bugün

entry'ler (444)

islamiyet in cevap veremediği sorular

cennet ve cehennemin çoğu inançta var olduğunu cennetin ödül, cehennemin ise ceza çekilen yer olduğunu hepimiz biliyoruz. odak noktamız ise ödül ve ceza kavramının tüm inançlarda karşımıza çıkmasıdır. burada asıl olan ödülü ve cezayı verene karşı duyulan saygı, sevgi, korku v.b. duyguların sonucu olarak ona karşı duyulan sorumluluktur. sorumluluk bilincinde olan insanlar dünyadaki canlı - cansız tüm varlıklara karşı sorumluluk duyan insandır. vicdan bilincine erişebilmek için insanın sorumluluk sahibi olması gerekir. vicdani değerleri belirleyende bu sorumluluklardır, yaratıcıdır. "kimsenin olmadığı bir yerde içi dolu cüzdan bulunca alınmaması gerektiğini" vicdani değer olarak bize bildiren ve toplumca bunun yanlış olduğunun kabullenilmesi de inanca dayanmaktadır. cevabımın bu kısmına kadar genel olarak inançların görüşlerinden bahsettim. çoğu inanca göre yanlış olan bu eylemi tek bir inancı hedef alarak, ona saldırarak karalamakta vicdana, insanlığa aykırı bir eylemdir. inanç sahibi olmayıp vicdan sahibi olduğunu iddia edenlerin vicdanları "islam'a" karşı neden suskun kalıyor? vicdani değer sahibi olabilmek için öncelikle tarafsız ve sağlıklı değerlendirme yapmak gerekir, aksi takdirde bu yapılan eylem vicdansızlık olacaktır.

yazarlardan öğütler

"keşke" demek ateş yutmak gibidir, söyledikçe insanın içini yakar.

fakirlerin isyan edip ayaklanmama nedeni

inananlar için açıklaması sebe-36 suresinde " de ki: rabbim, dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler". nitekim çalışan çalışmasının karşılığını alır fakat zenginlik allah vergisidir. o zenginlik onun imtihanı olup fakirlikte fakir olanın imtihanıdır.

iyi bir insan olmanın ilk şartı

kötü insan var mı dünya üzerinde? herkes iyi bu dünyada kim kendine kötü der? kim kendindeki eksikleri, hataları görür ve düzeltmeye çalışır? öyle olsa dünya zaten cennet olmaz mı? velhasıl kelam iyi olmanın ilk şartı önce kendindeki eksikleri, hataları görmek ve düzeltmektir.

cumhurbaşkanı erdoğan umre yaptı

"din, inanç"; insanın tüm yaşamını kuralları ile düzenleyen sadece kendisine değil topluma ve diğer canlılara karşıda sorumlu olduğu bilincine eriştiren kurallar bütünüdür, afyon değildir. bu özelliği ile insanı hayvandan ayırır. bir ülke liderinin umre yapması siyasi kimliği olmayan bir müslümanın umre yapması gibi olamaz. bunu "umre" ibadetinin ne olduğunu, nasıl yapıldığını bilenler, daha önce gidip umre yapanlar daha iyi kavraya bilirler, "klavye müslümanları" bu durumu riya ve gösteriş olarak görmeleri çok doğal bir durumdur. nitekim cumhurbaşkanı olması, gereklilik arz eden güvenlik önlemleri, içerisinde bulunduğu devletin üst düzey yöneticilerin refakati ister ister istemez durumu medyatikleştirmektedir. bunu aklı selim ile düşünen her insan idrak edebilir.

japonların alfabe değiştirmeyi akıl edememesi

bir milleti millet yapan tarihidir, geçmişidir. japonlar'ın bu denli geçmişine sahip çıkması ve koruması takdire şayandır.

misvak dergisinin laiklik karikatürü

sonuç odaklı düşünecek olursak eğer, "laik devlet" politikasının bu zamana kadar sağladığı büyük bir başarı olmadığını görürüz. tamam, devlet tüm dinlere eşit mesafede olmalı, içinde barındırdığı tüm inançlara ve o inanç sahiplerine hoş görü ile davranmalı nitekim ecdadımızın sahip olduğu "insanı yaşat ki devlet yaşasın." görüşü ile insan odaklı olduğunu devlet içerisinde azınlıkta olan gayrimüslimlerin de özgürce yaşadığını göstermektedir.burada asıl ele alınması gereken konu ise laiklik ile beraber halifelik makamının'da kaldırılıp, islam'ın başsız bırakılması ve müslümanların başı bozuk bir hale düşürülmesidir. dünya'da akan müslüman kanları bunun apaçık delilidir.

karpuz denilince akla gelen şeyler

"yalak".

yaşıtların evleniyor sen tohuma kaçtın diyen baba

torun sevme amaçlı yapılan kamçılama, gaza getirme maksadı taşıyan babadır.

evde kalan yazarlar

yazarların kelime oyunları yaparak "evde kalma" kültürümüzdeki asıl anlamının dışına itilmesi de durumun vehametini sergilemektedir.

para karşılığı seks yapmış erkek

bedenini kiralayanın da kiraya verenin de, insanlığı hakkında derin düşüncelere düşüren durumdur. (cinsiyet ayrımı yoktur.)

erkeklerdeki öz saygı düşüklüğü

erkek milletinin insanlarının içerisinde bulunduğu, şehveti arzularının çoğu zaman insani değerlerinden, inançlarından v.b. ağır basması neticesinde. insani niteliklerini kaybetmesi ve tek amacının biran önce bu ihtiyacın giderilmesine odaklanmasıdır. tabiri caizse cinsel organı ve yaverlerinin, beynine darbe yaparak yönetimi devralmasıdır.

kızlar göründükleri kadar kibar mı

hamamcılar da kadın milletinin pis olduğu konusunda hem fikirdirler. (kaynak: hamamcılar odası başkanı.)

türbanlı bacılar

inanmak, inanç bu konular şahsi konulardır. islam'a göre bir bayanın giyinme kıstasları bellidir. bu kıstaslara uygun giyinen türbanlı bacılarımıza saygımız sonsuz olmakla birlikte, "süslüman" olan bacılarımıza da tez zamanda akıl fikir diliyoruz.

bir buçuk iskenderin üzerine künefe yiyen kız

o kız ki, dar kot pantolonundan dışarı fışkıran göbeğine aldırış etmez, o kız ki bacağında löp löp sallanan selülitlere, bıngıl bıngıl olmuş kollara ve vücudunun muhtelif bölgelerine aldırış etmez. o kızın tek amacı vardır, yemek. su içse yarıyordur o kıza, mutfağın önünden geçse kebapçının önünden geçse kilo alan kızdır, bu kız. hiç bir zaman yediklerini gözü görmeyen, yerken mutlu yedikten sonra hafif bir mide ağırı veya ekşimesi ile birlikte cüz-i bir miktarda pişmanlık çeken mutsuz olan kızdır. bu kızın kendi kadar büyük amaçları vardır. bu kız her hafta başı diyete başlayıp diyetin ilk günü sabah kahvaltısında bir paket peynir ile bir bütün kepekli somun ekmeği gömerek kendini mutlu hisseden kızdır. bu kız her düğüne gittiğinde, her yaz mevsimi geldiğinde "...ölmek istiyorum." diyerek feryat figan edip sonunda teselliyi hamburgerci'de veya kebapçı'da bulan kızdır. allah bu kızı ıslah eylesindir.

tek cümle ile ben

fani (ölümlü).

chp nin dinsiz olduğu gerçeği

"dinsizlik" konusunda rüştünü ispat etmiştir.

düğün masrafından kaçan erkek

kimse kimseyi kandırmasın! ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın, sonuç itibari ile kaçamayacak olan erkektir.

asus zenfone 6

yaklaşık 3 aydır kullandığım ve beni yeterince memnun eden akıllı telefondur. ısınma, şarj, donma, kasma v.b. problemleri yaşamadım şuana kadar. fiyat ve performans açısından değerlendirecek olursak eğer fiyatı performansına göre çok iyi. ebat olarak zenfone 6 dan daha büyük bir telefon görmedim, büyüklüğünün tek dezavantajı taşımadır.

karısının bikini giymesine izin veren adam

bu tamamen inanç meselesidir. inançlı bir bayan zaten bikini denen iç çamaşırı benzeri şeyleri giyinip kendini sergilemez.