Diğerlerinin arasından sıyrılıp gelen bir başka adamdır.Sahnelerinde yaşanmışlığın en ince ayrıntısına kadar dikkat eder. Filmlerini izlerken baştan sona kapılıp, adeta içinde yaşarsınız olan biteni. iz bırakır, kolay kolay silinmeyecek izbe bir köşeyi çoktan satın almış olursunuz,temelli kalır; aklınızda ve ruhunuzda... Her yiğidin harcı değildir böylesine filmler çekmek dedirtir.

üç yaş dahil her anı çok net hatırlatır insana, olaylar fotografik hafıza yani görsel hafıza gibi görüntü olarak gelir, geçmişe, anımsanmak istenen güzel anlara götürür insanı.Madalyonun birde öteki tarafı vardır ki işte o kısım "fil hafıza" olarak tabir ettiğimiz kısımdır, geçmişte sildiğimiz adını bile duymak istemediğimiz kişileri, olayları, en kötüsü de doğum günlerini dahil hatırlatır adama, hatta deyim yerindeyse hafızanızın başınızın etini yeme durumuyla karşı karşıya kalırsınız.Bazen Sil baştan filmini* ilham alıp olumsuz olan herşeyi sildireceğiniz bir teknoloji devriminin icat edilmesini çok istersiniz.

duyarlılığıyla gerçekten ayakta alkışlanması gereken, kişiliği sağlam, mert bir adam.Öyle sözler ki içine işliyor insanın, sözcükler boğazında düğümleniyor,gözlerin dolu dolu oluyor...Ağzına sağlık, aslan yüreğine sağlık be adam!
http://videonuz.ensonhabe...ntep-teki-saldiriya-tepki

zordur ama kadının hasıdır, arkadaş dost sevgili farketmez eğer bir aslan kadınıyla hala tanışmadıysanız çok şey kaybetmişsiniz demektir. Asil kadınlardır, sıradanlık onları açmaz pozitif enerjilerini güneşten alan bir burç olduğu için gözlerinin içi güler, girdikleri her ortamda dikkat çekmeyi gözde olmayı başarırlar, aşırı dürüstlerdir, açık sözlülükten yanadırlar, kendi ayaklarının yere sağlam basmasını isteyecek kadar güçlü kadınlardır. Gururlu oldukları için kimseye muhtaç olmak istemezler. Ailelerine sevdiklerine dostlarına ve sevgililerine bağlıdırlar sahiplenirler adam gibi severler, elleri açık cömerttirler pinti insanlardan hiç ama hiç haz etmezler, eğlencelidirler, yeri geldiğinde tam bir aşk kadını olurlar, aradığı erkeği bulduklarında o erkekten şanslısı yoktur zira bulamadıklarında da çapkınlıkta üstlerine yoktur. Deli doludurlar onlarla vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız, derdiniz olduğunda lafa atlayıp kafasında tasarladıklarını söylemek için değil gerçekten kulak verip empati kurarak sizi dinlemek için o masaya otururlar. Zaman zaman anlaşılmadıklarında inatçı agresif olabilirler ama merak etmeyin bu bir yanardağın lav püskürmesi gibi çabucak söner. Sakinleşmeleri için bi on dakika verirseniz saçmalamayacaklardır. Bir de emir kiplerinden hiç haz etmezler. içlerindeki o masum çocuk hiç büyümez bi tarafta yeşerir durur ama diğer yanı da sonbahar gibi yaprak döker durur acı çekerek olgunlaşırlar. Duygusaldırlar, bi okadar da merhametli. Hayvanları çok severler, iki ayaklılardan da çekerler. Dost ve sevgili kazıkları yemeden doğrulamazlar. Ama bilirler ki güneş az ilerdedir. Kıskançlıklarıda sahiplenip şımartacak kadardır bıktıracak kadar değildir. Başınız sıkıştığında onların yardımseverliği sayesinde saatin kaç olduğu aranızda kaç kilometre olduğu önemli değildir siz yeterki "sana ihtiyacım var" diyebilin , etrafınıza bir bakın Can dostum diyebileceğiniz kim varsa aslandır, candır.

kayıp sevgili (lost valentine)

sevinç erbulak, çiçek dilligil,erdal özyağcılar, ismal hacıoğlu,erkan can.

güneşi,geçmişi, yazı denizi kumsalı ,çocukça bir masumiyeti getirir akıllara.Deniz kabukları güzeldir,deniz kabukları saklı bahçesidir yalnızlığınızın.Alır götürür uzak diyarlara,üstünüz başınız mavilere bulaşır.Avuçlarınız kumlara, kulaklarınız dalgalara,saçlarınız rüzgarlara bulanır.Bir başka sevdadır deniz kabukları; nice dostluklara aşklara şahitlik ederde, susmalara borçlu kalır.Deniz kabukları renkleridir gülüşünüzün,evrene karışan bir ıslık gibi yankılandıklarında; gözünüz alabildiğince seversiniz ,avuçlarınızda bir dünyayla çıkarsınız topladıklarınızın karşısına...deniz kabukları güzeldir, hem de bir başka güzel...

minicik bedenlerden, kocaman yüreklere,yıllarca uzanan dostluklarsa neden olmasın?

şeker tadındaki kitabını bırakıp başköşesine,gökkuşağını sırtlayıp tuvalinden; sözlüğe bırakmaya gelmiş, gelmişken de sımsıcak gülüşlere bulaşmış, hoş bulmuştur kendisi...

--spoiler--
Bugün, düne inanmak, yarına ihanet sayılıyordu çünkü...
Oysa yarın, düne inananların, bugün verecekleri kavgayla kurtulacaktı.
Kazanılmış demokratik hakların askıya alınmasına, meydanların gösterilere kapatılmasına, örgütlenme ve söz söyleme haklarının gaspedilmesine karşı şimdi demokrasiye inanan tüm güçlerin, demokrasi için siyasete ağırlık koyma zamanıdır.

Bu amaçlar için bir dönem ispanya'da, italya'da, Fransa'da sosyalistler ellerinde güllerle yürümüşlerdi...

Belki yarın Türkiye'dekiler, lalelerle yürürler...

Can Dündar
--spoiler--

dünyayı değiştirenler paranın tanrıları tanrıçaları değil; o yüksekliklerin oluşmasına zemin hazırlayan işçilerdir, emekçilerdir...

karanlığın üzerine beyaz mürekkeple yepyeni bir şiir yazıp, zifir gecesini sabaha çıkarmaya cesareti olanların günü, kutlu olsun...

sesi karnına girmiş masal kahramanı kılıklı ülke yöneticilerine,düzenin gidişatına,haksızlıklara,kapalı kapılar ardında çevrilen usulsüzlüklere karşı çıkan ve cemaat yollu dayatmacılara boyun eğmeyen,aklı başında,duyarlı kesimdir.Ayakta uyutulmak yerine kendine düşen görevleri yapan kesimdir.Zeka olarak üstün ayrıcalıklılardır ki; diğerlerinden ayırt edilebilsin.

kafa dengi bi dostla,en yakın sahil şeridinden başlayıp önce tüm türkiyeyi ardından yunanistandan başlayıp tüm dünyayı dolaşmak hayali kadar güzel bi duygu olamaz herhalde...hayat bitmeden yapılacaklar listesinde üst sıralarda olmalı...

yıkık avuntular sarmalı boynuna; öyle çıkmalı sert rüzgarların karşısına...

damdaki delidir.
karikatür dergilerini sever.
resim çizmeye müpteladır.
şiir ,deneme yazmaya aşinadır.
kitaplarına ve köpeğine,denize mavisine ,oyuncaklarına ,çizgi filmlere ,yıldızlara yakamozlara ,aya güneşe,çocukluğuna, sahiplendiği her saniyeye aşıktır.Bu kadar bedele tek kuruş ödemez tanrı kumbarasından sınırsız harcama imkanını kullanmaktadır.

pürüzsüz ve kaliteli sesiyle beni büyülemiş yegane sanatçı.Milat albümündeki Mum lekesi şarkısıyla beni buralardan alıp çok uzaklara götürdü sevdicektir candır...**

klonlaşmaktan yana olmamaktır.

(bkz: mızıka) babamın ezgisine,çocukluğumun en güzel yıllarına götürür beni...

an itibariyle öğretmenlerin kpss ve atama sorununu ekrana getiren öpülesi insan.ukeladır,yaramaz çocuktur ama candır,özdür,bi tanedir.

Sana sevdalar yolluyorum zapsuyuyla;
bir sandal dolusu sevda...
Ateş kızılıyla boyalı,
ahşap kokulu sabahlarına...
Bin kürek mesafesi geçerek,
avuçlarımı kanatarak geliyorum sevdan olmaya...
Başımı döndüren gözlerine kavuşmaya,
gecelerce içtiğim rakılarla ayıkken;
gözlerinle sarhoş olmaya geliyorum...
Yüreğinin iskelesine yanaşıp,
Yalınayak koşmak istiyorum...
Yalnızlığını beslemeye,
boyumdan büyük hasretleri aşmaya geliyorum...
Kafası dumanlı bir adamım ya,
düşlerim serin,yüküm ağır,
aç gönlünü, üşüdü tabanlarım...

Tunay Bozyiğit'i bir adım önde kılan tapılası türkülerdir.Güle bakan,Yakasız istanbul,gülendamlım,sen hiç mi bahar görmedin,istanbul ağlıyor,hayat parçaları insanda öyle bi etki bırakır ki şarkı dediğin gerçek emek dediğin bu olmalı dersin.Öyle şarkılar ki yüreğinin bam teline dokunur.
denizi izlerken yanında içeceğin dışında garsondan bir de bu türküler istenir hem de bin dublelik...