bugün

926/1520de Tokat Zile de doğmuş, bilhassa Menâkıb-ı imâm Azam, Menâkıb-ı Çehâr-yâr-ı Güzîn, Heşt-Behişt, Süleyman-nâme, Gülşen-âbâd, Divân ve Mevlid adlı eserleriyle meşhur olmuş önemli bir mutasavvıf yazarıdır.

Vâsıl olmaz kimse Hakka cümleden dûr olmadan
Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pürnûr olmadan

Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ede Hakk
Pâdişâh konmaz saraya, hâne mamûr olmadan

Hakk cemalin Kâbe'sini kıldı âşıklar tavaf
Yerde Kâbe, gökyüzünde Beyt-i mamûr olmadan

Mest olanların kelâmı kendiden gelmez veli
Ya niçin söyler Enel-Hak, kişi Mansûr olmadan?

Mest olup meydane geldim ta ezelden ta ebed
içmişem aşkın şarabın âb-ı engûr olmadan

"Mûtû kable en temûtû"* sırrına mazhar olan
Haşr-ü neşri bunda gördü nefha-i sûr olmadan

Âşıkın çok derdi amma sırrın izhâr eylemez
Söylemesi terk-i edeb çünki destûr olmadan

Bir acaîb derde düşmüş tutuşur Şemsî müdâm
Hakk'a makbûl olmak ister, halka menfûr olmadan
Hazrete ayrı muhabbetim var. Kadızadelilere karşı diye.