bugün

kendilerinin "muhalefet"te ama fikirlerinin iktidarda olduğunu gösterir. ya da "muhalefetteki iktidar" diyelim.

ab'ciliğe, abd'ciliğe, nato'ya, suriye ve diğer komşularımıza yönelik savaşı kışkırtan politikalara, eğitimde gericileşmeye, yargıda oluşan akp vesayetine, üniversitelere yönelik akp baskısına, muhalif sanata yönelik iktidar baskısına, halkın temel ihtiyaçlarına durmadan yapılan zamlara, halkın alınteriyle açılmış kamu ve kuruluşlarının haraç mezat satılmasına, hemen hemen bütün sektörlerde yaşanan taşeronlaşma belasına, güvencesiz ve sigortasız-esnek çalışma düzenine, kısaca bugün akp'nin sacayağını oluşturan emperyalist merkezler-büyük sermaye-dinci gericilik üçlüsüne karşı kati surette iktidarın başını ağrıtacak bir itirazı olmamasından bellidir bu.

peki neyle uğraşır bu ülkücüler?
bugün "devlet" haline gelmiş bir parti olan akp'nin temsil ettiği, demin sacayağını oluşturduğunu söylediğim üçlünün tam karşıtı olan, yurtsever-aydınlanmacı-emek eksenli toplumsal muhalefetle uğraşır.
niye mi?
çünkü tarihin ve tarihinin ona yüklediği misyon budur. başka birşey bekleyemezsiniz.
tarih onlara ne pahasına olursa olsun "devleti yaşatmak" gerektiğini söyler. tabi aynı tarih, bu "devlet"in belli bir sınıfın elinde olduğunu da bilir. ve ülkücülerin de ne pahasına olursa olsun savunacağı devlet, sermaye sahibi kapitalist sınıfının devletidir. başka bir durumdaysa bu kez tarih onlara o devleti ne pahasına olursa olsun "yıkma" görevini verecektir.
öyle bir devleti kuramamak da bu ülkenin devrimcilerine dert olmalıdır.
muhalefetin tek görevinin iktidarla uğraşmak olmadığını bilen muhalefettir.
ülkücüler milli karakterlerine karşı gördükleri herşeyle mücadele eder.
amerika tarafından yetiştirilip hitler hayranı olmalarıyla bir alakası olabilir.
(bkz: ülkücü hareket anlamlandırılamaz)
amaçsızlıklarının en güzel dışa vurulmuş örneği.
olayları objektif değil taraflı değerlendiren dingillerin ithamıdır.

akp-chp-shp-ldp-tkp bunların hepsi aynı yolun yolcusudur. mhp de alayına gereken ayarı vermekle sorumludur.
çok yanlış tespittir. ülkücü ne sağa yakınlık gösterir ne sola. ülkücü bu ülke çıkarlarına uymayan her şeye düşmandır. zor olan bu dengeyi muhafaza etmektir. döneme göre sola düşmanlık artarken bir başka dönem sağa artabilir. * tayyibin söylemlerinden anlayabilirsiniz. bir konu üzerine destek verdikten sonra başka bir konuda dur değince ne oluyoruza yatıp cehape ile aynısınız diyor. ve bu tespiti yapan hiç ülkücü kesimin içinde bulunmamıştır. şuan 1. düşman akp hükümetidir ve neredeyse bütün karşıt söylemler onlaradır.

Edit: "Biz ne sağcıyız ne solcu, Türk milliyetçisiyiz." -Alparslan Türkeş