bugün

sanatçı ve yazar ahmet şafak'ın kaleme aldığı, bugün ortadoğu gazetesinde yeralan köşe yazısıdır. ahmet şafak, sol kesimin dünden bugüne kadar süregelen ülkücü düşmanlıklarını, farklı siyasi oluşumlara kaydiklarinda bile bitmez tükenmez kin ve nefretle devam ettirdiklerini söylemektedir. ahmet şafak günümüzün gerçeğini abartısız bir anlatımla karanlığın yüzüne çarpmış. bize de düşmanları tanımak, ve bu yamyamların acımasız saldırı ve iftiralarına karşı artık cephe alarak fikri taarruza geçmek kalıyor..

* * * * *

ÜLKÜCÜ DÜŞMANLIĞI

Ahmet ŞAFAK / 07-20-2012

Sol değişiyor.

Sol başkalaşıyor.

Sol farklılaşıyor.

Ama başkalaşırken,farklılaşırken ve değişirken mizacının bir yanını hiç terk etmiyor : Ülkücü düşmanlığı !

Sol Kürtçü oluyor,dindar oluyor,ulusalcı oluyor,liberal oluyor,ermenici oluyor ama bir yanını hep koruyor : Ülkücü düşmanlığı !

Sol reklamcı oluyor,kapitalist oluyor,TÜSiAD'çı oluyor,AKP'li oluyor,hacı oluyor ama bir şeyden vazgeçmiyor : Ülkücü düşmanlığı !

Düşmanından beslenen siyasi hareketler özgür olabilirler mi? Özgürlük bütün komplekslerden sıyrılma hali değildir de nedir?Hem solun ülkücü düşmanlığını bu kadar abartarak hayatının vazgeçilmezi yapması makul mudur?

Mesela Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay neden " vicdan azabı" çeker ? Cunta döneminin rezil bir uygulaması olan ve suça göre değil suçluya göre yargılama sistemiyle muhakeme edilen ülkücülerin yıllar sonra tahliyesinden bir bakan neden rahatsız olabilir? Eski solcu olması bu rahatsızlığın sebebi olabilir mi?

" Türkiye'nin hukuk devleti olması yolunda mücadele ediyoruz " diyenler hukukun iğdiş edildiği,fikre göre cezaya dönüştürüldüğü bir uygulamayı nasıl içlerine sindirebilirler?Ülkücülere her türlü uygulama mübahtır,anlayışı hukukla bağdaşır mı?

Bir ideolojik hareket kan davası şeklinde ele alınabilir mi? Vandetta yani intikam yasası ilkel toplumların yasasıdır ama görünen o dur ki,sol hala vandetta kafasındadır.Ve intikamı ülkücülerin hatırasından,geçmişinden,helal mecudiyetinden almak istemektedir.

Solun propaganda kabiliyeti evrenseldir.

Ülkücülerin propaganda tekniği ise gelenekseldir.

Solun enternasyonalist birikimi taktik-strateji alanda ülkücüleri zalim göstermeyi başarmıştır.Ülkücülerin destansı bir dünya özlemi, kahramanlık tutkusu,güçlü görünme isteği bu enternasyonalist propaganda karşısında ucu çivili sopa,camoka bıyık,zalim deli dumrul telakkisinin kamuoyunda filizlemesine seyirci kalınmasına vesile olmuştur.

imaj aslında hatıradır.

Ülkücüye yönelik kara propaganda olumsuz bir hatıra oluşmasını hedeflemiştir.

Ülkücüler hem fiziki olarak solun hedefi olmuş böylece delikanlılık,yardımlaşma,adalet duygusunun hayata yansıması konusundaki farklı iletişim modellerini vizyona çıkarma konusunda başarılı olamamışlardır.Çünkü imaj saldırısına uğramışlardır.

Çünkü evrensel eylem yasaları,kodifiye edilmiş militarizm kitapları,Che Guevera,Marigguela gibi öncü militanları olmamıştır.

Ülkücülerin kurtarılmış mahallesi yoktur,boykotlar ve koridor-sınıf terörü ile öğrenim görülemez hale gelen okulları yoktur.Ülkücülerin " el fetih gerilla kampları " da yoktur.

O kamplarda aldıkları eğitimle Türkiye'de devrim hesapları yapanlar bugün televizyon ve gazete köşelerinde açılım planları ile meşguller.Değiştiler ama ülkücü adını duyduklarında tekrar celalleniyor,yine kızıl çekirdeklerine dönüyorlar.

Ülkücüleri halkın gözünde zalim,kaba,kan dökücü,kavgacı göstermek için elden geleni yapanlar da aynı güruhtur.Bu sebeple ülkücü imajı ,ülkücülükten çok başka şeydir.

Hasan Cemal," kimse kızmasın kendimi yazdım " isimli otobiyografik eserinde bu imajın oluşturulması noktasında ilginç bir hikaye anlatır.

Rus ruleti oynarken kazayla arkadaşı tarafından vurulan Mustafa Kuseyri'nin nasıl alel acele devrim şehidi ilan edildiğini,ertesi gün faşizmi telin mitingi yaparak ülkücülerin suçlu ilan edildiğini; gerçeklerin yıllar yılı nasıl gizlendiğini açık yüreklilikle anlatır.Mustafa Kuseyri'yi kaza ile öldüren arkadaşının kanlı parmak izlerini silenler arasında Cengiz Çandar'ın olduğunu da belirten Hasan Cemal, olayın üstünün mitinglerle,yürüyüşlerle kapatıldığını anlatsa da görünen bir gerçek vardır: Ülkücülere yönelik hatıra cellatlığı !

Böylece Ülkücüler, bir propaganda mermisi daha yemişlerdir.

Bu gerçeği görmek istemeyenler ise " vicdan azabı duymaya " devam etmektedirler.
her türlü düşmanlık gibi maddi manevi canlar yakmıştır, yakar, yakacaktır.

şahsen ben ülkücülerden nefret etmiyorum. muhattap olmadım mümkün mertebe o kadar. benim yöntemim bu oldu. nefret etmek falan boş işler.
yine kalemini konuşturmuş ahmet şafak'ın yazısı.
herhangi bir düşünceye yapılan düşmanlıktan daha az ya da daha fazla iğrenç değildir.
türlü iftiralarla, süslü yalanlarla yeni jenerasyona kirli fikirlerinizi enjekte edebilirsiniz ama hiçbir gerçeği tarih sahnesinde sümenaltı edemezsiniz.
kendi belleklerinizde sakladığınız iğrençlikleri sonsuza dek saklayamazsınız. işte o gerçekler, bugün olmasa yarın günyüzüne çıkacaktır. er yada geç hesabı sorulacaktır biline...

"her hesabın tersi, her zulmün bir süresi var. bir tilki hükmü varsa, birde kurt töresi var, bir bozkurt töresi var !.."

* * * * *
üstad ahmet şafak noktayı koymuş. helal olsun ona. yüce yaratıcı kalemine, sesine kuvvet versin !

--spoiler--
Hasan Cemal," kimse kızmasın kendimi yazdım " isimli otobiyografik eserinde bu imajın oluşturulması noktasında ilginç bir hikaye anlatır.

Rus ruleti oynarken kazayla arkadaşı tarafından vurulan Mustafa Kuseyri'nin nasıl alel acele devrim şehidi ilan edildiğini,ertesi gün faşizmi telin mitingi yaparak ülkücülerin suçlu ilan edildiğini; gerçeklerin yıllar yılı nasıl gizlendiğini açık yüreklilikle anlatır.Mustafa Kuseyri'yi kaza ile öldüren arkadaşının kanlı parmak izlerini silenler arasında Cengiz Çandar'ın olduğunu da belirten Hasan Cemal, olayın üstünün mitinglerle,yürüyüşlerle kapatıldığını anlatsa da görünen bir gerçek vardır: Ülkücülere yönelik hatıra cellatlığı !

Böylece Ülkücüler, bir propaganda mermisi daha yemişlerdir.
--spoiler--
bilinçsizce düşman oldukları ve ölesiye nefret ettikleri sol ve alevi kesimin ellerine bulaşan kanı aradan geçen zamanda silinemediği ve hala unutulamadığı için kendilerine ülkücü diyen faşistlerden nefret edilmesi de olağandır. öte yandan, ülkücülerin tepeden tırnağa nefretle donandıkları ve çok büyük kötülükler yaptıkları halde kendilerinin sevilmesini beklemeleri sadece safdillik olur. özetle, "ne ekersen onu biçersin".
bir kısmı saldırgan ve kavgacı imajlarından ileri gelmektedir. ama en önemli kısmı, hakkında abuk subuk yanlış bilgilerle donatıldığı alevilere ve solculara olan düşmanlıklarıdır. aleviyim, ülkücülere düşman değilim. hatta akp' nin yükseliş sürecinde onları da kardeş bildim yol arkadaşı gördüm. ama çoğundan gördüm ki, bize düşmanlar arkadaş. ve o kadar saçma sebeplerle düşmanlar ki. ben yine düşman değilim, ama ne diye kardeş göreyim artık?
Adi insancıkların yaptığı eylemler.
belki de 9 TiP'liyi öldüren insanların serbest kalmasına parti liderlerinin sevinmesinden ve hatta ileri gidip ölenleri suçlamasındandır.
ülkemizde ortaya çıktıklarından beri tüm dünya ülkelerindeki muadillerinin yaptığı gibi, "vatan" ve "millet" aşkına, işçi sınıfının iktidar mücadelesine karşı bilerek veya bilmeyerek kapitalistlerin yanlarında yer almış bir siyasi akımdan sözediyoruz.
amansız bir komünizm düşmanlığı adına, solla temas eden alevi, aydın, öğrenci, türk kürt kim varsa "düşman" bellemiş bir siyasi akımdan.
12 eylül faşizminin zindanlarındayken haklarında liderlerinin dediği ve aslında kullandıklarının ifadesi olan "fikirlerimiz iktidarda biz içerdeyiz" sözünün kamburunu üstlerinden hiç bir zaman atamayacak bir akımdan.

komünistler elbette tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de faşistlere, sermaye devletinin bu sivil askerlerine karşı olacak, düşman olacak.
ama şurada yanılmayalım: ülkücü düşmanlığı bugün asla akp faşizminden daha önemli bir politika olamaz. akp, sağın tüm özelliklerini temsil eden, türkiye kapitalizminin ve dünya emperyalizminin gözbebeği bir parti olarak türkiye solcularının, aydınlarının ilericilerinin mutlak düşmanıdır, sınıf düşmanıdır. ülkemizde bugün akp'yi yenmek faşizmi de yenmek olacaktır.
bazı yazarlar ülkücülerin alevi karşıtı olduğunu iddia ediyor. halbuki yukarıda ki "ülkücü düşmanlığı" isimli yazının sahibi olan sanatçı ahmet şafak'ın yeni albümünde yer alan "türküyle yürüyorum" isimli şarkısını bir dinleseler.. hatta osman öztunç'dan "ötme bülbül'ü", mustafa yıldızdoğan',dan "hasım değil hısım'ızı".. bir anlamaya çalışsalar aynı maya'da yoğruldukları milletdaşlarını, belki de herşey daha güzel olacak..

bizim düğünlerimizde genç osman da oynanır, halay da çekilir, horon da tepilir, semah da dönülür... işte kardeşlik bu.

" Tekirdağ da bizimdir, Şırnak da bizim,
Artvin de bizimdir, Denizli de bizim.
Adımız bir, anımız bir, acımız bir.
Biz büyük bir aileyiz.
Kuzeyden güneye, doğudan batıya tek bilek ve tek yüreğiz.
Biz alt kimlik ve etnik kalıntı değil büyük Türk milletiyiz..."
diyalektik evrende geçmişe sıkı sıkı bağlanarak yeniye ayak uyduramayan ülkücülere beslenen düşmanlıktır.
Haklıdır. Ortaçağa ait bir düşünce olan milliyetçilik düşüncesine bağlanarak çok sevdiği milletinin bir adım dahi ileri gidememesine neden olan insanlara olan düşmanlıktır.

eşitliğin, adaletin yararının farkına varılmış(her ne kadar uygulanmasa da) bu dünyada hala reisçiliğe bağlı kalmaya çalışan insanlara olan düşmanlıktır.

ve dahası aynı görüşte bir kaç kitaptan başka bir şey okumayıp kendini bir bok sanan insanlara düşmanlıktır.

ülkücü düşmanlığı.

evet açıklıyorum ben bir ülkücü düşmanıyım ve ülkücü adını kendine yakıştıran insanlar bu kafalarını değiştirmedikçe öyle kalacağım.
pek çok neden bulunabilecek düşmanlıktır.

(bkz: mhp nin akp a2 olması)
her şeyin fazlası zarar, bunun da zarar.
digimon çizgi filminde ki, ışığa bakamayan numemon'lar misali karanlıklar içinde yaşarsanız, türk milliyetçilerinin ne kadar karanlık olduğu masalına inanırsınız...

kaldırın gözlerinizdeki perdeyi... işte o zaman göreceksiniz aslında karanlığın kim olduğunu ve aydınlığın masallara inanmaktan çok öte bir şey olduğunu...
ahmet şafak, sol kesimin dünden bugüne kadar süregelen ülkücü düşmanlıklarını, farklı siyasi oluşumlara kaydiklarinda bile bitmez tükenmez kin ve nefretle devam ettirdiklerini söylemektedir. ahmet şafak günümüzün gerçeğini abartısız bir anlatımla karanlığın yüzüne çarpmış. bize de düşmanları tanımak, ve bu yamyamların acımasız saldırı ve iftiralarına karşı artık cephe alarak fikri taarruza geçmek kalıyor..
akp pkklı ortak yapımıdır .
bölücüler mağdur türkler faşist konuma getirilmiştir.
hala ülkücülerin adam dövdüğünü, serserilik yaptığını sananların düşmanlığıdır. zaten;

polise taş atan da ülkücüdür
askere sövende ülkücüdür
paşaları içeri atan da ülkücüdür
gemicik alan da ülkücüdür
simitçiyi döven de ülkücüdür
esnafın dükkanına zarar veren de ülkücüdür
bölücülük yapan da ülkücüdür
hırsızlık yapan da ülkücüdür
yolsuzluk yapan da ülkücüdür
devleti ona buna peşkeş çeken de ülkücüdür
milleti galeyana getiren de ülkücüdür
düğünler de kilolarca altın takıp işsiziz diye bağıran da ülkücüdür
kaçak elektrik kullanan da ülkücüdür
ses kaydını yayınlayanlar da ülkücüdür
hala sol safsataları anlatıp iktidar olacağını sananlar da ülkücüdür
dün sövüp bugün cemaatle bir olan da solcu değil ülkücüdür
beddua eden de ülkücüdür
vergi kaçıran da ülkücüdür
doktor önlüğü giyip teröristlik yapan da ülkücüdür
hükümete bir öyle bir böyle dönen de solcu değil ülkücüdür
azıcık bir menfaat için ampülcü olan da menfaatçi sol değil ülkücüdür
villada oturup jip'e binip yaşasın işçi hakları diyen de ülkücüdür
atatürk'ü sömüren de solcular değil ülkücüdür
dini siyasete alet eden de tayyocular değil ülkücüdür

bu liste böyle uzar da gider gider taaa ebesinin nikahına gider lakin iş doğruyu görebilmekte.

son bir söz daha: dönersek kahpeyiz ülkücü gardaş! *
Geçmişten bugüne Türk olan ne varsa, Türk'e ait ne varsa yok etmek için uğraş veren kuyruk acısı olanlar, Türk'e karşı açtıkları savaşı Milliyetçi Ülkücü Hareket üzerinden görmek istemeleri.
Hala Amerika'nın yetiştirdiği hede hode diye zorlayan kısır devrimciler var yeryüzünde. Abileri ülkeyi Sovyet esaretine sokamadı ülkücüler Sovyet hegemonyasına karşı dik durdu diye hala zırlıyorlar.

uyanın lan Stalingrad bile kalmadı orası bile volgograd oldu. Yaptığınız zulmü unutmuyor kimse Ukrayna da Lenin putlarınız yıkılıyor herkes sizden nefret ediyor kan emici vatan hainleri sizi.
Akıllara rahmetli aşık Veysel’in sözünü getirmiş başlık.

(bkz: AdAm olmayana düşman bile olmam)
Ülkücü kendi imajını "cahil cühela mafyatik tip" olarak belirledi zihnen hür olmadığını her defasında kanıtladı bu sebeple ülkücü dediğin kitlenin sevilmemesi gayet normaldir. Sevilecek bir yanları yok çünkü ben bile tiksiniyorum %95 inden.
Ben ülkücüyüm diyenlern %95'inin ülkücülüğün ne olduğundan bi haber olduğu için kimsenin ülkücü düşmanı olduğunu sanmıyorum. Ülkücü mü var piyasada.

Her hilal bıyık bırakan ülkücü olsaydı...
son 17 senedir bu olay kalmadı malesef.
Lütfen olmayalım. Köpek düşmanlığına girer.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar