bugün

"bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum".söyleminin değişerek;"bir harf öğretebilmek için kırk yıl köle olurum"şekline dönüşen meslektir.
öğretmen geleceği yetiştiren kişidir. şöyle bir anıyla açıklayayım önemini:
bir gün eski iki arkadaş karşılaşırlar, birbirlerine ne iş yaptıklarını sorarlar. birisi;ben dünyanın en hassas mesleğini seçtim yaptığım bir hata bir insanı öldürebilir der ve doktor olduğunu söyler. diğeri ise;ben senin mesleğinden daha hassas bir meslek seçtim der.nedir bu iş diyen arkadaşına öğretmen olduğunu söyler. arkadaşı öğretmenliğin nesi o kadar dikkat gerektirsin ki diyerek küçümsemeye çalışır. bunun üzerine öğretmen der ki ; sen bir hata yaptığında bir kişinin hayatına mal oluyorsun. ben ise bir hata yaparsam bu toplumun geleceğine mal olur der.
'kolay meslek ağğbii' diyenlere
'e öğretmen olaydın o zaman?' dediğiniz takdirde nasıl mallaştıklarını görebileceğiniz meslek dalı.
şu açıdan bakalım,
ileri ülkelerde öğretmenin toplum nazarındaki değerlendirmesi ile,
geri kalmış ülkelerdeki öğretmenin toplum nazarındaki değerlendirmesi arasında bir kıyaslama yapınız.
hatta ülkelerin öğretmen yetiştirme sistemlerini ülkeler bazında inceleyiniz.
bunların ardından ülkemizdeki öğretmenin konumuna, yetiştirilmesine bakınız.
ingiltere'de amerika'da kaç öğretmen ...
neyse, canım sıkıldı. sonra devam ederim ...
öğretmen kutsaldır.. genellemer yapmanın ne kadar yanlış olduğunu farketmenizi sağlayacak kadar yeterli bir cümle. evet gerçekten bu mesleği kutsal yapan kişiler vardır ama bunun yanında insanların hayatlarını mahvedecek kadar cani insanlarda mevcuttur bu meslek grubu içerisinde. bir öğretmen olarak şunu söylemeliyim ki bu yazının başında ki cümlenin tek doğru yanı var; olması için uğruna emek harcanabilecek bir hedef olma niteliğinin olması.
Yılmaz özdil bugünkü köşesini ayırdığı kutsal insanlardır. Tabi cesur olanlar ve dürüst olanlar.

http://www.hurriyet.com.t...sp?yazarid=249&gid=61
Bireyin öğrenme sürecine kılavuzluk eden kişiye denir. Öğrenme işi sürekli devam eden bir süreç olduğu için öğretmen yalnızca bunu istendik yönde kılavuzlar. yani sanıldığı gibi öğretmen "öğretme" işi yapan kişidir denemez. Olumlu bir iletişim ortamıdır öğretme işini yapan.
nefsinde öğrenilmeye değer şeyleri toplamış zat-i şahanelerdir.

schopenhauer.
lys'de gözetmen atandığı sınıftaki öğrenciler[in]den nüfus cüzdanını unutmuş olanı cebinden çıkarıp verdiği parayla, öğrencinin evine gidip kimliğiyle birlikte gelebilmesini sağlayan da o'dur mesela. sınav gözetmenlerinin de öğretmen olduğunu hatırlatmıştır.
Köyünden istanbul'a ailesiyle göç eden Hüsnü öğretmenin istanbul'da tutunmaya çalışmasını, yaşadığı geçim sıkıntısıyla mücadelesinde aklını kaybetmesini konu alan çok önemli bir Kemal Sunal filmi.
öğretmen, en kutsal varlıktı benim küçüklüğümde. onun kötü bir bakışı bile, koca bir günü mahvetmeye yeterdi. kızdığında, en yaramazımızın bile yüzü kızarırdı. okşadığında, sıcacık bir tebessüm yayılırdı içimize. dünyanın en yaramaz çocuğu olarak, geçmişte hiç geçinemediğim "öğretmen" kavramı hakkında böyle şeyler yazacağım hiç aklıma gelmezdi. ama bana bile bunları yazdıracak çocuklar var korkarım.
jack lynn'a ait 1982 yıllarının okunan romanlarından biri.

öğretmenliğin kutsallığını, iki eli kanda da olsa, görevini aksatmayan, her türlü zorluğa göğüs geren bir öğretmenin hayatını anlatır kitap. çok akıcı bir uslüp ile bir solukta bitirilen kitapların arasındadır.
ülkemizde maddi olarak tatmin edilemeyen bu sebeple de çoğu insanın hiçbir şey olamadım ozaman öğretmen olayım diyerek başladığı genç insanlara notla zulmedebilen aslında hepsinin birer eğitmen olduğunun kendilerince de hatırlanması gerektiğine inandığım meslek grubu ne kadar zor da olsalar bile yaptıkları bazı şeylerle cizmeyi aşabilen meslek grubu
şu an görev yapanların %80 civarı "salla başı al maaşı" politikasına göre hareket etmektir.
öğretmenlik eskidendi. mesleğin kutsallığını anlamayan çok öğretmenimiz var.
eski öğretmenler, öğrencinin her olayında yol gösterici ve destek olurlardı.
adı üstünde öğretmendir yani öğreten kişi. ama ne yazık ki günümüz öğretmenleri bırakın öğretmeyi sınıfın üzerinde otorite kurmaktan bile aciz. bir öğretmen çok şey bilebilir belki ama bunları öğretemezse öğrencilere iyi bir öğretmen değildir. iyi öğretmen çok şey bilen değil bildiklerini karşısındakine en güzel şekilde akatarabilen kişidir.
saygıyı hakeden meslek.
dershaneler ve ek dersler olmazsa öğretemeyendir.
aldıkları eğitimle iktidarı "tatmin" edemeyen bu yüzden kpss gibi çok "zekice" ayarlanmış bir sınava tabii olan insan topluluğudur.
öğretmenin kelime anlamı asgari ücrete dershanelerde çalışandır. atanamayandır. atandıktan sonra öğretemeyen olur çıkarlar.
okulda müdürü , çarşıda esnafı , genelde ise bakanı tarafından sürekli ezilen ve horgörülen , olmak için çok uğraşılan ama hiçkimse tarafından beğenilmeyen , aldığına bakmadan sürekli daha fazla emeğini veren , yılda bir kere kutsal v.s diye gaz verilen ama dier günlerde hiç kimsenin düşünmediği içinde çürüklerinde bulunduğu ama genelde cafakar insanlardan oluşan içinde bulunmaktan onur duyduğum bir meslek grubudur. ne kadar cefakar olursa olsun daima aradaki bir kaç çürüğün yaptikları konuşulur.
öğretmen öğretir a be ce diye değişik bir şarkıya da konu olan meslek. kutsal meslek.
http://www.youtube.com/watch?v=vnG4c5_TuAg
atanamayandır basbaya. 4 yıl boyunca elini emeğini esirgemeden okumuştur. son yıl yaptığı stajla da mesleğe bağlanmıştır. gel gör ki türkiye ve şartları önüne kpss engelini koymuştur. allah kolaylıklar versindir.
Bir zamanların saygı duyulan mesleği, şimdi ise ayaklar altına alınan meslek.
(bkz: dört dönüm bostan yan gel yat osman)
4 yıl dirsek çürüttükten sonra sanayide çalışan ilkokul 5 mezunu adamla aynı maaşı alan kişilerdir. * *