bugün

sevdiği entry'ler

kazakların osmanlı sultanına yazdığı mektup

1676 yılında osmanlı padişahı 4. mehmed'in mektubuna cevaben yazıldığı söylenmektedir. öncelikle belirtelim ki başlıkta bahsedilen kazakların günümüzde "kazakistan" isimli ülkede yaşayan kazaklarla ilgisi yoktur. slav-hristiyan bir etnik grup olup rusların güney sınırını koruyan askeri bir toplumun adıdır. bahsedilen dönemde kazaklar osmanlı topraklarına çeşitli akınlar düzenleyerek sabotaj, yağmalama gibi faaliyetlerde bulunmaktadır. 4. mehmed topluluğa yazdığı mektupta kendisini güzelce bir methettikten sonra, osmanlı sultanı'nın "hristiyanların da koruyucusu" olduğunu iddia ederek, topluluğun bu tip faaliyetlerde bulunmayıp osmanlı'ya boyun eğmesini emreder. kazakların cevaben yazdıkları mektubun türkçeye tercümesinin bir bölümü şöyledir;
"sen, türk şeytanı, şeytanın dostu ve arkadaşı! götünlen kirpi bile öldüremezken, ne sikim bir şövalye olduğun iddiasındasın sen böyle? şeytan sıçar senin ordun yer. sen, orospu çocuğu, hristiyan evlatlarının senden korkusu yoktur, karada ve denizde ordunu yenip senin ananı sikeceğiz" (açıkçası tercümesi epey zor bir metin olduğunu söylemeliyim, birebir çeviri imkânsızdır)
ilya repin'in konu üzerinde bol hayal gücü ihtiva eden bir resmi bulunmaktadır.
resmi, 4.mehmed'in mektubu ve cevabının tam metnini görmek için buyrun;
http://en.wikipedia.org/w..._the_Zaporozhian_Cossacks

şeytan ayetleri

şurada da detaylı açıklama var:

http://www.ilhan-arsel.org/Kissalar1/M28.html

biraz karışık bir konu.

doğrudur yanlıştır şöyle bir kurgu çıkıyor ortaya:

hz muhammed putları kastederek "Gördünüz mü Lat'i, Uzza'yi ve üçüncüleri olan ötekini, Menat'i? Iste bunlar, yüce turnalardir... Sefaatleri de elbette ki umulur" der. Bu sözler Kur'an'in, Necm Suresi'nin 19. ve 20. ayetlerinin ilk seklidir.

daha sonra gelen yoğun tepkiler sonucunda büyük bir hata isledigini ve bu hata yüzünden taraftarlarindan bir çogunu kaybedebilecegini anlamakta gecikmez ve hatasini düzeltmenin yolunu arar. Cebrail'in gelip kendisine: "Ey Muhammed sen ne yaptin? Halka, benim sana getirmedigim sözleri söyledin" dedigini ilan eder. Tanri'dan geldi diyerek Kur'an'a sunu ekler:

"Ey Muhammed, senden önce gönderdigimiz hiçbir elçi ve peygamber yoktur ki, bir seyi arzuladigi zaman, seytan onun arzusuna vesvese karistirmamis olsun. Allah seytan'in karistirdigini giderir, sonra Allah kendi ayetlerini tahkim eder" (K. 22 Hacc 52).

bu da tam olarak temize çıkmasında yetersiz kalınca şu ayeti de kuran a ekler :

"(Ey Muhammed!) Seni, sana vahyettigimizden uzaklastirip baska bir seyi bize karsi uydurman için ugrasirlar. O zaman seni dost edinirler. Eger seni pekistirmis olmasaydik, andolsun ki, onlara egilim gösteriyordun, az kalsin. O zaman sana, yasami da, ölümü de kat kat azab biçiminde tattirirdik. sonra da bize karsi bir yardimci bulamazdin". (K. 17 Isra 73-75) 68.'

kuran a göre peygambere uymanın doğru olmaması

şaşırtıcı olabilir ama kuran okunduğunda apaçık anlaşılabilecek olan gerçektir.

öncelikle şunu vurgulayalım: kuran'da peygamberin yaptığı iş için ücret istemediği defalarca ama defalarca vurgulanır.

http://www.kurandaara.com...34&go.y=10&page=1

hele yasin 21 son derece çarpıcıdır.

http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

tüm bu ayetlere baktığımızda, tebliğ için ücret isteyen bir kişiye uymanın yanlış olacağını anlıyoruz.

peki peygamber bu iş için gerçekten de hiç ücret istememiş midir? mekke'de "inen" yukarıdaki ayetlere bakınca başta istememiş olabileceği anlaşılıyor. fakat medine'ye gelip yeterince güçlenince iş değişiyor. buyurun:

http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

görüleceği üzere peygambere bir şey sormak ve danışmak için ücret ödenmesi emrediliyor! fakat sonra tepkiler gelmiş olmalı ki şöyle

http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

deniyor. bu arada öve öve bitirilemeyen "asr-ı saadet" müminlerinin hali de pek anlatıldığı gibi değil sanki. yahu günümüzde imkanı olan insanlar meşhur bir kişinin düzenlediği bir yemeğe katılmak için olmadık paraları gözden çıkarıyorlar ama o zamanın müslümanlarından bazıları koskoca peygamberle baş başa görüşmek için bir sadakayı çok görüyorlar! ilginç...

zekatın peygambere verilmesi, ganimetlerden beşte bir payın peygambere verilmesi, savaşsız ele geçirilen toprakların (misal sonra büyük kavgalara sebep olan fedek hurmalıkları) peygambere verilmesi konusundaki ayetler de cabası...

sahi, peygamber 13-14 tane eşi aynı anda hangi gelirle geçindiriyordu?

özgür suriye ordusu

hiç bir ordu özgür değildir, hizmet ettiği niyetin esiridir.

taş atan kuşlarla ordu yok edildiğine inanmak

geçtiği coğrafyada tarihi kayıtların tutulmadığı bir dönemde yaşandığı iddia edilen bir olaydır.

sorun şu ki tarihi kayıtlar tutulmaya başlanır başlanmaz o kuşlar bir daha görünmedi.

rivayete göre bu olay 570 yılında yaşandı. üzerinde yüz yıl kadar geçmişti ki 683 yılında medine'yi basan emevi ordusu sahabeleri katletti, kadınlara tecavüz etti. yetinmeyip mekke'yi kuşattılar kabe'yi mancınık atışlarıyla yıktılar.

kuşlar olaya müdahil olmadı.

692 yılında tekrar geldiler, kabe'yi tekrar yıktılar ve kabe avlusunda katliam yaptılar.

kuşlar yine yoktu.

sonra 930 yılında karmatiler kabe'yi bastılar. kıyamet kadar hacıyı katlettiler. hacer-ül esved'i çaldılar.

kuşlardan yine bir hareket yok.

benzer olaylar defalarca ve defalarca yaşandı.

en son 1979'da suudi yönetimini kafir ilan eden kişiler kabe'yi bastılar, 15 gün kan gövdeyi götürdü.

fakat bu sefer gelen oldu!

kuşlar mı?

hayır! suudi yönetiminin davet ettiği fransız özel kuvvetleri!..

rüyada görülen kişiye aşık olmak

- muharrem ne oldu lan? dalginsin bugun?

+ sorma mahmut abi.. dun gece bir ruya gordum..

- hayirdir? gunduz niyetine.. ne gordun?

+ ak sakalli bir dede..

- eee?.

+ sakallari oyle hostu ki..

- e mubarek zat tabi..

+ hele ses tonu.. cok etkileyiciydi..

- mesaj ileten ulularin sesleri boyle oluyor demek...

+ vucut calismis belli.. kol kaslari falan.. ohhiiyy..

- kol?.. noluyo lan?

+ hafif islak uzun saclari vardi alnina dokulen.. o manali gozleri hele..

+ lan olm iyi misin? ne dedi sana?

- ogut verdi bana.. "ipneligin luzumu yok.. kendine gel" dedi..

+ iyi demis..

- ama gozleri oyle demiyordu sanki..

+ su salyalarini sil..

- o da bana karsi bos degil.. hissediyorum.

yaran entryler

Bakıp bakıp kahkaha atıyorum ya ahahahahahaha.

görsel

gitmek zamanı şimdi

bir gün adamın biri oğlunu yanına çağırır ve ona bir bardak verir.
der ki: "oğlum bu bardağı al ve kömürcülere git. sonra da bu bardak karşılığında 2 torba kömür iste."
bunun üstüne oğlu babasına: "aman baba, kimse bunu kabul etmez" der.
baba: "sen dediğimi yap" der ve oğlu yanından ayrılır.

oğlan çıkar yola, başlar kömürcüleri dolaşmaya. tabii onun da dediği gibi kimse bardak karşılığında 2 torba kömür vermez. hatta babasının ticaretten anlamamasıyla dalga geçerler.
oğlan döner eve, anlatır babasına durumu. babası bunun üzerine: "tamam oğlum, şimdi de bu bardağı al ve antikacılara git. ama sana ne kadar teklif ederlerse de sakın satma" der. oğlunu gönderir.

oğlan rastladığı ilk antikacıya girer. bardağı gösterip kaç lira vereceğini sorar. antikacı bardağa bakar ve "5 bin dolar veririm" der. oğlan şok olur ama babasının "satma!" uyarısını düşünüp "olmaz" der.
antikacı fiyatı arttırdıkça oğlan şaşırıp kalır. en son 20 bin dolara çıkar ama oğlan satmayıp babasına döner.
"baba ben bu işten hiçbir şey anlamadım. kömürcülere gittim, bu bardak için 2 torba kömürü bile çok gördüler. antikacıya gittim o da 20 bin dolara kadar çıktı"

baba gülümser: "sen bugün çok önemli bir ders aldın. şunu unutma; her işin bir ustası, anlayanı vardır. dolayısıyla seni eleştiren ya da yaptığın işi beğenmeyenin önce kim olduğuna bir bak. eğer antika bardaktan anlamayan kömürcü ise gülüp geç ve işine bak.

şimdi şöyle bir bakıyorum da kömürcülerin içinde antika bardakla kalmışız buralarda. bardağımı daha fazla kömürcülere sunmaya niyetim yok. o yüzden gitmek zamanı şimdi.

kalbini kırdıklarım olduysa da özür falan dilemiyorum. kesin hak etmişlerdir. *
hoşça kalın.

tabi burada ne kadar hoş kalabilirseniz. by.

ibrahim olayında kim kimdir görselli anlatım

edit: bir haftadır bunları okumaktan, iğrenç ilişkilerine şahit olmaktan psikolojimiz bozuldu. o sebeple mazur görmenizi istiyorum.
hırsızın hiç mi kabahati yok?

şüphesiz ki sürekli karşımıza çıkan "ibrahim kim ya?", "ben olayı bilmiyorum, biri özet geçsin" tarzı serzenişlere bir son verecek anlatımdır.

şu aşağıdaki grafikli anlatım sonrası isminiz bilal olsa bile anlayacağınızı umuyorum.
görsel

kahramanlarımız;
-ibrahim,
-arife,
-dempatik,
-müge,
-nazan,
-kedi medi,
-yıldızların altında,
-meriçler.

ve hiçbir şeyden haberi olmayan hariciler.

ha bir de olaya son düzlükte dahil olan nana godi var, ama o dempatik ile aynı takımda oynuyor.(eküri)

hızlıresim link;
https://i.hizliresim.com/p641Pa.jpg

fatih sultan mehmet

1-) ortaçağın en entelektüel hükümdarıdır.
2-) 6 dil biliyor idi okuyor idi.
3-) antik yunan, iskenderiye tarihine meraklıydı bunlarla ilgili kendi dillerinden belgeleri, destanları okumuştur.
4-) istanbul’u feth ettikten sonra ona kütüphane falan kalmamıştır kütüphaneyi bizzat kendisi oluşturmuştur.
5-) kesin olarak söyleyebilirim ki dindar değildi. Bu profildeki tek osmanlı padişahıdır.
6-) 2 torununa oğuz ve korkut adını vermiştir.
7-) yasak olmasına rağmen resmini çizdirmiştir.
8-) celal şengör’ün dediği büyük olasılıkla doğrudur.
9-) tarihin türklere armağanlarından birisidir fatih. Lakin bizzat oğlu bayezid tarafından zehirlenip öldürülmüştür.
10-) deniz mahsüllerine, şaraba düşkün idi.
(Yazdıklarımın kaynağı ilber ortaylı ve celal şengör’dür.)