bugün

entry'ler (15)

hakemlerin besiktas takimina alerjisi olmasi

şöyle söyleyeyim,27 ocak 2009 galatasaray-sivasspor maçında milan baroş bir pozisyondan sonra hakemi dakikalarca fırçalamış,buna rağmen hakem olacak şahıs bırakın bir kart göstermeyi sırtını dönüp uzaklaşmayı tercih etmiştir.Bu maçtan bir iki gün önce ise Beşiktaş-Denizli maçında buna benzer bir pozisyonda olay mahallinden uzaklaşırken hakemin bilmediği dilde birşeyler mırıldandı diye Zapotochny direkt kırmızıyı görmüştür.Akabinde tribünlerin selçuk dereli nin annesinin nereli olduğuna dair tezahüratları sebebiyle Digiturk yayının sesini kısmak zorunda kalmıştır.Tasvip etmiyorum ama söyleyene değil söyletene bakmak lazımdır.Bu sadece denizde bir damladır,kanıksanmıştır,bana bu iş için 24 saat verin son 5 senede buna benzer 150 adet olay çıkartayım arşivden bu kadar da açık söylüyorum.Artık bu işin lamı cimi yoktur,Türkiyedeki tüm hakemler Beşiktaş klübüne karşı gizli bir örgütlenmenin içindedir.

the guardians

izmir bornova küçükpark ta hoş bir rock bar ortamıdır.hernekadar ağırlıklı türkçe şarkı seçimi yapılan,küçük ve sigara dumanı dolu bir mekan olmasına rağmen sahnedeki vokal kızımızın yerinde duramayan capcanlı havası ve grup elemanlarının efes pilsen eşliğinde canlı müzik performansları başarılıdır.özellikle kızımızın şarkı aralarında diğer elemanlar gibi bira değil de mezesiz rakı yuvarlaması takdire şayandır,bir de şu damsız girilmez muhabbeti olmasa çok iyi olacaktır.

24 ocak 2009 besiktas denizlispor maci

beşiktaşın gayet sistemsiz kördövüşünü andıran bir oyun oynayarak kazandığı türkcell süper lig in ikinci devresinin ilk beşiktaş maçıdır.beşiktaşımızın oynadığı oyun ne yazık ki beni mutlu etmemiştir.devre arası olduğunda hemen man.u-totthenam maçına geçiş yaptığımda farkettiğim gibi bu oyunu avrupalılar oynamaktadır zira adeta bir bilardo maçı gibi iki dakikada şahane organize iki golü atıvermişlerdir.ne yazık ki bu sezonda beşiktaşımızdan fazla umut vadetmemektedir.ama buradan maçın hakemine de birşeyler söylemek gerekir,sayın hocam selçuk dereli,siz zapo nun dilinden anlar mısınız da ne olduğunu anlamadan birşeyler mırıldandı diye sarıyı gösterecekken vazgeçip kırmızı çıkartıyorsunuz,ali sami yen de saracoğlunda aynı kartı gösterebilir misiniz? yüreğiniz yeter mi? o da yetmedi +4 uzatma vermişken +5 de maçı bitiriyorsunuz,fifa kokartı takıyorsunuz ama bilmiyorsunuz ki uefa kurallarına göre uzatma kaç dakikaysa o kadar oynatabilirsiniz,yarım saniye daha fazla uzatamazsınız,uzatmanın uzatması olmaz,son sözüm yazıklar olsun sizin fifa kokartınıza hakemliğinize..

ooze venue

çok sağlam mekan,hangar gibi geniş ortamı,fiyatların ucuzluğu,havalandırması ve özellikle ses sistemi çok iyi.

8 ocak 2009 altay galatasaray maci

galatasaray takımının vasatın altında top oynadığı ama iki takım arasındaki kalite farkından dolayı maç sonunda gülen taraf olduğu karşılaşmadır.85 dakika önde oynayan altay golü yedikten sonra nedense (gruptaki durumunu bilmiyorum bakmadım) çiçek gibi açılmış ve ikinci golü de kalesinde görerek oyunu kaybetmiştir ama altay takımının mücadelesi ve hırsı (özellikle kalecinin) takdire şayandır.

carmine lupertazzi

the sopranos dizisinde new york ailesinin patronudur.ölümünden uzun bir süre sonra,sağ kolu johnny sack kanser tedavisi gördüğü hastanede etrafındakilere carmine dan bahsederken hatırladığım kadarıyla "bir defasında bana birinin gideceğine dair söz vermişti,ama o telefonu bana 8 sene sonra açtı,artık ona ihtiyacı kalmamıştı ve tamam gidebilir dedi,işte carmine lupertazzi." demiştir.

ertuğrul sağlam

bursaspor ile anlaşarak valizi elinde 1.lig takımlarını dolaşan antrenörlerden olma yolunda önemli bir adım atmış olan beşiktaşın eski teknik direktörüdür.
madem sen uefa nın gelecek vaadeden en iyi 20 antrenörü arasında gösterildin,yarım sezon bekleyip avrupaya transfer yapsana, sezon ortası neden bursasporla anlaşıyorsun,ne farkın kaldı güvenç kurtar dan samet aybaba dan diye sorulması gereken kişidir.

ekospor

bu gün üyesi olduğum ve fiyatı da oldukça ekonomik olan digiturk paketidir.bir turkcell super lig maçını izlemek için asgari herhangi bir kıraathane de,oldukça ilkel koşullarda olsa bile,en az 5-10 ytl vermeniz gerektiğini düşünürsek ayda 16 adet lig maçını,fortis türkiye kupası maçlarını ve en baba belgesel kanallarını ayda 39,90 ytl + 30 ytl bir sefere mahsus aktivasyon ücreti ödeyerek evinizin konforunda izleme imkanına sahip olabiliyorsunuz.

phill leotardo

phill leotardo,the sopranos dizisinde new york çetesinin patronluğuna kadar ulaşmış bir kişidir.tony'nin kuzeni tony b. ,babası gibi sevdiği angelo'yu öldürdüğü için phill'in kardeşini öldürmüştür.phill bundan sonra tony'i indirmek için intikam yemini etmiş ve tony'i gerçekten çok uğraştırmıştır.ancak dizinin finalinde önce beyninden ve kalbinden iki kurşun yemiş,yere düştükten sonra da kafası üzerinden 3000 kilodan fazla olduğunu tahmin ettiğim gmc jeep'in tekerleri geçmek suretiyle acı bir şekilde hayata gözlerini yummak zorunda kalmıştır.tahminimce canı fazla acımamıştır ama öldükten sonra arzettiği görüntü cenazesinin açık tabutta yapılmasını mümkün kılmamaktadır.

corrado soprano

corrado junior soprano,ailenin jackie aprille öldükten sonra başa geçen görünürdeki patronudur.tony amcasının patron olmasını fbi'dan gizlenerek işleri yürütebilmek amacıyla kabul etmiş ve amcası da patronluk döneminin büyük bir bölümünü ev hapsinde ve akıl hastanesinde geçirmek zorunda kalmıştır.

adriana la cerva

the sopranos dizisinde christopher moltisanti'nin uzatmalı sevgilisidir.taş gibidir.ancak çok saf bir kişidir.fbı'ın tuzağına düşmüştür ve tony'i ele vererek christopher ile beraber tanık koruma proğramına girmeye çalışmıştır.ancak christopher bunu duyduğu anda önce onu boğmaya çalışmış sonra da anında tony'e haber vererek infaz edilmesini sağlamıştır ve onun hakkında "benim için 5 yıl içeride yatmayı göze alamadı" demiştir.sonrasında christopher tekrar uyuşturucuya başlamıştır.adriana inanılmaz güzel bir hatun olmasına rağmen senaristler tarafından belki de bu kadar da güzel olunmaz,olayı biraz iğrençleştirelim diye düşündükleri için dizide olmadık durumların içerisinde düşmektedir.hep sigara içmesi,sevgilisi tarafından sürekli dövülmesi,kabız olması,fbi masasina kusması hatırladıklarımdan bir kaçıdır.

christopher moltisanti

tony soprano nun sevdiği bir kişidir.arada kan bağı olduğu için christopher ın uyuşturucu bağımlısı olmasına da bir noktaya kadar göz yummuştur.amcasının "uyuşturucuya bulaşan biri kudurmuş bir köpek gibidir,ne yapabilirisin ki" demesine rağmen ona yardım etmiştir.ammavelakin chrissy bir türlü içine düştüğü buhrandan kurtulamamış ve tekrar uyuşturucu kullanmaya başlamıştır.bunun altında yatan en önemli sebebin tony'e olan sevgisinin karşılıksız olduğunu düşünmesi olması da ironiktir.ancak sevgilisi ade'in fbı muhbirliği yaptığını öğrendiğinde anında tony e haber vererek gerçekten bu işin bir askeri olduğunu kanıtamıştır.

tony soprano

The sopranos dizisinin baş kahramanıdır.başarılı bir işadamıdır.sorarsanız gerçek işi atık yönetimidir.belki gelirlerinin bir bölümünü kumar ve atyarışı gibi işlerden elde ettiğini itiraf edebilir,aslında uyuşturucu işi hariç hertürlü yasadışı işi yapar.New Jersey ondan sorulur.

beşiktaş taraftarı

bizimkisi bir aşk hikayesi
siyah beyaz film gibi biraz
gözyaşı umut ve ihtiras
bizimkisi alev gibi biraz.

21 aralık 2008 galatasaray beşiktaş maçı

öncelikle bedavadan göstrilen kırmızı karttan mı,havadan verilen penaltıdan mı,faulden atılan golden mi bahsedeceğimi bilemediğim maç.Hakem çakır Beşiktaş ı kıyma kıyar gibi kıydı,tebrik ediyorum emeği geçenleri.