bugün
- insana kendini kötü hissettiren şeyler9
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- suriyeliler suriye'ye dönsün14
- özgür özel10
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar13
- sözlük erkeğinden damat olmaz27
- fatih terim'in yuhalanması16
- düşün ki o bunu okuyor13
- icardi190518
- ayça tilki10
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge37
- adolf hitler9
- anın görüntüsü9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel24
- nazar değdi sözlük12
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır20
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
entry'ler (56)
başı açık bir kızın derse giresi kadar olağan bir durumdur. bazı kızlarımız yıllarca bir şekilde horlandılar dışlandılar. hoşgörüden başka çıkar yol yok. müreffeh bir toplum olmanın tek hakikati vardır o da her düşünceye saygı. rahatsız olanlar varsa eczaneden hazımsızlık ilacı alabilirler.
edit: bazılarının orda eczane yok heralde özelden bana ulaşın hayrına alırım.
edit: bazılarının orda eczane yok heralde özelden bana ulaşın hayrına alırım.
--spoiler--
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Beceriksiz adımlarla yürüyen bir kıza rastlarsanız. Sanki düşecekmiş gibi, sanki ayakları birbirine dolaşacakmış, bir yere takılacakmış gibi. Merdiven kollarını sıkı sıkı tutuyorsa. Aceleyle yürüyorsa mesela. Kalkacak son vapura, son trene yetişecekmiş gibi hızlı atıyorsa adımlarını. Yere, toprağı incitecekmiş gibi basıyorsa, yer çatlayacakmış gibi ürkek atıyorsa adımlarını. Şaşkınsa bir masaldan şehre düşmüş gibi.
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Utangaç bir kız yüzüyle karşılaşırsanız, başını yerden kaldırmıyorsa. Gözlerine hüzün düşmüşse. Karanlık değmişse bakışlarına. Gece gökyüzünü seyretmekten ay ışığının izi kalmışsa yüzünde. Gözlerinden yıldızlar dökülüyorsa mesela. Nereye baktığı anlaşılmıyorsa. Her şey gözlerinde kayboluyorsa. Kirpiklerine yakamozlar takılmışsa. Gözleri denize bakan bir balıkçının gözleri gibiyse.
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Genç gürültülerin arasında sessiz bir kıza rastlarsanız, kalabalığın ortasında bir sükut yürüyorsa. Tam konuşacakken dudakları titriyorsa, saklaması gereken bir sırrı taşıyormuş gibi. Bir ortaçağ bilgesinin susuşu gibiyse sessizliği. Henüz evrenin yaratılmadığı zamanlardan kalma bir sükutsa mesela. Bir Hint hikayesinin tanrısal suskunluğunu taşıyorsa.
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Saçlarını taramayı becerememiş bir kızla karşılaşırsanız. Konuşurken saçlarını savurmuyorsa. Sıkı sıkıya tokalarla yapıştırmışsa saçlarını. Uyumsuz kıyafetler varsa üzerinde. Yakıştırmasızca giydiklerini. Güzelliğinden utanıyorsa mesela. Yaz sıcağında boğazlı bir kazak giymişse. Bir pardesü giyip yün bir başlık takmışsa kafasına. Ya da modası geçmiş bir şapka takıyorsa. Ellerini sürekli başına götürüyorsa, saçlarını tıkıştırıyorsa şapkasından içeri. Ürkekse, bir başınaysa;
Bilin ki o kız, başörtülü bir kızdır.
Bilin ki, bir kez daha kaybetmişizdir.
Tarık TUFAN
--spoiler--
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Beceriksiz adımlarla yürüyen bir kıza rastlarsanız. Sanki düşecekmiş gibi, sanki ayakları birbirine dolaşacakmış, bir yere takılacakmış gibi. Merdiven kollarını sıkı sıkı tutuyorsa. Aceleyle yürüyorsa mesela. Kalkacak son vapura, son trene yetişecekmiş gibi hızlı atıyorsa adımlarını. Yere, toprağı incitecekmiş gibi basıyorsa, yer çatlayacakmış gibi ürkek atıyorsa adımlarını. Şaşkınsa bir masaldan şehre düşmüş gibi.
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Utangaç bir kız yüzüyle karşılaşırsanız, başını yerden kaldırmıyorsa. Gözlerine hüzün düşmüşse. Karanlık değmişse bakışlarına. Gece gökyüzünü seyretmekten ay ışığının izi kalmışsa yüzünde. Gözlerinden yıldızlar dökülüyorsa mesela. Nereye baktığı anlaşılmıyorsa. Her şey gözlerinde kayboluyorsa. Kirpiklerine yakamozlar takılmışsa. Gözleri denize bakan bir balıkçının gözleri gibiyse.
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Genç gürültülerin arasında sessiz bir kıza rastlarsanız, kalabalığın ortasında bir sükut yürüyorsa. Tam konuşacakken dudakları titriyorsa, saklaması gereken bir sırrı taşıyormuş gibi. Bir ortaçağ bilgesinin susuşu gibiyse sessizliği. Henüz evrenin yaratılmadığı zamanlardan kalma bir sükutsa mesela. Bir Hint hikayesinin tanrısal suskunluğunu taşıyorsa.
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse;
Saçlarını taramayı becerememiş bir kızla karşılaşırsanız. Konuşurken saçlarını savurmuyorsa. Sıkı sıkıya tokalarla yapıştırmışsa saçlarını. Uyumsuz kıyafetler varsa üzerinde. Yakıştırmasızca giydiklerini. Güzelliğinden utanıyorsa mesela. Yaz sıcağında boğazlı bir kazak giymişse. Bir pardesü giyip yün bir başlık takmışsa kafasına. Ya da modası geçmiş bir şapka takıyorsa. Ellerini sürekli başına götürüyorsa, saçlarını tıkıştırıyorsa şapkasından içeri. Ürkekse, bir başınaysa;
Bilin ki o kız, başörtülü bir kızdır.
Bilin ki, bir kez daha kaybetmişizdir.
Tarık TUFAN
--spoiler--
an itibariyle terkedileceğini düşündüğüm yazardır. süreci kolay atlatmasını umuyorum.*
bir yerlerdeyim
senden uzakta,
manaların yitirildiği.
artı değerim demiştim sana.
sevgilim
en alınteri zamanlarımda
damlarken bedenimden,
kaybedilmiş bir bahisten öte
geçmiyordu hayat.
hayattı o yaşayamadığımız umutlarla
çiçekli bahçelerinde söyleyemediğimiz
şarkılarla donatılan.
özlemlerimizdi,
yavan bir ekmeği koparırken
ışık saçan gözlerimizle.
bir ayran kutusuydu beraberce içilen.
hayat mıydı
hakikatlerin yalan perdeleriyle
sarmalandığı
sözlerin ertesinde.
şimdi keşkelerden örülü
cümlelerim var,
failini aradığım.
içimde bir yerlerde
ifade edememenin buruk
ve hiçte ilginç olmayan sancısı,
gözlerimde yağmur ormanlarının buğusu
sıcak bir ekmek dilimi gibi.
artık git diyorum diyarlarımdan
ve sadece suretinin gölgesi düşsün
satırlarıma,
örselenmiş kağıtlar arasında.
sen yalanları hakikat gibi yaşarken
yaşamalıyım bende
bütün hakikatleri bir yalan gibi.
tükendiğini hissediyorum
yokluğunun mürekkebinin zaten
artık yazmak gelmiyor içimden.
varlığın el olmuşken ellerime
bazen bir cümle bile kuramıyorum
gözlerimi açtığım vakit
ortasında buluyorum kendimi
hayatın.
sonra diyorumki
hayatı yalan yaşamalı
tıpkı senin gibi
yaşamalı diyorum hayatı
öylesine
senin gibi.
en güzel duyguları
sömürerek hayatı yaşamalı
karşıdakine birşey bırakmadan
azılı bir emperyalist gibi.
yaşamalı işte,
bişekilde...
senden uzakta,
manaların yitirildiği.
artı değerim demiştim sana.
sevgilim
en alınteri zamanlarımda
damlarken bedenimden,
kaybedilmiş bir bahisten öte
geçmiyordu hayat.
hayattı o yaşayamadığımız umutlarla
çiçekli bahçelerinde söyleyemediğimiz
şarkılarla donatılan.
özlemlerimizdi,
yavan bir ekmeği koparırken
ışık saçan gözlerimizle.
bir ayran kutusuydu beraberce içilen.
hayat mıydı
hakikatlerin yalan perdeleriyle
sarmalandığı
sözlerin ertesinde.
şimdi keşkelerden örülü
cümlelerim var,
failini aradığım.
içimde bir yerlerde
ifade edememenin buruk
ve hiçte ilginç olmayan sancısı,
gözlerimde yağmur ormanlarının buğusu
sıcak bir ekmek dilimi gibi.
artık git diyorum diyarlarımdan
ve sadece suretinin gölgesi düşsün
satırlarıma,
örselenmiş kağıtlar arasında.
sen yalanları hakikat gibi yaşarken
yaşamalıyım bende
bütün hakikatleri bir yalan gibi.
tükendiğini hissediyorum
yokluğunun mürekkebinin zaten
artık yazmak gelmiyor içimden.
varlığın el olmuşken ellerime
bazen bir cümle bile kuramıyorum
gözlerimi açtığım vakit
ortasında buluyorum kendimi
hayatın.
sonra diyorumki
hayatı yalan yaşamalı
tıpkı senin gibi
yaşamalı diyorum hayatı
öylesine
senin gibi.
en güzel duyguları
sömürerek hayatı yaşamalı
karşıdakine birşey bırakmadan
azılı bir emperyalist gibi.
yaşamalı işte,
bişekilde...
bazılarına kına yaktıracak askerlik tipidir. hayır yok eşitlik sağlancakmış, kimseye ayrıcalık tanınmayacakmış, herkes kendine okuyormuş falan filan teraneleriyle kendini tatmin yoluna gitmiş arkadaşlarımız sözlükte mevcut onlara şaşıyorum. askerde bu kadar angarya varken, falan komutanın karısının bilmem neyi olmak varken, ot yolmak varken ve sayamadığım bir çok kutsal görev(!) varken bunlar tartışılmaz,herkes eşit yapmalı falan filan olaylarına giriliyor. biri bana komutanın karısına hizmet ile vatan hizmeti arasındaki korelasyonu açıklasın bir ilişki çıksın tamam diyeceğim,az bile bence yurdum gencine iki seneye çıkartılsın. *
bazı arkadaşlar ' ordaki insanlar kafası çalışan eğitimli, cahil değil zaten besketboluda böyle insanlar takip eder ' gibilerinden gazeller okuyor. benzer siyasi görüşlere sahip olmazsınız ama orası dünyanın gözlerinin önüdür. cumhurbaşkanına da o kadar saygıyı gösteremiyorlarsa aldıkları eğitiminde saygınlıklarınında amk. oldum olası zaten beyaz türkler diye tabir ettiğimiz yavşaklar böyle halka ve onların seçtiklerine hep tepeden bakmışlardır. neyse hasıl-ı kelam memleket kurtulmuştur vesselam.*
korkuyorum Allah'ım ve görünürde bir yorganda yok,
yani durum son vapuru kaçırmak kadar tehlikeli. *
yani durum son vapuru kaçırmak kadar tehlikeli. *
arkadaşımızn yaptığı davranış hoş olmasada asıl üzerinde durulması gereken otuza yakın insancığın içindeki kin ve öfkenin bir insanın üzerinde linç etmek suretiyle dışavurumudur. geldiğimiz durum itibariyle bu çakal sürülerinin artık birşeyleri rahatça ifade etmeleri -demokratik özerklik, yan yana bayrak asılması,imralıdaki yavşağın tahliyesi- olayın vehametini açıklamakla kalmayıp artık şahside olsa insanlarımızın tepki vermesine yol açtırmıştır. taviz tavizi doğurur kabilinden artık devletin biraz daha bu mevzuya ehemmiyet göstermesi elzemdir. iş işten geçmeden ,vakit gelmeden, bir an önce...
bir gece ansızın uyandım ve çok susamışım. uykulu gözlerle sarhoş gibi hareket ediyordum mutfağa. ışığı yakarken orda olduğunu farkettim yavruydu ve de siyahtı. ani bir hareketle terliği kaptım ve tam tepesinde bir müddet beklettim. sonuçta yavruydu ve kararsızdım. bir müddet sonra kararsızlığım geçti ve ezilmişti. uykumda kaçmıştı bilgisayarı açtım biraz gezindikten sonra sözlüğü gördüm. üye olayım dedim aklıma o yavru böcek geldi. kafka'yı sevdiğimden birde böceğin aziz hatırası için bu nicki aldım.**
türk siyasi hayatının en köklü partisinin içinde lider kıtlığı olmasından hareketle genel başkan olmuş kişidir. hitabet konusunda çok fırın ekmek yemesi gerektiğini göstermiştir. dinlediğinizde zaman makinesine binip yetmişli yıllara gidiyorsunuz. aynı kandırma argümanları, aynı söylemler falan filan. hayır yapamıyorsan bırak belki yapan bulunur. *
- ee oğlum şimdi ne oldun bakalım?
+ kaymakam oldum amcacım.
- o ne be keşke biraz daha okuyup ormancı olaydın.
+ tövbe tövbe..
+ kaymakam oldum amcacım.
- o ne be keşke biraz daha okuyup ormancı olaydın.
+ tövbe tövbe..
bir gece vakti hesabınızdaki son parayı çekerken insanı çileden çıkaran bankadır. şöyle ki hesabınıda 10 lira vardır bunuda zaten zor zamanlar için bırakmışsınızdır. parayı çektikten sonra bakarsınız ki köşesi kopuktur.tekrar sokarsınız makineye almaz, bankaya götürsen almazlar,ondan sonra kime yedireceğini düşün dur. *
allah rahmet eylesin, geride kalanlara da sabrı cemiller versin...
sözün bittiği sükutun başladığı askerlik mevzusudur,yazıklar olsun emeği geçen ve geçecek olan herkese.
kadınlarımızn sabah sabah o çapsız programlara ayırdığı vakitle çocuklarına ayırdıkları zamanın oranlanmasıyla rahatça elde edilebilir.