bugün

insanın yaşadığı üst üste gelen hayal kırıklıklarından sonra aklına getirdiği düşüncedir. ister ki kimse beni tanımasın, tekrar yeni birileri hayatıma girip bir darbe daha vurmasın.
görsel
büyük ihtimalle gittikten sonra özlenir o şehir.
sürekli akla düşen fikirdir. sonra kendi kendine, "nereye gideceksin amk! otur oturduğun yerde" diyerek vazgeçer insanoğlu. iş yok, yol yordam bilmezsin, kimseyi tanımıyorsun vs. zorunlu kalmadıkça şehir değiştirmek akıl karı iş değildir.
bundan tam beş yıl önce terk etmiş olsan bile , o şehri asla unutmamanı sağlar bu terk edişler.
(bkz: Lahorda bir kırık sitar gibi)
bu istek hiç gitmez insanın beyninden,insan ise daha fazla yerleşir hayatını daha da enteğre eder bu şehire.bir süre sonra şehrin bir parçası olursunuz başka şehirlere gidersiniz hep bir an önce dönme isteği vardır içinizde.
şehirdeki ''bir insan'' yeterlidir o şehirden nefret edip çekip gitmek istemeye...
aslında kendinden çekip gitme isteğidir.
gittikten sonra işe yaranmadığının görüleceği istektir çünkü sorun şehirde değildir. kişi kendinden kaçamadıktan sonra yaşadığı şehir detaydan öte değildir.
hep bir yanının o şehirde kalacak olmasından dolayı, isteği bastırmakta fayda vardır.
zaman zaman herkese olan durumdur.aslında sorun sendedir yer mekan şehirde değil .
özetle; sıkıntıdandır.
para yok .
denizcinin hayatıdır. sıkılınca kaç git.
Çekmeden gitmesi daha uygun olacak insan düşüncesi.
Her liselinin yaşadığı şehirden sıkılıp gitme düşüncesi.
an itibari ile düşündüğüm eylemdir.
yağmurun bir türlü dinmediği karadeniz hele ki doğu karadeniz şehirlerinde yağan yağmurun bir türlü dinmemesi sonucu akıldan geçen düşüncedir.
para olmadığı fark edilince geri kaçan istek.