bugün

ankara da danıştaydaki olağan toplantılardan birine silah(!)la giren aslan alparslan isimli bir avukatın gerçekleştirdiği saldırı ..
saldırıda danıştay 2.daire başkanı mustafa birden hayatını kaybetmiş,5 kişi de yaralanmıştır ..
türban sorunu denen olayın baş tetikliyicilerinden vakit gazetesi nin danıştay üyelerini hedef göstererek büyük bir suç işlediği üzücü olaydır.

http://www.milliyet.com.t...06/05/17/son/sontur14.asp

img35.imagevenue.com/img.php?loc=loc58&image=d3ad3_vakit_cut.jpg
Saldırıya uğrayanlar hedef gösterilmişti

Silahlı saldırıda ağır yaralanan iki yüksek yargıcın Aytaç Kılınç isimli öğretmenin başörtüsü takmasıyla ilgili olumsuz kararı veren Danıştay üyeleri olduğu ortaya çıktı.

Danıştay'a silahlı saldırı düzenleyen istanbul Barosu'na kayıtlı avukat Alparslan AslanDanıştaya yapılan silahlı saldırıda Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Birden ile Mustafa Yücel Özbilgin ağır olmak üzere 5 kişi yaralandı. Saldırının yapıldığı daire bu yılın başında Aytaç Kılınç adlı öğretmenin başörtüsü takmasıyla ilgili olumsuz karar vermişti. Anadolu'da Vakit Gazetesi, bu kararın ardından üyelerin fotoğraflarını ve isimlerin yayınlayarak "işte o vekiller" diye manşet yapmıştı.

Bağcılar Cumhuriyet Savcılığı, Anadolu'da Vakit Gazetesive sorumluları hakkında, Danıştay 2. Dairesi Başkanı ile 3 üyesinin ''terör örgütlerine hedef gösterildiği gerekçesiyle'' soruşturma başlatmıştı.

Gazetenin o günkü sayısında ''işte O Üyeler'' başlığı altında yayınlanan haberi ve Aytaç Kılınç adlı öğretmenle ilgili kararı veren Danıştay 2. Dairesi Başkanı ve 3 üyenin fotoğraflarının yayınlanmasını inceleyen Bağcılar Basın Savcısı Ali Çakır, gazete ve sorumluları hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 6. maddesi uyarınca re'sen soruşturma açmıştı

(bkz: bkz:http://www.hürriyetim.com)
istanbul Barosuna kayıtlı bir avukatın gerçekleştirmiş olduğu bir olaydır.Yanlıştır,kötüdür.Ancak bu olayı herhangi bir kuruma dayatmak daha yanlıştır.Şu anda ortamı germek isteyen kişiler var.Bu kişilerin ne yapmak istediği ortada.Biz bu seneryoları daha önce de gördük.
Avukatın kim olduğu bilinmiyor ancak benim basınım bu adamı yine dinci yapacaktır.Hiç merak etmeyin.Oysa o şahıs hiçkimseyi temsil etmiyor.
Hedef göstermek çok "göreceli" bir kavram ayrıca çok ciddi bir suçlamadır.Her ne kadar bir soruşturma konusu olsa da yargının basın üzerinde kısıtlama çalışmalarını unutmadık.Çünkü herkes aldığı karardan sorumludur ve gelecek eleştirilere de dolayısıyla hazırdır.
Danıştay'ın aldığı karar toplumda tartışıldı.Çünkü aldığı karar kesinlikle "insanlık" dışıydı.Bunu eleştirenler ya da manşetlerine taşıyanlar tabii ki olacak.Bu haberi yazmasaydı kim nerden bilcekti danıştayın insanlık dışı bir karar aldığını?Tabi ki öğrenicez.Eleştirecez.Ne yani kuzu gibi otlayalım mı?
Bu bakımdan bir adam çıkacak ve böyle bir eylem gerçekleştirecek.Siz de kalkıp bu eylemi belirli kişilere yıkmak istiyeceksiniz.Peki bu adam kimdir?Neyin nesidir.Komplocu mudur?Maşa mıdır?Provakatör müdür?
Nerden biliyorsunuz bu kişinin gerçek amacını?

Sonuçta olayı tasvip etmiyoruz.
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
bugün gerçekleşen bu olayı kınıyoruz, türk yargısı bağımsızdır.
ölü olmadığı açıklanan saldırı.
edit: daha sonra bir danıştay üyesi ölmüş.
türban ile alakası yok diyen ve düşünenlerin okumaları rica olunur.
http://www.hurriyet.com.t...427940.asp?m=1&gid=69
Kendini bilmez bir adamın birçok kişi ve kuruluşu tömet altında bıraktığı,asla tasvip edilmeyen saldırı.Danıştayın kararlarını bizler de eleştirdik ve hatta "insanlık dışı" bulduk ancak böyle bir saldırı birçok kişiyi zan altında kalmasına yol açtı.Daha demokratik yolların aranması gerekirdi.
Bu adamın gerçekleştirdiği olayın alakasız kişi ve kurumları etkilememesi ve bir daha böyle bir olayın yaşanmaması en büyük arzumuz.
5 yaralının olduğunu öğrendiğim saldırı. kınıyorum.
filler tepemizde tepişirken biz zavallı çimenlerin oturup uzun uzun yorum yapmasının, fikir yürütmesinin ne faydası olacak bilemiyorum aslında ama öncelikle hepimizin, aklı başında herkesin ortak fikri, olmaması gereken, üzücü bir olay olduğu. fakat faillerin bir önce yakalanması ve cezalarının verilmesini dilemek bile komik geliyor bana şuan. çünkü objektif her insanın görebileceği gibi yine -daha öncede yaşamıştık sanki aynı şeyleri- birileri tarafından yine düşmanlıklar körüklenmek, kutuplar belirginleşirmek isteniyor. lütfen yanlış biliyorsam düzeltin benim bu ülkede yaşananlardan haberim mi yok bu ülkede başörtüsü yıllardan beri yasak değil mi zaten? yeni mi başladı bu yasak yoksa bu saldırıyı yapan kendini bilmezlerin yeni mi aklı başına geldi. yasak savunucusu insanlar ve gazeteler yeni mi başladılar yasaklardan taraf olmaya? bu konu artık bu yasağı bizzat yaşayanların bile gündeminde değilken, asıl haksızlığa uğrayanlar mevcut durumu kanıksamışken, şimdiye kadar şu ülkeye yapmadığı kalmayan, siyasilerimizin pardon hepimizin babası, tutup ta gayet de provakatif bir söylemle gündemin ortasına oturtmuşken bu konuyu, ülkenin onca sorunu varken sırf genel seçimlerin ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklamış olması sebebiyle biryerleri tutuştuğu için ortaya bir sorun yaratılıp, sonrada bu sorun üzerinden birilerinin suçlanmaya çalışılmasından başka eğer bu saldırıyı yapan kendini bilmezler saldırı anında gerçekten allahuekber demişlerse, bunu inandıkları din uğruna yaptıklarını düşünüyorlarsa burda direk bir tarafı suçlamak, karşı saldırıya geçmek yerine yapılması gereken bu korkunç derecedeki cehalete dikkat çekmek, kendiyle aynı fikirde olmayanla savaşmak değilde cehaletle savaşmak olmalı. yoksa fikirlerimizi ancak ve ancak takım muhabbeti yapıyormuşçasına savumaktan başka bişey yapmak gelmez elimizden. bu da sorunun çözümüne ne kadar katkı sağlar bunun cevabını size bırakıyorum. tabi sorunlara çözüm odaklı yaklaşanlara bu söylediklerim.
canım memleketim de görmeye alıştığımız provakatif eylemlerden biridir. her 5 yada zaman zaman 7 yılda bir istikrar sağlanmışken birilerinin düğmeye bastığının resmidir. çok acıdır, çok çirkindir. olayın çıkış noktası türban olarak görülmektedir. tabi bunda en büyük hata türban meselesini çözeceğiz vaatleriyle gelip hali hazırda bir çözüm üretemeyen şimdiki hükümettir. dovizin önlenemez yükselişi ve bu son olayın arka arkaya patlak vermesi oldukça düşündürücüdür.
evet düşündürücüdür tüm bu olanlar gibi bu olayda. bir yanda suça müşterek kılınmaya çalışılan türban mağdurları, bir yanda türban için vurduğunu söylemeyen lakin bu sebeple vurduğu deklare edilen alparslan aslan. kaderin garip cilvesi(!) mi desem buna ne desem bilemiyorum ama bu olayın tamamıyla provakatif bir olay olduğu kanaatindeyim. hayır kafaya takılan sorular şunlardır :
1. türban veya başörtüsü şimdi mi yasaklandı da bu olay bu sebeple olmuş olsun.
2. hemen tüm medya ve islam düşmanları başladılar türban veya başörtüsü sorunundan kaynaklandı bu saldırı diye. neymiş gerekçe insanımsı yaratık allahu ekber demiş. peki bu adamcığın avukat olduğu ve istanbul barosuna kayıtlı olduğu söyleniyor ekranlarda. şimdi ben kalkıp bu olayın sorumlusu tüm avukatlardır diyebilir miyim? tabii ki hayır. o zaman ne diye çıldırmış gibi yükleniyorsunuz islama.
3. şimdi ben böyle yazıyorum diye bu olayları tasvib ediyorum sanılmasın, asla ama asla. düşmanıma yapılmasını dahi hoş karşılamam. kaldı ki mağdur taraf bu ülkenin yargı erkinin karar mekanizması. yani bizim adalet timsalimiz. ve bu bize yapılmış bir saldırıdır.
yazıklar olsun bu eylemin failine. ve bu provakatör olayı islama duhletmeye çalışanlara...

ve son olarak neden türban veya başörtüsü yazdım da sadece türban yazmadım. buyrun : (#253837)

edit : gözümden kaçmış alparslan aslanın türban için yaptım dediği yazıyor hürriyette.

üzgün edit : vefat eden 2'inci Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilginin yakınlarına ve tüm adalet camiasına başşağlığı diliyorum. hepimizin başı sağolsun.
islama çamur atanlar için özel edit : 'Allah'ın askeri' içki de içiyormuş.
ayrıntılar için bkz. http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=134392
an itibari ile yaralı hakimlerden Danıştay ikinci Daire Başkanı Birden'in hayatını kaybetti..
Danıştay 2'nci Dairesi üyelerine silahlı saldırı düzenleyen Alparslan Arslan,"Allah'ın askeriyiz, elçiyiz. Türban davası yüzünden cezalandırılacaksınız" diyerek 11 el ateş etti.

(bkz: atatürk ü anlamak)
artık birilerini düğmeye bastığı açıkça görülüyor. hatırlarsanız kısa bir zaman önce de trabzon'da bir çocuk italyan bir kilise rahibini öldürmüştü (buna karşılık italyanlar da 12 vatandaşımızı "kazaya" kurban götürmüştü). şimdi de yargıtay üyelerine yapılan bu saldırı... adam saldırı sırasında "allahuekber" diye bağırmış, hiç şaşırmadım... şimdi bu adamı yakalar, hapse atarlar, ne gerçek failler bulunur, ne de ölenler geri gelir...

saldırıyı şiddetle kınıyorum. yaşananlara bakınca ilerde bunun gibi "din adına yapılmış süsü verilen cinayetler"le daha çok karşılaşacağımızı düşünüyorum. birileri ortalığı karıştırmak istiyor belli ki.
kökten dinciliği ülkemizin huzuru için bir tehdit olarak görmeyen insanlara imza olmuş olay..
(bkz: deli olmamak elde değil)
an itibariyle cumhurbaşkanı ahmet necdet sezerin de olay yerine gittiği saldırıdır.
olaylar aslında şöyle gelişmiş.
danıştay 2 dairesi turbanı yasaklayan kararı aldıktan sonra tayyip erdoğan vakit gazetesi ile irtibata geçmiş ve bu danıştay üyelerini hedef gösterin demiştir. bunun üzerine vakit gazetesi hedefi göstermiş, hatta ve hatta milli görüş üyesi olan alparslan aslan hedefi keşfetmiştir.

kaynak : atmasyon press haber ajansı
(bkz: yok daha neler)
(bkz: yok daha neler ali sami)
(bkz: yok artik lebron james)
daha da aslında olaylar şu şekilde gelişmiştir.
danıştay 2. dairesi türbanı yasaklayınca, diğer partililer, ne yapalım ne yapalım diye düşünmüşler, bir tanesi çıkmış ve tamam buldum demiştir.
nasıl olacaktır, olay hemen plan yapılır. chp, mhp, anap, dsp, dyp partileri bir olup hemen avukat tutarlar. ve avukata görev verirler.. git salak gibi saldır hepsini öldürmeye çalış.. ölmezlerse de canın sağ olsun. maksat suçu akp ye yıkmak değil mi? demişler ve amaçlarına ulaşmışlardır.

bu mudur yani? kim inanır bu saçmalıklara elde bu kadar kanıt varken.. bir kere herşeyden önce, adam kendisi bu işi türban için yaptım diyor. bazıları çıkıp hayır yapmadın diyor. ne yani, siz şimdi bu adamın neden yaptığını, bu adamın kendisinden daha mı iyi biliyorsunuz? güldürmeyin beni yaw.
dinci iktidarın 23 Nisan'da başlayan gerçek yüzlerini en andavala bile anlatma kampanyasının son ayağıdır. bakalım sırada hangi kişi/kurum var..
olayın nevinde kişinin kendi söyledikleri de yazılmış çizilmiş olmuş bitmiştir. bu olay yapılmıştır lakin tasvip edilemez bir durumdur. ne yazık ki bu saldırının faturası, ne alakası varsa islama ve hükümete çıkarılmaya çalışılmaktadır. yazılanlardan * denilmek istenen ana tema şudur aslında. bu katil psikopat ruhlu şerefsiz herif tutulmuş bir provakatördür ve bunun islamla hükümetle hiç bir alakası yoktur. madem ki adamın her dediğini baz alan bir zihniyetiz neden adamın demediğini de baz alıp hükümete ve islama bok atıyoruz ki ? demek ki münferittir diyebiliriz, bu bok atmalardan çıkan olguya göre.

bana göre değildir ve tamamıyla provakatif bir eylemdir.
van 100. yıl üniversitesi rektörünü kelle paça hapise attıklarında gösterilen tepkileri 'hukukun üstünlüğüne inanmıyor musunuz' şeklinde bertaraf etmeye çalışan zihniyetin, 'hukukun üstünlüğüne' karşı nasıl bir tavır içinde olduklarını gösteren olaydır. bir bez parçasını, insan hayatından üstün tuttuklarını göstermektedir. nerde bunların müslümanlığı? allahın verdiği canı alma hakkını nereden buluyorlar, bu mudur müslümanlık? olayı gerçekleştiren şerefsizi ve olayların bu hale gelmesine çanak tutan basın organlarını şiddetle kınıyorum.
daha önceki malum olaylar gibi ( (bkz: uğur mumcu), (bkz: abdi ipekçi), (bkz: necip hablemitoğlu), (bkz: madımak katliamı) ) yine muhafazakar kesimin üzerine ihale edilmeye çalışılmış olaydır. ülkede seçim yapmak için götünü yırtan bazı kesimin iktidar uğruna, koltuk uğruna yaptığı veya yaptırdığı eylemdir. tabi bu yemi yutan, yutmasa bile yutmuş pozlarına yatan istikrar düşmanları yazarlar çizerler olacaktır.

cumhuriyet gazetesine günde 3 adet bomba atarak devletin asayişiyle daşşak geçenler bugun de devletin yargı görevini üstlenmiş nadide bir kurumu hedef almıştır.bu memleket sadece çanakkalede 250 bin insanını feda etmiştir. devlet için vazifesi başında şehit düşen 3-5 kişi bizi üzmez ama devletin kendi kurtarılmış topraklarında asayişi sağlayamaması tam bir utanç, tam bir rezilliktir.