bugün

entry'ler (578)

uludağ sözlük

5 ocak'tan beri yazmadığım sözlüktür.

dedim bi geleyim, belki yazarım. ben sol frame'e baktım, sol frame bana baktı, sonuç: boş küme.

açacağınız başlıklara sıçayım, ben gidiyorum!

otobüste kitap okuyan tip

kitap okumak öyle bir aktivite ki, zengin olmadan yapılmıyor ve bu sebeple insan içinde kitap okumak görgüsüzlük, 'hava atmaca' olarak algılanıyormuş. vay ya, vay!

okuyamayanın, okuyanı asla anlayamayacağı bu yüzden de dünyanın hiçbir zaman çok güzel olamayacağı gerçeğini yüzümüze vuran tespitlerin yapılmasına sebep olan eylemdir.

sözlük yazarlarının favori tatlıları

yazar insanların yemeye doyamadıkları tatlılardır. misal;

künefe, fırında muhallebi, keşkül. *

uludağ sözlük

naçizane bir üyesi olduğum topluluk. ve fakat;

uludağ sözlüğe giriş yapınca bir sayfa bizi inciye mi yönlendiriyor, incideki başlıklar buraya mı taşındı, inci&uludağ sözlük birliği mi ilan edildi ne oldu böyle yahu?

4000 din kültürü öğretmen ataması

dinciyim diye geçinen yobaz, dinden bihaber yaşayan, hurafelerle dolu hayatlarına yeni atanan din kültürü öğretmenlerinin yeni hurafeler katacağını sanan beyinlerin sevindiği haberdir.

keşke yeni atanan din kültürü öğretmenleri gerçekten insanlara nasıl yaşanacağını, bilimin dinin bir getirisi olduğunu; her bilim adamının dinsiz olmayacağını, özgür düşüncenin gücünü anlatacak insanlar olsa. eminim vardır içlerinde biraz da olsa. tek avuntum bu.

cihangir deki merdivenlerin griye boyanması

aptal köpeklerin yapacağı iştir.

pangaea

tam bir pangidir. *

mavi jojoba tanesi

sırf karmam yükselmesin de, adı değişmesin diye entry girmemi engelleyen tatlı karma sıfatıdır efendim. mavi canım gibi bi renk, jojoba desen.. söylerken bile ne tatlı. 8 yıllık sözleşme yapası gelir insanın bu karmaya.

dua yüklü flashdisk muska yerine geçer mi

kimsenin bu bakınızı vermediğine şaşırdığım durumdur;

(bkz: yaran başlıklar)

5 dakikadır gülüyorum. *

doritos

ne kadar uğraşsa da bir daha taco gibi bir cips yapamayacak olandır. canlarım benim.

balık ekmek vs hamburger

balık ekmek önce gelir. ama tabi bu ikisini aynı potada eritenler de var. fakat hamburger için özellikle belirtmek isterim ki;

'ben hamburgere hamburger demem, hamburger subway olmadıkça.'

dexter

indirebilirsem baştan izleyeceğim dizidir.

yarısında kalıp devam edememiştim üniversiteye başlayınca. şimdi o bitti tekrar dexter izleyeyim diyorum. kendi kendime böyle eğlenceler yaşatıp işsizliğin izlerini silmeye çalışıyorum.

teşekkürler.

sözlük yazarlarının ruh halleri

yazarların ruh hallerini bir cümleye sığdırma çabasının adıdır.

fuck the system!

18 haziran 2013 bm nin gezi parkı açıklaması

bm üyesi bir ülke olmanın sonuçlarıdır.

(bkz: geldi yine tipini s)

hayır rt çıkar bunları da tanımaz şimdi. ap gibi üyelik sürecinde de değiliz. anlaşmalar falan var, adamlar kalkıp müdahale etmeye çalışırlar, bi şeyler. sonra vay efendim 'bin islindi iyli dimik istimimiştim sipirmin'

duran adamı şikayet eden beyni durmuş adam

acaba oturduğu yerde ne içmiş de bu kafalara gelmiş bu insan sorusunu akıllara getiren adamdır.

ben burdan geçiyordum. bu adam burda durmuş. duruyor duruyor. ben polisi aradım. çoluğumuz var, çoluğumuz var, çocuğumuz var. bu adam durmuş, çocuklarımız durmasın.

http://www.youtube.com/watch?v=rD2wB3k2_8s

2 ci el toma alacaklara tavsiyeler

kullanılmış toma satın almak isteyenlere verilecek tavsiyelerdir.

bunların bi daha uzağa sıkanları var, bi de yağmurlama teknolojisi ile geliştirilmiş; tiyatrocu ak gençlik için özel üretim olanları var. eğer siz de tiyatroda kullanacaksanız, yağmurlama olanından alın. onlar çünkü adamı savurmuyor, savrulmuş da ıslanmış efekti veriyor. ha bir de sakın ha iç dış yıkatma yapmadan almayın. kimilerinde suyun içine kimyasal sıvılar karıştırılmış.

tekerlekli sandalyeli aktiviste biber gazı atmak

kalbi ve vicdanı olmayan bir insana, bir kuşun cıvıltısı bile gürültü gelecektir.

neden yazdım bunu bilmiyorum. artık yazacaklarımı toparlayamıyorum. yaşananlar karşısında aptallaştım adeta. bi fabrikada çalışıyorum bu aralar, orada gördüm insanları, yaşıyorum onlarla. bu konuşmam o yüzden bu kadar kesin olacak.

kapitalizm denen kısır döngü içinde, para olgusu için insanları öyle robotlaştırmış bir sistem mevcut ki. sabahın 6'sından akşamın 6 buçuğuna kadar; sadece para kazanabilmek için insanlar kendilerini paralıyor. fakat bu gerçekten çok farklı. üniversite 2. sınıfta da de yazın 2 ay bir fabrikada çalışmıştım. burası ile orası arasındaki farklar saymakla bitmeyecek kadar çok. fakat bu kadar farklılık içindeki tek aynılık; robotlaşmış insanlar. para kazanmak kötü demiyorum, para kazanmak zor demiyorum. bu sistemde, bu insanlara dayatılan kurallar çerçevesinde yapılanlar çok ağır. kaldıramıyorum bu hali. beyinler o kadar düzleşmiş, insanlar o kadar duyarsızlaşmış ki; bunu yaşamayana anlatamam. gözlerindeki o boşluk öylesine derin ki..

bunları neden anlattım biliyor musunuz? türkiye'de çoğu insan bu şartlar altında, uyutularak çalışıyor. sonra yanlı yayınlarla molalarda, akşam yemeklerinde iki üç satır şey görüp, görüş(!) sahibi oluyorlar.

bu engelli arkadaşımıza yapılan şerefsizlik, gezide olan onlarca olay, onlar için hep muhalefet oyunu, marjinallik, nankörlük. nerden tanıdık geldi bunlar?

işte bu yüzden, bizlere çok büyük iş düşüyor. çok çalışmamız lazım arkadaşlar, çok emek vermemiz lazım. allah hepimizin yardımcısı olsun..

düzeltme: cümle yanlışlıkları.

jared leto

gerek yaptığı müzik, gerekse filmleriyle kalplerimizde büyük yer sahibi adamlardan biridir. favori şarkım:the kill favori filmi:mr.nobody

tayyip erdoğan a sövüp kurduğu ülkede nefes almak

bu ve bu tür başlıklar bünyede bulantı yaratıyor.

tamam beyinsizsin, tamam göt yalaya yalaya dilinin ayarı kaçmış belki. ama yapma be, bu kadar rezil etme kendini.

müge anlı nın direnişçilere verdiği tarihi ayar

bu ve bu tip insanlar, televizyonun beyin yıkama özelliğini kullanarak; ev temizler gibi beyinleri süpürüyor. çıkıyor oraya, patavatsız ve ayarsız şekillerde program sunuyor. sonra o temizlediği beyinleri alıp istediği gibi döşüyor.

akşamlara kadar konuş müge bacım. şuurunu kaybetmemiş insanlar var hala, onlar o mahvetmeye çalıştığınız beyinleri geri kazanacak.

kardeşçe, dostlukla direnerek, anlatarak kazanacağız.