bugün

iyi çalışan , kar eden , profesyonelce yönetilen devlet kuruluşlarını özelleştirmek tabii ki yanlıştır.

ancak boş boş duran , herkesin yakınını işe aldırmaya çalıştığı devlet kurumları da hoş bir görüntü değildir.

bu görüşü savunanlar , sanayi üretim rakamları büyüyor ama özelleştirmeden devlet kurumu tabii ki iş yapacak çalışacak sanayi üretim rakamları o yüzden büyüyor , bizim vatandaşımızı çalıştırıp , karı yurtdışına götürecek görüşünü söylüyorlar.

Ayrıca ülke varlıkları satılarak büyümüyorsa neden tarım sektörü sürekli küçülmekte görüşünü savunuyorlar.

yeteri kadar yeni fabrika kurulmadığını da buna örnek göstermekteler.

yeni fabrika kurulduğunu duyanınız var mı demekteler.
(bkz: türkiye nin yakın zamanda iflas edeceği gerçeği)
şapka kanunu çıkararak,inkilap yaptığını zanneden zihniyetten faydalı olan görüştür.
dünyanın en pahalı benzini ni kulllanan yurdum koyunlarının sevinmelerine yol açan görüş. halbuki bilseler bir güney amerika ülkesi olan venezuela'de bir depo benzin ortalam 1 türk lirasına dolmaktadır.
yanlış bir görüştür. ancak dar gelirli büyümedikten sonra ekonomimiz dünyanın bir nomerosu olsa ne yazar.
özelleştirmeler yoluyla sıcak para akışı sağlanarak yapılan göz boyamadır. elbet bir yerde iflas edecektir bu sistem.
küçük amerika olma yolunda attığımız en önemli adımlardan biridir. bir de merkez bankası ekonominin karşılayabildiğinden fazla para sürersek bu süreç biter. heyecanla beklemekteyiz.

aslında bu küçük amerika olma süreci adnan menderes'le başlar. demirel'in 24 ocak kararlarıyla biter.

ve tabi ki 2001 krizinden sonra güçlenir. 2001'de türkiye'de tüm yabancı sermayeler elini çekmişken kemal derviş amerika'dan apar topar türkiye'ye yollanır. Derviş o kadar hızlı gelir ki kışın ortasında yazlık gocuğu ve yarım kollu gömlekle inmiştir. yaptığı ilk açıklama ise şudur :

" Türkiye'nin yapacağı tek şey yürütülebilir borç dinamiğidir." o günden sonra belimiz daha doğrulmaz. artık doğrulamaz da. biz de bir Amerika'yız artık.
bakamayanın malına bakarlar arkadaşım. dedirten durum.
Kılıfsız sallamadır.Ama kör bir milletin olduğu ülkede istediiniz sonuca ulaşabilirsiniz.Bariz türk ekonomisinin tanımıdır.Hiç bir bok bizim değilken her yönden dışarıya bağımlıyken bana çılgın proje yapmışın çokda s.kime açıkcası.
türkiye ekonomisine yapılan eleştiridir.
en büyük gelirleri arazilerden elde ederler. bu araziler yabancı şirketlere olduğundan pahalı satılır, netice itibariyle devlet hazinesi hayvanlar gibi zenginleşir. ama harcandıkça biter tabi, sonsuza kadar gitmez.
neoklasik iktisatçıların yap dediğini yapmak devleti küçültmektir en güçlü örneği ise abd dir. Mesela hiç kar etmeyen şeker fabrikalarını özelleştirirsiniz hem orası kar etmeye başlar hem de devletin zararı azaltılmış olur. Ama söylemek lazım avrupa da bu görüşü benimseyen devlet yok gibi birşey. Yani bir ara yapmaya çalıştılar da olmadı.

Sosyal devlet algısı her ne kadar son zamanlarda azalmış olsa da devletler, gerektiği zaman yani olaya el atması gerektiği düşündüğü an yumruğunu masaya vurabiliyor. işte asıl sıkıntı da burada başlıyor. şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin elinde herhangi bir kötü senaryo karşısında elini masaya vurabilecek bir koz yok. Çünkü bütün acil durumda satman gereken varlıklarını satmış bulunuyorsun veya satmak üzeresin. Abd bu işi nasıl yapıyor derseniz sanırım o malum: edi büdü yü bahane edip afganistan a saldırıyor, kimyasal silahları bahane edip ırak a saldırıyor falan filan. yani durumumuz kötüleşmeyigörsün. halimiz harap olabilir.
devlet kapitalizmi her zaman için kötüdür. liberal kapitalizm, devlet kapitalizminden üstündür. sosyalizmde liberal kapitalizmden üstündür. bir de kapitalizmin bittiği inancı vardır postmodernistlerde. ona başlıkla ilgisiz olduğu için değinmiyorum.
Halkın büyük bölümünün kanmasına yol açıp,
oy artışına neden oluyorsa siyasiler neden yapmasın ki...
Ülkesinin varlıklarının kaybedilmesini anlayamayan bir insan;
mesela kendi evi satılsa ve kiraya düşse, ne güzel iyi oldu diyebilecek mi?
arabasını satıp araç kiralasa mesela daha mı uygun gelecek araç masrafı? o halde neden almış o arabayı?
Devlet yerlerini kontrol altına almak aslında çok kolayken, koltuğa oturduktan sonra kalktığında yürüyüşü değişen insanları o yerlerin sorumluları yapıp, oralarda başa getirerek sonra da halkın aa bak ne kadar zarar ettiler demesini sağlamak...
Biz üretmesek de dünya da bol dışarıdan alırız mantığına paralel bu görüş acaba kendinde olmayınca o dünyada bol olan şeyler sana nasıl bir fiyatla satılacak düşündün mü?
Düşünmeyen arkadaşlar büyük ihtimalle bu ülkedeki insanların tuz kuyruklarına girdiği dönemleri yaşamadılar.
Yanlış okumuyorsunuz; tuz.
Kaldı ki;
ekonomik kriterlerin yanında dünya alışverişinde ideolojik kriterler de rol oynarken?
Çok somut örneklerle anlatmaya çalışsam da siyasilerin ağzından çıkan her şeyi hiç sorgulamadan kabul eden,
kısaca sorgulama,akıl yürütme değerlerini yitirmişler için bir şey anlatamadığımı da üzülerek bilmekteyim efendim...
ülke yeni varlıklar oluşturabiliyor mu onu da izlemek gerekir.
Bi de 200 milyona satın alan kişi 900 milyon dolara yabancıya satıyor ya bu devlet hiç mi piyasa bilmiyor amk.