bugün

Üstesinden gelmenin kesin yöntemini biliyorum. Eğer söylediklerimi uygularsanız özgüveniniz tatmin edici düzeyde artacaktır. Biraz uzun olabilir ama gerçekten sıkıntı yaşayan ve çözüm arayan birilerinin okumaktan sıkılacağını ya da bunu sorun edeceğini zannetmiyorum.

not: söylediklerimi bilimsel bir izah ya da psikiyatrik tedavi olarak değil bir kardeş tavsiyesi olarak değerlendirmenizi rica ediyorum. Günlük hayatınızı etkileyecek düzeyde özgüven problemi yaşıyorsanız en sağlıklısı ehil bir psikiyatrist ile görüşmeniz olacaktır.

Konumuza gelecek olursak:

Özgüven eksikliği aslında bir çatı kavram. içerisinde özsaygı, özsevgi ve özdeğer eksikliğini barındırıyor. Sorunun altındaki nedeni birazcık kazıyacak olursak kişinin kendine dair bilinçdışı inançları yatar. Bilinçdışı olarak benliğinin sevilmeye değer olmadığına, önemli bir insan olmadığına, hiçbir işte başarılı olamayacağına inanan kişi bilinçli olarak sorunlar yaşar. Bu sorunlar insanlarla ilişkilerde utangaçlık, herhangi bir sorumluluğu almaktan kaçınmak, kendin hakkında gerçekçi olmayan olumsuz fikirler olarak karşımıza çıkıyor.

Daha iyi açıklamak gerekirse bir örnek verelim. özgüvensiz bir insan neden ikili diyalog kurmaktan çekinir ve kaygı duyar? Çünkü aslında karşısındaki insanın kendisinden daha değerli ve üstün birisi olduğuna inanır. Bu inanç da karşıdaki kişinin onu yargılayabileceği kaygısını doğurur. Aslında tüm mesele düşük bir benlik algısından kaynaklanır. Bu benlik başarısız, değersiz, sevilmeyi haketmeyen tırnak içerisinde ''aciz'' bir benliktir. Bizim bu benlik algısından ve yarattığı semptomlardan kurtulmamız gerekiyor. Kendi kendimize çocukluğumuza inecek halimiz yok elbette. Bu yüzden daha pratik düzeyde özgüven eksikliğine iyi gelecek birkaç yöntem olduğunu düşünüyorum. Hiç söylenmemiş bir şeyden bahsetmiyorum, neden sonuç ilişkisi dahilinde açıklıyorum ki daha etkili olsun.

1. aşama: Ortaya bir irade koymak.

Okuduğunuz, dinlediğiniz kaynaklardan biliyorsunuz ki sorun benlik algınızda. Gerçekten değerli ya da değersiz olduğunuz için değil 0-6 yaş aralığında neye inandırıldıysanız ona itibar eden bir benlik algınız var. Çocuk aklıyla yapılandırılmış, neredeyse tamamen subjektif bir algıdan bahsediyoruz. Bunu yeniden inşa etmelisiniz. Subjektif ve aslında önemsiz nedenlere dayanarak oluştuğu için onunla istediğiniz gibi oynamakta özgürsünüz. Siz her halükarda değerli, önemli, sevilesi ve başarılı insanlarsınız. Bu iradeyi ortaya koyun ve bencil bir pisliğe dönüşmeden hayatınızın merkezine oturtun.

2. aşama: Değerli hissetmek için somut, gerçek nedenler yaratın.

Bir önceki aşamada subjektif bir algı oluşturdunuz. Şimdi ise bunu 0-6 yaşın zırvalıklarıyla değil yetişkin hayatınızdaki gerçek nedenlerle destekleyin. Sizi ne değerli hissettirirdi? Entelektüel gelişim? Bir spor dalında başarılı olmak? Bir dil öğrenmek? iyi görünmek? Kendinizden aşkın bir ideal için çalışmak? Sizi her ne değerli hissettiriyorsa ona yönelin. Muazzam etkisini göreceksiniz.

3. aşama: Kaygının üzerine giderek sosyalleşmek.

Özgüven eksikliği her ne kadar duygu dünyamızı etkilese de çoğunlukla sosyal yaşamdaki sorunlarla karşımıza çıkan bir karakter özelliği. En başta dediğim gibi değersiz bir benlik algısına sahip olduğunuz için insanların da size öyle davranacağına, hor göreceğine, yargılayacağına, eleştireceğine inanıyorsunuz. Bu asılsız inanç sizi sosyal ortamlardan uzak tutuyor. Önemli olan sosyalleşerek, insanlarla konuşarak bilinçli yaşamınızdan bilinçdışına şu mesajı göndermek: ''insanlar benim için bir tehdit unsuru değil.'' Siz sosyalleştikçe, insanlarla konuştukça farkında olmadan onlar tarafından yargılanmayacağınıza ve sevildiğinize inanıyorsunuz. Bu da sizi girişken, konuşkan, sevecen birisi haline getiriyor. Size zarar vermediği ve gerçek anlamda abartılı olmadığı sürece kaygılarınızın hep üzerine gitmeye çalışın. Siz bunları yaptıkça yapılabilir olduğunu göreceksiniz ve insanlar arasında çok daha rahat olacaksınız.

4. ve son aşama: Telkinler.

Size kısa vadede, pratik biçimde yardımcı olabilirler. Telkinlerimizde dikkat edilecek nokta şu; gerçekçi ve makul düşünceler üzerine kurup kaygılarımızı savuşturmak için kullanıyoruz. Bunları siz kendinizi tanıyarak oluşturmalısınız. Mesela ben girdiğim bir ortamda çekinik kaldığımda kendime şunu söylüyorum: ''insanlarla konuşurken tutuk olma. Girişken davran çünkü bulunduğun ortamda kabul edilirsin ve herkes gibi havadan sudan konuşabilirsin.''

Umarım her zaman sağlıklı, kaygıdan uzak ve mutlu bir yaşam sürersiniz dostlarım. Kendimden de bildiğim üzere özgüven eksikliği insanı gerçekten yoran bir karakter özelliği...