"Papirüslerin hepsinin elimize ulaşmamış olması, elimize ulaşanların da her yerinin okunamıyor olması veya Mısır tarihinde utanç verici bir durum olan bu Mısır’dan çıkış olayının sonraki Firavunlar tarafından tarihten silinmeye çalışılmış olabileceği ihtimaller arasındadır.

Fakat yine de Mısırbilimciler eldeki eksik bilgilerden dahi Musa’nın izini sürüp kim olduğu hakkında tahminler yapmışlardır. Tarih kayıtlarına göre Hiksoslar Ortadoğu kökenli Sami halklarındandır ve M.Ö. 1700’lü yıllarda Firavun’ların emrinde Nil deltasında işçiler olarak çalışırken sonradan kendi krallıklarını kurup Mısırlıları yenmişler ve 100 yıl üzerinde hâkimiyet sürmüşlerdir.[1] Daha sonra M.Ö. 15. yy.’da Firavun Ahmose Hiksosları yendi ve bir kısmını sürdü bir kısmını ise esir ve köle olarak kullandı. Böylece Mısır’da yeni krallık kuruldu ve Mısır tarihinde ikinci ara dönem başladı. Daha sonra tahta Birinci Thutmose geçti. Thut-Mose Thot’un oğlu demektir. [8] Yani Musa’nın adı olan Mose kelimesi de aynıdır ve oğul veya evlat demektir."

"Birinci Tuthmose’nin kızı ve ikinci Tuthmose’nin karısı olan Hatshepsut tarih kayıtlarına göre saraydaki adı Senenmut olan bir çocuğu hanedandan olmadığı halde kraliyet mensubu yapıyor. Evlatlık ediniyor. Musa (moses) kelimesi de evlat anlamına gelmekte olup muhtemelen günlük dilde ona Musa diyorlardı, çünkü resmi adı Senenmut olan çocuk bir evlatlıktı. O’nun için de bir kral mezarlığı başlanmış olmasına rağmen lahiti bitirilmemiş ve Senenmut buraya hiç konulmamıştır. Bundan sonraki tarih çok net değil çünkü Hatshepsut’a kızan ikinci Amenhotep başa geçtiği zaman Hatshepsut ve Senenmut hakkındaki kayıtları sildiriyor."

"ipuwer Papirüsündeki ifadeler şöyle: “Mısır’ın aşağısı mahvoldu. Tüm saray işsiz kaldı. Sahip olunan her şey: buğday ve arpa, kazlar ve balıklar, Böylece ekin her yerde mahvoldu. Nehir kana bulandı. Felaketler heryeri sardı. Heryer kana bulandı. Altın ve lapis, lazuli, gümüş ve malachite, carnelian ve bronz, artık hepsi kölelerin boyunlarında.”[6] Papirüsün sonunda ise herşeyin Rabbi (Lord of all) diye bir ifade var ama önündeki arkasındaki kelimeler silindiği için neyden bahsettiği açık değil.[6]

Kur’an: Firavun hanedanını öğüt alsınlar diye yıllarca kuraklık ve ürün kıtlığına mahkûm ettik. (7:130)

Üzerlerine tufan, çekirge, haşerat, kurbağa ve kan gibi ayrı ayrı deliller gönderdik. Yine de kibirlendiler ve günahkâr bir topluluk oldular. "

Ayrıntılı bilgi için (bkz: https://www.bilimveyarati...sir-kayitlarinda-hz-musa/)

ilkokul 1. ve 2. sınıfının bir kısmı, kız kardeşimin doğumu, ilk yaz tatili, başka bir şey hatırlamıyorum.

Süper iyi gayrimüslimin araştırıcı ve sorgulayıcı olması gerekir.Müslümanlıktan bihaber olması mümkün olamayağına göre, gayrimüslimliği de taklidi yaşıyor demektir. Allah ı inkar etmek bütün kainata hakarettir ve bunun cezasıda elbette büyük olacaktır.

Dinle alakası yok diyenler, Kuran-ı kerim okuyup yazmanın yasaklanması da mı dinle ilgili değil? Yasaklandığı gün okuma yazma oranı sıfıra düşmüştür.
Hayır arap alfabesi gitti de göktürk alfabesi mi geldi. Latin alfabesi bize çağ mı atlattı.Alfabenin gelişmeyle ilgisi yoktur. Hala çivi yazısı kullanan japonların dünya teknoloji devi olması en güzel örnek.

Haklısın çobana haksızlık seninle aynı oya sahip olması. Kendini asıl geri kalanı paçavra görenlerin hezimete uğraması ilahi adalet.

ismini, Dinamiti icat eden Alfred Nobelden aldığı halde, barış ödülü denmesi ne kadar ironiyse; angela merkel e verilmesi de aynı derecede ironidir. Nobeli fazla önemsememek lazım.

ilk yazar olduğumda herkes 8. nesli aşağılıyordu. Ne zaman verildi bu itibar merak ediyorum.

Biri demiş ki, ilk inen ayetler basit diye. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak buna denir. ilk ayetler indiğinde ayetlerdeki edebi yönü gören bir çok mekkeli, sırf bu yüzden,bunu yazan insan olamaz diye iman etmiştir.Meale bakıp basit demek kadar büyük cahillik olamaz.
ilk sureler Peygamber efendimizin mekke de bulunduğu yıllarda inmiştir. Mekke müşrikleri putlara tapmakta son derece inatçıydı. Bu sebeple ilk ayetler imanın genel rükünleriyle ilgilidir. medineliler ise çoktan iman etmişti ve mütedeyyin insanlardı. Onlara gelen ayetler dinin muamelatıyla ve teferruatıyla ilgilidir.
Kuran kerim baştan sona mucizedir. Arapça bile bilmeden hüküm çıkarılmaya çalışılması komiklikten öte değil. Hiç bir şey yapamıyorsan tefsir oku. 1400 yıllık islam birikimini bırakıp mealllerden müçtehid, müfessir olmaya çalışmak ahmaklığın en büyüğüdür.
Şunuda söyleyeyim arapçanın tam tercümesi asla mümkün değildir. Bir kelimenin bazen yüze yakın manası vardır. Öyleki insanı dinden çıkaracak derecede çarpıtılmış mealler bile vardır.

Hiç seçimle başa gelmemiş ve de hiç gelemeyecek partidir. ( Tek partili döneme seçim denemez)

Haklı bulanlar olabilir ama, ben bulmuyorum. Küçük bir çocuğa din olmadan ölüm nasıl açıklanır ki? ''Ölen akrabamız toprağın altında çürüyüp gidecek ve bir daha hiç görmeyeceğiz'' demekle, ''o cennete gitti, ileride tekrar birlikte olacağız'' demek arasında ki teselli farkı ortada.
Ayrıca ergenlik çağındaki kötü alışkanlıklar, dinin yasaklaması ve cehennem tehdidi olmadan caydırıcı olamaz.

5 gün geçti... arabamın yanmasının üstünden . Evet alev alev yandı, sadece izleyebildim. Her gün evin önünde enkazını gördükçe, o anları tekrar yaşıyorum sanki. Tek isteğim sattığım adamın bir an önce gelip alması.

Farzlarda riya olamayacağını bilmeyen yazar beyanı.
Nafile ile farzı ayıran en önemli unsur, Allah’ın emridir. Emirde zaruret ve zorunluluk hükmederken nafilede irade ve azim esastır. Bir insan herkesi önünde saatlerce nafile namaz kılsa evet ihlası kırılabilir, bu nedenle nafileyi gizli yapmak daha eftaldir. Aynen zekat farz olduğu için açık vermek gerekir, sadaka nafile olduğu için bir elin verdiğini diğerinin görmemesi sözü meşhur olmuştur. Tesettürde farzdır ve buna riya karışması mümkün değildir. Tam tersi müslümanım diyen bir kadının tesettürlü olmasından daha doğal ne olabilir ki? bunun aksi inandığın gibi yaşamamak kısmından bakınca riyaya girebilir.

Gerçi tesettürü O zaman ki arap halkının geleneklerine bağlaması yazarın çoğu anlayışının zaten sakat olduğunu göstermektedir.

Reklamın sonunda ''oy verin gitsinler'' cümlesi beni düşündürdü. Eee Gitsinler de ya sonra! parti olarak senin bir vaadin yok mu kardeşim. iktidarın gitmesini istemek gibi bir seçim propagandası olabilir mi?

Deprem bölgesine gittiğinde makam aracından inme zahmetinde bulunmayan Cumhurbaşkanı. Bir de en çok veto eden Cumhurbaşkanı.

Mimar diyenler var, günahı boynuna.

(bkz: Recep Tayyip Erdoğan)
Geçen gün bizim daire başkanının söylediği şey aklıma geldi. Gayriihtiyari güldüm. Nereden bulmuş Tayyip o kadını boyunun yarısı kadar. Yakışıklı futbolcu adama hiç yakışmıyor.
Salak değil aşık erkektir. Önemli olan huy güzelliği.

O sütü gönderen Allah ı inkar ettiği için o süt dahi ondan şikayetçi olacak ateisttir.

Sadece türbandır. Açıkların hepsini aynı kategoriye koyamayacağınız gibi kapalıları da koyamazsınız. Her insan kendine özgü ve bireyseldir.

Bir çok sebebi olabilir, en büyük sebebi ise tembellik. Halbuki çalışmak Müslüman sıfatı iken, bunu Müslüman olmayanlarda daha çok görür olduk. Sonra müslümanlarda ahiret hayatının ebedi olduğu düşüncesi onları bu dünyaya hırs göstermekten alıkoymuştur.

Öncelikle zenginler tarafından verilmesi gereken zekatın verilmemesi.( miktarı 40 ta birdir.) Sonra faizin yaygınlaşması.
Bediüzzaman hazretleri şu şekilde özetler: birincisi; ben tok olayım başkası aç olsa da umrumda değil, ikincisi; Sen çalış ben yiyeyim.