yahudilerin tek istedigi rahat birakilmak, herkes gibi huzurlu bir sekilde yasamaktir. Geceleyin hic birimizi mezarliklarda toplanmiyoruz, veya dunyayi ele gecirmeye calismiyoruz. Bilim yapiyoruz cunku insanligi aydinlatmak, elimizden geldigince herkese yardimci olmaya calisiyoruz... Benim gozumden yahudilik sadece baska bir kultur, baska bir halktir. Maalesef bu kadar kisinin bizden nefret ediyor olmasi beni sahsen uzuyor. Yanlis anlasildigimizi dusunuyorum... Yalniz birakilmak istedigimiz icin kendimizi tanitmiyoruz, o yuzden umarim osurusu olan insanlar icin bu yazim yardimci olmustur...

Laiklikle fakirligin arasindaki bag sebepsel degil sonucsaldir. Laiklik bir ulkenin insanlarini fakirlestirmez, aksine fakir insan egitimsiz insandir. Bu fakir insanin degil, devletin ayibidir, ancak maalesef gercek budur. Egitimsiz insan istatistiksel olarak dindar insandir. Dindar insan, sayet dini emrediyorsa (ki islam emrediyor) kendi dusuncelerini baskalarina empoze etmek ister, dolayisiyla laik bir sistemi degil, seriati ister.

Isin ironik yani, genellikle halki soyup somurenler bunu din adi altinda yapmaktadir. Su anki erdogan yonetimi ulkemizi, icinden cikamayacagimiz bir borc bataginda sokuyor, halkin parasini ulkeyi gelistirmek yerine dine harciyor veya haciliyor. Kisaca kafayi seriatla bozmus fakir, cehaletiyle fakirlesiyor, yandas medyayla ofkesini zaten seriata karsi olan liberal kesimden cikarmaya calisiyor. Liberal kesim de maalesef olan biten her seyi goruyor ama eli kolu bagli oturuyor...

Her seyden once escinsellik bir hastalik degildir, tercihi heteroseksuelden farkli olanlardir. Tanri neden seni yarattiysa escinseli o yuzden yaratti. Peki tanri seni niye yaratti? Iste o bir soru isareti...

Bu soruya baska bir sekilde de bakilabilir. Escinseller neden var? Sayet evrim, cocuklari en basarili olan kisileri seciyorsa cocuklari olmayan escinseller neden var?

Bu sorunun birkac tane cevabi mevcut. Antik yunan'a bakarsak spartalilar da atinalilarda escinseldi. Hatta sparta kulturunde erkekler escinsellige tesvik edilirdi. Bu sekilde savasa gittiklerinde sadece ulkeleri icin degil, yanlarindaki sevgilileri icin da savasacaklardi. Atina kulturunde, yasli adamlar ve gencler arasinda bir iliski mevcuttu, bu genclere senatoda statu sagliyordu ve escinsellik yoluyla basarili oluyorlardi.

Bu orneklerde gordugumuz gibi, escinsellik daha siki baglari olan bir toplum duzeni olusturarak bireyden cok grubu korumakta onemli bir rol oynamis ve bu sekilde bireylerin evrimsel basarisini arttirmistir.

Yeni yapilan bir arastirmaya gore, escinseller cok daha iyi amcalar ve dayilar oluyorlar. Kendi genlerini oteki nesile aktarmasalarda kendi kardeslerinin genlerini oteki nesillere aktarmada katki sagliyorlar, ki bu arastirmanin sonuclari bir onceki savimi destekler nitelikte.

Kisaca escinseller toplumumuza zenginlik katan bir parcadir. Kesinlikle escinsellik bir hastalik degildir.

usb bellek, anahtarligimda da tasiyorum, ne ara lazim olacagi hic belli olmuyor.

Hükümetin gezi parkıyla ilgili söylediği yalanlar bir bir gun yüzüne çıkmaya başladı:

- Yabancı mihraklar dediniz, halk çıktı, hayır biziz dedi
- Yabancı Fransız ajan yakalandı dediniz, kızcağız erasmus öğrencisi çıktı.
- Camide içki içtiler dediniz, kola kutus çıktı
- Saldırmayacağız dediniz, 30 yıllık biber gazı stoğunu bir gecede bitirdiniz
- Demokratiğiz dediniz:
-- Hastalarına yardım eden doktorları gözaltına aldınız
-- Müşterilerini savunan avukatları tutukladınız
-- Kendini ifade eden halka böcekmiş gibi ilaç sıktınız
-- Polisi şiddete teşvik ettiniz
- Halka terörist dediniz, bu halkki yemeğini, kıyafetini, ilacını ihtiyacı olanla paylaşıyor, özgürlüğü için barışçıl eylem yapıyor
- Halkın içine 20 tane provokatör sokup tiyatro yaptınız, bütün yalanınız sosyal medyada açığa çıktı
- Amerikada bilmem kaç kişi öldü dediniz, anında yalanlama geldi
- Türkiyeyi kalkındırıyoruz dediniz, dolar 2TL seviyesine ulaştı, alınan borçlar, verilen faizler ve çekilen yabancı yatırımcılar ile ekonomi batmak üzere
- Türkiyeyi yurt dışında rezil ettiniz, çıktınız 12 yaşında atar yapar çocuk gibi AB zirvesine en karzmatik başkan bizimki dediniz

Söylediniz yalanlara tabiki de , maalesef, inanan kemikleşmiş bir AKP kitles var. Ama bütün dünya ve halkın bir kısmı artık gerçek yüzünüzü gördü. Bu hem türkiyeye hem erdogana çok pahalıya patladı, patlayacak...