bugün

entry'ler (70)

ateist anne babanın çocuğu olmak

dikkat! bu yazı hiçbir şekilde yahudiliği (veya herhangi bir milli kimliği) ön plana çıkarmamaktadır. gözlerinizle okumanız tavsiye edilir. teşekkürler

entry: bizim toplumumuz gibi tek bir dinin egemen olduğu toplumlarda büyümesi bir hayli zahmetli olacak olan çocuktur. ama şanslıdır ayrıca, ileride yapacağı seçimlerde dini önyargı onu engellemeyecektir. mesela ben küçüklüğümden bu yana zihnimde taşıdığım yahudi düşmanlığını henüz geçen sene atabilmiştim kafamdan. ne gerek var yani, hiç tanımadığım bir insandan sırf farklı bir dine (veya milliyete) mensup diye nefret etmeye? ayrıca; türk, müslüman, sünni dediğim adamların bana yahudi olanlardan daha çok zararı dokunmuştur bu güne kadar eminim.

ingilizce çalışmaya başlayacaklara tavsiyeler

ilgilenmediğiniz sürece bu işin sadece bir yük gibi olacağından, dolayısıyla gelişme göstermeyeceğinizden emin olabilirsiniz. ingilizce olup da ilginizi çeken bir şeyler bularak başlayın öncelikle.

oyun oynamayı mı seviyorsunuz? dünyadaki oyunların neredeyse tamamı ingilizce dilinde yazılıyor, şanslısınız. oyunu bol bol oynayın (işlerinizi aksatacak kadar abartmayın) ama bu esnada oyunun her kısmını anlamaya çalışın. internette o oyunu oynayan ve ingilizce konuşan başka kişilerin videolarını izleyin. oyunla ilgili yazılara göz atın.

dizi/film izlemek mi hoşunuza gidiyor? yine şanslısınız çünkü koskoca bir film sektörü ingilizce üzerine dönüyor. hiç durmayın, hemen ilgili sitelere girin ve araştırmaya başlayın. ingilizce film ve dizi izledikçe sadece ingilizceniz gelişmekle kalmaz, aynı zamanda ileride ihtiyacınız olacak olan kültür birikiminizi inşa etmeye başlayacaksınız.

demem o ki, ingilizceyi kendinize eğlenceli yollarla gösterin ve bunu bir yükmüş gibi düşünmeyin. sonuçta ingilizce öğrenmeye karar veren kişi sizsiniz... bütün bu anlattıklarımın ötesinde önemli bir ayrıntı daha var:

her ne kadar istemeseniz de oturup düzenli bir gramer çalışması yapmanız gerekmektedir. takdir edersiniz ki türkçede de sadece kelimeleri bilmekle iletişim kurmamız mümkün olmaz, olsa bile yetersiz kalır ve dil gelişmez.

o yüzden canım benimlerim, gerçekten istiyorsanız çabalayın. hiçbir şey için geç değildir.

babanın kürt olması

donuz butonu ile tanışmamı sağlamış olan ırkçı başlık. ayrıca tüm boş tenekeleri de meydana sermiştir. ne kadar ırkçı, cinsiyetçi, şucu bucu varsa buraya bekliyorum. elinizi korkak alıştırmayın.

ha bi de, kürt yazarken şunu: * kullanın da okumama gerek kalmasın bütün entryi, direkt çekeyim listeye.

yaz sıcağında pencereleri sıkı sıkı kapatan insan

dışarıdan hardcore düğün sesleri geliyordur, gına gelmiştir...

bim den alışveriş yapanlar

hollanda waffle'larının, osmanoğlu marka tatlıların ve bili bili yumurtanın yerini bilen, parası bitmeye yüz tutmuş insandır. ayağında terlik olma ihmitali %85 civarındadır.

kemal sunal vs ali sunal

ooo görüyorum da yine başlamış "şuna gülen var mı? varsa maldır. net." ve "ya buna komedyen mi diyosunuz, balon bu balon." zırvaları. nedir bu çoğunluk tarafından kabul gören her şeye bok atarak yükselme çabası. hiç de yılmıyorsunuz arkadaş.. kimin neye güleceğine siz mi karar veriyorsunuz beyler/bayanlar? bırakın kim neye isterse ona gülsün. afedersiniz, 'başlık/entry sıçmayın' lütfen, sonra buralar hep leş kokuyor.

tanım: başkalarının zevklerine karar veren zırva ustalarını ortaya çıkarmış, gereksiz versus.

kızların yanında değişen arkadaş

karakteri tam olarak oturmamış kişidir. yani bu başlık altında bahsedilen değişim aslında arkadaş ortamında edilen küfürün kızların arasında edilmemesi değil. bence de arkadaşlarınızla sayın sövün ama kızların yanında ağzınız bozuk olmasın. lakin, bahsedilen mevzu karakteri sallantıda olan kişinin kızları görünce adeta çıldırıp eline geçirdiği her fırsatta size 'giydirmesi', 'laf sokması', yani kısaca 'küçük düşürme'ye çalışmasıdır. öyle düşünüyorum ki, bunları yapan bir kişi gerçekten ne tam anlamıyla aşk yaşamış, ne de tam anlamıyla bir dost edinmiş. sizin yanınızda en kral arkadaşken kızların arasında baş düşmanınızmış gibi davranıyor. hangi tarafa yaranacağını ve kendini kime kabul ettirmesi gerektiğini çözemiyor (zaten kendini kime, niye kabul ettirmeye çabalıyorsun ki canım benim).

şişman kızlara tavsiyeler

öncelikle şunu belirtmeliyim ki, size "sen olduğun gibi güzelsin, seni seven böyle de sever!" diyen 55 kg kız arkadaşlarınıza inanmayın. "sen şöyle şişmansın böyle ayısın" diyenlerle irtibatınızı zaten kesin. balık etli ve şişman ifadeleri arasındaki farkı kavrayın. ve evet, biri sizi hakikaten kilonuza aldırış etmeden sevebilir ama bunun olma ihtimali de %2 - %5 arasındadır. mevcut durumunuzu kabul edin ve -eğer gerçekten istiyorsanız- bunu iyi yönde değiştirmek için bir şeyler yapın. hiç kimse oturduğu yerde kilo vermiyor.

ayrıca, şişman kızlara ve kadınlara güzellemeci yaklaşan, "aman onlara bir şey demeyin, özgüvenlerini bitirmeyin" diyen insanların aynı hassasiyeti neden şişman erkekler için göstermediklerini bir hayli merak ediyorum.

part time çalışan üniversiteli tip

spor yapmak, yeni alışkanlıklar edinmek veya kafa dinlemek gibi şeyler için kullanabileceği vakti çalışarak geçirmek zorunda olan insandır. hor görülmemelidir. bilakis, takdir edilmelidir çünkü iş bulmanın, hele ki part time iş bulmanın çok zor olduğu bu dönemde işe girebilmiştir ve iyi kötü çalışıp geçimini devam ettirmeye çalışıyordur.

dilci olmak

"dilci" olmanın hem güzel, hem de kötü yanları bulunmakta.

bir yandan ösym'nin size sözelci muamelesi yapmasına sinir olursunuz, diğer yandan bilmediği halde "ingilizce biliyorum ben" diyerek saçmalayan insanlara ağzının payını verince haz alırsınız.

bir yandan devlette öğretmenlik haricinde kesin bir yeriniz bulunmadığını düşünüp yeterince ilgi görmediğinizi hatırlarsınız, diğer yandan dili gerçekten bildiğiniz için önünüzün herkesten daha açık olduğunu fark edip sevinirsiniz.

bir yandan okulda en az öğrenci bulunan sınıfta olduğunuz için (belki) güçsüz hissedersiniz, diğer yandan aslında bu şekilde dersi daha verimli şekilde işlediğinizi ve daha çok öğrendiğinizi fark edersiniz.

günlük hayatta yabancı diliniz ile kişilerin yardımına koşabildiğinizde mutlu olursunuz.

arkadaşlarınıza dil konusunda yardım edebilirsiniz (aşırı istirmara da maruz kalabilirsiniz..)

"dilci" olduğunuzu büyüklerinize sürekli açıklamak zorunda kaldığınızda usanabilirsiniz.

altyazı olmadan film izlemenin keyfine varabilirsiniz.

internet ortamında diğer insanlardan çok daha fazla kaynağı anlama fırsatı bulduğunuz için, genellikle onlardan daha fazla şey bilirsiniz.

gerek az önceki maddede belirtilenden dolayı, gerekse ders materyali olarak bir çok farklı konuda metinler kullanıldığı için genel kültürünüz ortalamadan her zaman daha yüksek olur.

uzun lafın kısası; bölümü okurken bazen "ulan, ileride ne yapıcam ben?" diye düşünerek canınızı sıkabilirsiniz, bazen de aslında dili derinlemesine öğrenince hayatınızın nasıl daha eğlenceli hâle geldiğini fark edebilirsiniz.

en zevkli işler

meyveli yoğurdu açtıktan sonra yoğurdu yemeden önce kapağı bi güzel yalamak.

hayattan tek beklentisi aşk olan insan

birçok harika şeyi kaçırma ihtimali bulunan insandır.

türkiye almanya savaşındaki mantık hatası

görsel

küçükken halıya kafayı sürtmüş harika nesil

küçükken sıkıntıdan patlanıldığı bir anda, kafayı halıya dayayıp ayakların verdiği güçle halının başından sonuna kadar sürtmektir. amacının ne olduğunu tam olarak anlayamadığım bu eylem, beklendiğinden çok daha fazla zevk vermektedir.

çıplak ayakla kapıya tırmanmak aksiyonu ile kapışan eylemdir, ayrıca.

üniversite ders kitaplarının aşırı pahalı olması

üniversitenin nasıl bir para kazanma merkezi haline geldiğini gözler önüne seren durumdur. ilginçtir, deu ydy'de arkadaşa 320 tl lik kitap aldıracaklarmış. bakın, bu yabancı diller yüksekokulu'nda en az 700 öğrenci var.. şerefsizliğin, para hırsının ve düzenbazlığın doruklara ulaştığı dönemlerdeyiz. bırakın öğrenciye gerçek eğitim vermeyi (ki bu gayet doğal bir ödev) adamlar daha fazla ne kadar sömürürüz, emikleriz diye araştırıyor.

ulan zırto, sen / siz böyle yaparsanız adam nasıl rahat içinde okusun, nasıl adam akıllı bir şeyler üretsin. neyse bir şey demiyorum.

sokağa izmarit fırlatan hayvan

izmaritini sokağa vertikal bir biçimde fütursuzca fırlatan şerefsiz, düşüncesiz varlıktır. lan, sen manyak mısın.. insan geçiyor ordan. kahvehanelerin yanından geçerken yavaşlamama, temkinli olmama sebep olan varlıktır ayrıca.

yarra isimli ablanızın olması

"hasanımmmmmmmm"

"yarrraammmmmmmm"

savaş çıkarsa rusya yı yeneceğimiz gerçeği

rusya'yı beginner yapıp, türkiye'yi expert moduna alarak yapacağımız simülasyonda kesinkes kazanacağımız versustur.

(bkz: hayaller)

erkekleri cinsellik para ve futbol manyağı sanmak

şüphesiz ki, genellikle sığ düşünceli ve dar çevresi olan bayanların beyanıdır. biraz daha farklı erkeklerle tanıştıkça aslında aralarında edebiyata, müziğe, futbol dışındaki sporlara ilgi duyan (evet, ne kadar garip(!)), gerektiğinde romantik olabilen ve her konuyu cinselliğe getirmeyen erkekler de bulunduğunu kolaylıkla görecektir. para konusunda söylenecek pek farklı bir şey yok.. iyi olsun kötü olsun, yapmak istediğimiz şeyler için para gerekiyor ne yazık ki. ama "para delisi" ifadesi aşırı kaçar.

starbucks ta kahve içmemiş yazar

allah kahretsin zorla içirmişlerdi. ne yapabilirdim.