bugün

(bkz: baş örtüsü)
müreffeh batı toplumlarında kadınların takmadığı örtüdür.

atamızın kıyafet devrimine laf edenler, şekilcilik diyenler, yukarıdaki entry'de görüleceği üzere büyük petro'nun yaptığı rus devrimine, şu başlıkta (bkz: japonlar batının tekniğini aldı kültürünü almadı) tanıtılan, meiji'nin yaptığı japon devrimine baksın... hepsi şekilcilikle başlamıştır, zira şekil önemlidir...
Başörtüsü Sözde laik olan insanların hep kin ve nefret kusduğu nesnedir. Onlara göre başörtüsü takmak gericiliktir ancak sokaklarda götü açık yürümek modernliktir. Her insan hür iradeye sahiptir. Isteyen insan başörtüsü takar isteyen gider götü açık gezer kimse karışamaz(hukuksal kurallar haricinde).
Her başörtüsü takana da güzel ahlakli diye bakmamak gerek. Bazıları saman altından ne su yürütür
şahsen karşı olmadığım aksesuar.
başörtüsü takanlara hiçbir antipati beslemiyorum.
hayatın içinde olmaları, çalışmaları taraftarıyım.
ne var ki başörtüsü bu ülkede siyasal bir sembol olarak kullanılıyor.
başörtüsüz memuru çalıştığı kurumdan emekli etmek, işi bırakmasını sağlamak için her yol denenirken, başörtülülerin yolu açılıyor.
bu dönüşme tamamlandığında, onlar da evlerine gönderilecek. 'senin yerin evin ve çocuklarının yanı' denecek.
başörtüsünü diline dolayanlar bu konuda zerre kadar samimi değiller.
bunu ideolojik bir malzeme olarak kullanıyorlar.
dilerim bir gün kadınlar da bunun farkına varırlar.
evlerine gönderilmeden...
Başörtüsü dinin açık emridir

Tesettür, gerçi dinin esasını teşkil eden imanî meselelerden değildir; islâm'ın beş şartı arasında da yer almaz. Fakat, Kur'an'ın açık emridir. Farziyeti, hem Kur'an'la, hem Sünnet-i sahiha ile, hem de 14 asırlık islâm tarihindeki uygulamalarla sabittir. Nur Suresi'nin 31. âyetinde mü'min kadınların başlarını, boyunlarından ve göğüslerinden açık bir yer bırakmayacak şekilde örtmeleri emredilmektedir. Dinin bu konudaki emirleri mezkur ayetle de sınırlı kalmamıştır. Düşünün ki, Peygamber Efendimiz'in pak zevceleri, hükmen mü'minlerin anneleridir. Peygamberimizden sonra onlarla evlenmek mü'min erkeklere haram kılınmıştır. Böyle iken, Ahzab Suresi'nin 59. âyetinde, sadece mü'min kadınlara değil, Peygamber Efendimiz'in pak zevcelerine de "Dış örtülerini, cilbablarını üzerlerine salsınlar" emri bildirilmiş; Sünnet-i sahihanın ve islâm tarihindeki bütün uygulamaların ortaya koyduğu üzere, el, ayak ve -Hanefi Mezhebinde'de yüz dışında- bütün vücudun bol bir elbise ile örtülmesi emredilmiştir.

Arz edildiği gibi, başın tamamını içine alacak şekilde tesettür emri, yalnız Kur'an-ı Kerim'le değil, -aksine hiçbir ihtimal vermeyecek şekilde- Sünnet-i sahiha ve islâm tarihindeki uygulamalarla da sabittir. Bu hususta müfessirler, muhaddisler, fakihler arasında farklı ve aykırı görüş belirten olmamıştır.

fethullah gülen - vuslat muştusu
görsel
giyene saygı duymakla beraber saçma buluyorum.
Deist-agnostik sayılabilecek ağırlıklı olarak materyalist/olgucu dünya görüşlü bir kimse olarak, inandığı kitapta yazdığı için kullanana saygı duyarım fakat yüzü görünmeyecek, kimliği bilinmeyecek bir şekilde giyinen birine saygı gösteremem.
Bu arada türban ile geleneksel eşarp/başörtüsü farklı şeylerdir. Türban, bir bonenin üzerine bağlanan ve bir saç telinin dahil gözükmemesine özen gösterilen bir örtünme tarzıdır. (Ki bu tarz bir örtünmeyi saçma buluyorum.)
Anneannelerimiz, babaannelerimiz ve kırsal kesimdeki kadınların saçının üzerine birkaç saniyede bağladığı örtünün adı türban değil, başörtüsü/eşarptır.
halk katında günlük yaşamda sokakta böyle bir sorun yoktur.

sorun varmış gibi yapay gündem yaratmaya çalışanlar, aramıza nifak sokmaya çalışan yabancı ajanların trolleridir.