bugün

entry'ler (137)

evlenilecek kadında aranan özellikler

sağlıklı bir diyafram ve soluk alabilme?

izmirli kız vs moskovalı kız

bir bayan ve rasyonel mantığa sahip bir birey olarak;
maskovalı kız!
evet, ne yazık ki güzel değilsiniz izmirli kızlar.. 6 ay içinizde yaşadım, kollarınızda dedemin kolundakinden daha fazla kıl var, saçlarınız süpürge gibi, tek espriniz uzun boyunuz, onu da moskovalı kız bacak boyuyla her türlü sikertir.
süt beyazı ten ve iri güzel gözlerden bahsetmiyorum bile.

solcuların lego gibi birbirine kitlenmesi

örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.

ürünü beğenmeyip satıcıya ayıp olmasın diye almak

ekmek kapımdır. primlerimin bol gelmesinin tek sebebi olan müşteri davranışıdır.
yoksa paçoz satış danışmanlığı maaşımla bu öğrenci halimle geçinemezdim sözlük.
bu eylemi yapan insan gözünden belli olur.
böyle diğer çirkef indirimci alışveriş kaltaklarının aksine bunlar kibar olur,
iltifat edince yüzü kızarır, zaten görevin olan şeyi yaptığın için sana teşekkür eder, yani insan olurlar.
tabii onların sırtından geçinmek de pek hoşuma gitmiyor fakat iyi niyetliyim.
bu tarz insanlara olabildiğince yardımcı oluyorum sözlük.

tahtaya konuşanların adını yazan öğretmen yalakası

hey gidi hey..
ilkokul yıllarım aklıma geldi be sözlükcan..
4. sınıfta sınıf başkanı seçilmiştim,
kız çocuğu olunca otoriten olmaz sınıfta. hele bizimki gibi küçük terminatörlerin insanlaşma eğitimi aldıkları sınıfta bu mümkün değil,
yazıyorum isimleri, dolduruyorum çarpıları, hoca gelmeden önce siliyolar piçler.
ayağıma basıyolar, çorabımı kirletiyolar, dövüyorum, popcorncuk görevini kötüye kullandı oluyo.
ve bu eziyetlerin dozu her tenefüs artıyo.
eve saçım yoluk yoluk geliyorum, gece yatmadan dua ediyorum nolur allaam beni dinlesinler diye, kaç kere ağladığımı bilirim.
baktım olmicak, sponge boblu not defterim vardı, oturdum öğretmen masasına bizim azmanları geçtim, çıt çıkaran kızları, hatta akıllı akıllı oturan ama benimle sorunu olan kızları bile yazdım.
önce uyarıyorum, devam ederse çarpı atıyorum, çantamı yere atınca yanına not alıyorum çantamı yere attı diye.
bu böyle 15 dakika sürdü.
sonra bizim hoca, yanında bi adamla çıktı geldi, gözlerim dolu dolu atladım hocanın üstüne, şikayet ettim çirkeflik yaptım. ayaklarımı yere vura vura ağladım.
hoca beni yerime oturttu, önce sınıfa uyarı içerikli tozpembe bi konuşma yaptı ardından hiçbişey olmamış gibi derse devam etti, ben de ağladım, o derse katılmadım.
sonraki ders hoca elinde bi kütük yavrusuyla geldi ve listede adı yazan 15 kişiyi sıra dayağına çekti.
ben mi? intikamın ne kadar güzel birşey olduğunu o gün, o 15 kişi dayak yerken tattım sözlük.
o hazzın adını bilmiyordum ama seneler sonra onun intikam olduğunu anlayacaktım.
sonraki 1 ay boyunca otoriteme kimse karşı çıkmadı, ben de bando takımına girebilmek için başkanlıktan istifa ettim.

karpuzu eliyle yiyen insan

samimidir, candır ama el sıkışma durumu düşündürebilir.

yazarların sürekli gittiği mekanlar

tuvalet, okul, iş, mustafa amca jeans coffee.

solcuların eşcinselliğe daha yatkın olması

eşcinsellik kötü birşey değildir, aksine doğaldır.
solculuk kötü birşey değildir, aksine düşünebilme yetisinin varlığına işarettir.
genellemedeki olumsuzluk içeren ögeleri bertaraf ettiğimize göre başlık sahibine kanıt göstermesi için çağrı yapabiliriz..
ayrıca entry 1 de kıbrıs şivesiyle giydirme yapılması, genellemenin saçmalığını gizleyemiyor.
bilimsel kanıt lütfen.

(bkz: genelleme sıçmak)

kardeş diyalogları

kardeş; abla napıyosun?
popcorncuk; x konserine bilet aldım şimdi, y abinle gitcez.
kardeş; bende gelcem.
popcorncuk; kızım salak mısın sen o grubu dinlemezsin ki, hem zaten biz başbaşa gitcez.
kardeş; gelcem.
popcorncuk; gelirsen sonraki 1 ay hayatının en zor 1 ayı olur. şimdi sus, anneme de bişey söyleme, ben ona sonra söylicem.
kardeş; anneeeeee ablam x konserine gitcekmiş erkeklerleeee, eğer benim de gitmeme izin vermezsen evden kaçıp kötü yola düşerim bak, sonra vicdan azabından ölürsünüz.

yazarların sağa baktıklarında gördükleri şey

sigara çakmak kültablası ceylan derisi koltuk..
evet popomun rahatlığına ciğerlerimden daha çok önem veriyorum.

en etkileyici çıkma teklifleri

(bkz: seviyosan git konuş bence)
(bkz: biri bunu yapmalıydı)

halifeliğin en fazla yakışacağı kişi

morgan freeman
ama önce müslüman olması gerekiyor sanırım.

gecenin sorusu

richie rich'in babası ne iş yapıyor?
cidden bilen varsa aydınlatsın, yoksa bu geceler bana zindan sözlük...

memesi var diye kendini bir şey sanan kızlar

erkeklerin -kemik- takıntısının yanından bile geçemeyecek olan kendini bişey sanmamsı dır.
hangi modern ve zeki canlı, önemli bir iş söz konusu olduğunda, henüz varlığı bile kanıtlanmamış bir olaydan yola çıkıp;
"sen benim kaburga kemiğimden yaratıldın çekil la yolumdan" der ki..

sözlük yazarlarının en son dinlediği şarkı

riff cohen - a paris

çok güzel la, göbek atarak entry yazıyorum..

versem orospu vermesem kezban diyorlar diyen kız

malın önde gidenidir.
alışveriş mevzularını birtakım uçkur meraklısı ve veya yobaz kişilerin geyiğine konu yapacak kadar aşağıya düşürüyorsa,
ve lakin sadece kendi mutluluğu için yapacağı şeyleri başkasının ağzına bakarak yönlendirebiliyorsa bu söylemleri ve daha fazlasını hakediyordur.

rıza babanın sevişirken kullanacağı cümleler

(bkz: daddy is home)

kızıl saç

metabolizmasında esmerlik barındıran kişilerin kesinlikle ama kesinlikle kullanmaması gereken saç rengi.
götüme benziyosunuz bırakın da yakışan beyaz tenliler girsinler o sulara..

2 milyar ağaç dikimini görmezden gelen eylemci

matematiksel olarak imkansız olan,
bu argümanla ancak gerizekalıları kekleyebileceğini göremeyen rtenin mantıksız söylemine inanmamış eylemci.
candır!
bide buna inananlar var ki..
isyaaaeeeen dicem ama halil sezai esprisi yaptım sanarsınız diye duygularımı belli edemiyorum..

edit;mantık hatası

iz bırakan kitap cümleleri

nine balık masalını bitirdi ve on iki bin yavrusuna ve torununa:
-artık yatma vakti çocuklar. gidip yatın bakalım. çocuklar ve torunlar:
-ama nine, küçük kara balığa ne olduğunu söylemedin ki...
yaşlı balık:
-onu da yarın akşam anlatırım. şimdi yatma vakti. iyi geceler, dedi.
on bir bin dokuz yüz doksan dokuz küçük balık “iyi geceler” dileyerek yatmaya gitti.
nine balık da uykuya daldı.
ama küçük bir kırmızı balık ne yaptı ne ettiyse de uyuyamadı.
sabaha kadar denizi düşünüp durdu.

(bkz: küçük kara balık)

edit;imla