bugün

arkada bırakılan kardeş, anne, baba, odan ve o çok sevdiğin kitaplığın. zor olsa gerek, kendi memleketinde üniversite okuyan biri olarak ablamdan yola çıkarak konuşacağım ki üniversitede 6. senesi olmasına rağmen hala her yolcu edişimizde içimde ilk günkü burukluk, annemin gözlerinden süzülen yaşlar ve babamın buğulu gözleri. artık bundan böyle eve sadece misafir olarak geleceğini bilmek bizi üzen, oysa bilsek ki bu son yılı eve geri dönecek artık hiç üzülmeyiz. sayılı gün değil mi geçer deriz. şöyle bir söz vardır,

"kuş yuvadan bir kere uçtu mu bir daha dönmez artık"
Düzenin bozulmalı. Evden ayrılmak budur aslında.
Yolculuk, bir düşmek ve kalkmak meselesidir. Eve yaralarla dönülmüyorsa hiç gidilmemiştir.
evden ayrılıp devlet yurduna yerleşmişsen pek de bi anlamı olmayan olaydır.
durduk yere feci koymuştur. evde son 5 dakikam üstelik yalnızım. alışmıştım sanki oraya keşke gelmeseydim. neyse 10 gün snra tekrar burdayım 11 günlüğüne.
yaprağın ağaçsız kalışını
ağacın çıplaklığını
rüzgarın şiddetini ve rüzgarın
onların her ikisine de ne yaptığını gördüm.

meğer dalından düşecek kadar büyümüşüm.*
kac yildir yaparim ama yinede alisamadim suna, evdeki o son gece hayatin en sikintili gecelerinden biri. anne, baba, ev, oda , televizyonun, kedin, kopegin hepsine o son gece baska bir bakarsin, bir daha hic goremeyecek gibi bir daha hic o gunleri yasayamayacak gibi. tabi bi dahaki sene yine ayni senaryo ayni duygular. Allah kahretsin su ilk hafta gecsede alissam su ankaraya tekrar.
zordur. ben de herkes gibi kendi özgürlüğümü düşünüp ailemden uzaklaşmak için elimden geleni yaptım. araya 16 saatlik mesafe attım. ve şu an yaptığım şeyin yanlış olduğunu fark ettim. siz siz olun yakın yerlerden tercih yazmaya gayret edin.
Boktanlığın önde gidenidir. Hic de ozgur falan olmazsiniz evden ayrilinca(bunu ben dusunmedim,dusunen cok insan var). ister istemez olgunlastirir. Yalnizligi,sabretmeyi,umudu ogretir.
insanı bir noktadan sonra duygusuzlastıracak durumdur.
Liseyi ailemin olduğu yerde okudum. Üniversitede ankaraya gittim. Gitmez olaydım. Ben hayatımda o kadar yalnız ve çaresiz kaldığım zamanlar olduğunu hatırlamıyorum. Hasta olursun telefondan söylemezsin uzak çünkü canlarını sıkmak istemezsin. Sonra yavaş yavaş aileden koparsın çünkü tek başına idare edebilmeyi öğrenmişsindir. Ailenle geçirdiğin süre bir ayı geçmez yavaş yavaş uzaklaşırsın evine yabancılaşırsın.
En fazla 2 kere üzecek 3. Gidişte artık normal gelecek olandır.
yapilabilecek en buyuk yanlislardan biridir. insana yalnizligi sabretmeyi otu boku ogretiyormus iyi de bunlari ogrenmeye ne gerek var amk.
Sirf evden kacmak icin bunu yapmis biri olarak siddetle yapilmamasini oneririm. Daha evden adimini attigin an bir huzun kaplar icini basini tasa vurursun seneye sinava tekrar girip istanbul da kazanicam dersin ama is isten gecmistir.
bir (bkz: lise için evden ayrılmak) değildir.
*
Ailesine bağlı olanlar için çok zor olacak olaydır.

Kazandığın üniversitenin adını okuduğunda için sevinç mi hüzün mü belli olmayan bir duyguyla dolar. annene babana sarılır sevincini paylaşırsın. Ama sarılırken sanki "son sarılışlarım bunlar" diye geçirirsin içinden. Sürekli birilerinin "gidiyorsun ha?" Tarzı şeyler söylediğini duyduğunda, pişman olursun. Asgari ücretten 3-5 kuruş fazla maaş alacağım diye yıllarca ailenden ayrı kalmayı seçtiğin için pişman olursun. "ulan ailemden, evimden değerli miydi sanki?" Diye geçirirsin içinden. Sırf evden kaçmak için haftalar öncesinden gidip yerleşenleri gördükçe imrenirsin. Onlar gibi olmak istersin.

O gün gelmesin istersin. Aileni bırakıp gideceğin o gün gelmesin. Aylar nasıl da çabuk geçer? Başka zaman bir saati zor geçirirken aylar neden düşmanmış gibi davranır?

O gün gelmiş. Biletini almışsın. "Siktir olup gitsem ya şuradan" diye düşünüyorsun. Sadece içinde bulunduğun duruma bir an önce alışmak istediğin için. Bu sefer saatler düşman kesilir. Acı çekmeni isterler. Annenin ağladıktan sonra kızaran gözlerini ısrarla görmeni isterler. Alışacağını söyleseler de dinmez içindeki burukluk. Haftalar sonra geldiğinde sanki yabancıymışsın gibi hissedeceğini düşünmemeye çalışırsın. Alışmak zorunda olduğunu bilirsin.

Nihayet saat gelir. Trenin ışığı görünür uzaktan. Vedalaşmayı kısa kesip bir an önce trenin kalkmasını istersin...
Hogwarts'a giden yazar beyanı.
ilim için değer zaten ankaradada bir şey yok.
klasik olaylar :

anne ağlama
kardeş ağlama
baba içine atma
sarılmak,-ağlaşmalar-
güle güle demek
anne ağlama
kardeş ağlama
sarılmak

kapanış.
senelerdir yaptığım ama bi türlü alışamadığım durum. yarın gidiyorum yine içimde bi burukluk bi üzüntü. gitmek istememe durumu. ne güzel alıştım anneme, babama, kardeşime. zor geliyor çok.
yarın gidicem bu geceden ağlamaya başladım . her ne kadar annemin yanında kendimi tutsamda odama cekildigimde sular seller
Hangi ev demek isterdim.
Malesef yarın gerçekleştireceğim eylem.
Kapıya doğru geldim. Merdivenlerden indim ve o valizin sürgüsünü açarken bir damla göz yaşı. Annemden ayrılmak ne kadarda zormuş. üniversitenin vazgeçilmez iğrenç olayıdır ayrılmak. Tabii başka şehirde okuyacaksan. Okuyacağım bölüm çok istediğim bölüm gidiceğim şehir çok güzel bi şehir olmasına rağmen gitmek istememek o bölümden ve çok sevdiğin gideceğin şehirden nefret etmek. Bir süre sonra alışırsın diyorlar belkide bu yazdığımı okuyunca kendime güleceğim. Ama ne olursa olsun şu anki evden ayrılmanın hüznüne çare olmayacak. Özgürlük falan zırvaları için gitmiyorum ben aslında o şehre ben zaten yeterince özgürdüm lakin olmasam bile özgürlüğüm uğruna evden ayrılmazdım. Buradan evden ayrılacaklara söylüyorum. Çok zor ama okuyacağım bölüme değecekse git. Bundan sonraki hayatın onokula bağlı askeri ücretlede mutlu olmazsın. Ama ailenden illaki ayrılacaksın.

Edit- az önce ne yazdım ben tüm cümleler hatalı * bide üniye gidecem *
bu akşam 3. yılım için yapacağım halde gözlerimin dolmasını, içimdeki burukluğu yıkamadığım olaydır. hiç bu kadar kötü olmamıştım. günlerdir neredeyse yemeden içmeden kesildim... her gelişimde babamın saçlarına eklenen beyazları, annemin gelişimdeki sevincini ve gidişimdeki hüznünü gördükçe ayrı bir duygulanıyorum. kardeşimin büyümesini... zor, evet. ama artık hep böyle olacak. düşünmesi zor olsa bile bir gün onlar orda olmayacaklar, eksikliklerini hep arayacağım... bu entarimi de gözlerimden birkaç damla yaş süzülürken yazıyorum. zor... ne kadar çok yapsanız da zor. her ne kadar 1.5 ayda bir 1-3 haftalık tatiller olsa da yaz tatili gibi uzun tatillerde alışıyorsun evine, ailene daha bir bağlanıyorsun. oraya gidince iyi hissedeceğimi bildiğim halde...
Entarisini de kendini toparladıktan sonra yazması gerekirdi.
Üniversitede iken eve gitmek istemezsiiin. Evde iken Üniversiteye. Garip bir paradoks.
güncel Önemli Başlıklar