bugün

Uzun zaman önce izlediğim bir filmde şöyle bir sahne vardı:

-(kadın ciddiyetle sordu)ölümden sonra ne olduğunu biliyor musunuz?
-bilmiyoruz
-ben de bilmiyorum.
Silahını alır ve kafasına sıkar.
Son..

Tanım: ölüm uyanıştır.
yakın hissetmek istenilen... gelmiş gibi hissetmek istenilen.

ölümün biraz da ulaşılmaz bir tarafı var.
Epikuros'un da ifade ettigi gibi:
- biz varken o yok, o oldugunda da artık biz yokuz...
Tek gerçek.
"bana sorarsaniz olum yasamin en uc noktasidir, amaci degil; sonudur. yasamin gozlerini dikecegi sey kendisi olmalidir. ona gerekli olan caba kendini toparlamak, kendi kendisine dayanmaktir.yasama biliminin bu genel ve baslica bolumunun icerdigi daha bircok is arasinda olmesini bilmek de vardir."

montaigne - denemeler
''her fani bir gün ölümü tadacaktır'' sultan ahmet mezarlığı.
(bkz: ölüm)
ona neden bu kadar uzaksınız?
Ups'i olmayan bilgisayarın elektrik kesintisine maruz kalması gibi bişeydir.
Onsuz hayat yarımdır.
"atsız" ecel şarabını
elbet bir gün içip sızar...
kaçınılmaz sondur. ölümsüzlük hayali ile yapılmış filmler, yazılmış kitaplar, onlarca yüzlerce edebi ürün var. ancak mümkünsüz görünüyor. ömür uzatılabilir, belki 1000 yıl olabilir, bunun mümkün olduğuna inanıyorum. ölümsüzlük denilen ise başka bir konsept. hiçbir türlü ölmesek, yine de kıyamet gününde topluca öleceğiz.

dönüp bu noktada kaynağa bakacak olursak, al-i imran suresi 185 ayet durumu açıklıyor.
O geldiğinde, sen gitmiş olacaksın.
bazen en yakın ve tek ihtimaldir. tek atımlık
kurşun gibi en doğru zamanda ve en doğru yerde
atmak gerekir.
Gelene kadar hayatın bekleme salonu olduğu, bekleme salonunda birçok insanla tanışıp birçok güzel şey yaşadığın fakat ne olursa olsun sıran geldiğinde seni o salondan alarak büyükler ligine çıkartacak olan kavramdır.
yüzleşilmesi gereken tek gerçekliktir. cami nufusunun 55 yaş ve üzeri olmasının nedeni sanırım ölüme bir tık yaklaşmış olarak hissedilmesinden kaynaklı. özellikle 65 ve sonrası kahvehaneden emekli olup camiye transfer olanlarla doludur.
Hayatı espri zannedenler, Son espriyi iyi düşünmelidir.
Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihai olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve özenle devam ederiz, tıpkı sonunda patlayacağından emin olsak da, olabildiğince uzun ve büyük bir sabun köpüğü üflememiz gibi.
Her canlinin istese de istemese de varacagi hazin son...
Allah ile olduktan sonra, olum de hostur omur de...
bu boktan dünyada arkamda babasız bir evlat bırakmamak için evlenmeme sebeplerimin ilk sırasındadır.
fani dünyadan baki bir aleme açılan kapı.
HEM SON HEM BAŞLANGIÇ.
unuttuğumuz, hatırlanması için en sevdiklerimizden birini kaybetmemiz gereken.
ölüm.
can dediğin tek bir nefes.
Eğer bahsedilen bir yakının olumu ise, bir insanın başına gelebilecek en kotu şeydir. Ölümün dusuncesi bile insanı hayattan sogutabilir.mutlu bir anınızda, gülerken, birdenbire akıla dusuverir. Bir anda her şey anlamsız gelmeye baslar, keyfi kaçırır. Kotudur.
Ne kadar acı gözüksede hayatı anlamlı kılan durum.
geçiş kapası, birgün benide bu kategoriye koyacak olandır.

ahirette şukulanacak bir entarimiz olsun.
büyük ihtimal doğmadan önce nasılsak öldükten sonrada aynısı olucaz diye tahmin ediyom.