bugün

canlılar için sıradan bir olaydır. hepimizin hayattaki işlevi, yeni bir kuşak doğurmak, sonra da başka bir canlıya yem olmak için ölmek.

ancak bu ne kadar sıradan olsa da, ölümün fikri bile, thanatophobia veya varoluş anksiyetesine sahip birisi için büyük psikolojik sıkıntılara yol açar. özellikle ölüm'den sonra yokolma fikri, hayatında umutsuzluk ve daha ciddi problemlere yönlendirir.
Nasıl bir şey olduğunu kimsenin bilmediği hayatın sona ermesi durumu. Nasıl bir şey olduğu bilinmediği için ne zaman hangi durumlarda geleceği de pek kestirilemiyor. Geldiği kişiyi nasıl etkilediğini bilmediğim için kalanları nasıl etkilediğinden bahsedeyim birazcık. Ölüm: Artık onun artık olmadığı ve sen bir daha onu dünya gözünle göremeyeceğin anlamına geliyor. Her gün yan yana olduğun birisine bir daha seslenemeyeceksin, bir daha dokunamayacaksın demek. Ölüm gidene kolay mı bilinmez ama kalan için oldukça çok zor buna eminim. Tek tesellin seni görüyor ve hissediyor olmasını düşünmen oluyor. Mekanları cennet olsun.
bir bitiş aynı zamanda sonun başlangıcı ve kaçınılmaz olan hayırlısı dilenen.
valla herkes öldüğüne göre biz de öleceğiz gibi.

inşallah uzun ve acı verici olmaz.

allah adam gibi yaşamayı nasip etsin.
ülkesini satan, yetimin öksüzün hakkını yiyen, milleti kandıran, it, kopuk, hırsızlardan olmamıza müsaade etmesin.
gerisi kolay!
gerçeğe uyanmak.

not: tanım başka bir yazara ait olup izin almadan kullandım. inşallah telif istemez yoksa biterim ben.
4 yıl önce yaz gecesinde sahilde tanıştığım bilge bir deniz kabuğu bana " ölüm hakkında ne düşünüyorsun ?" diye sormuştu.

ona ölümün yaşam kadar normal olduğunu, yaşayan her türden canlının sonunun ölüm olduğunu söyledim. yaşam gibi ölüm de doğada süreklilik arz eden bir olay diye de devam ettim. o da bana " ezber cümleler istemiyorum, kitapları, ansiklopedileri unut dedi ve öleceğini bilen bir canlı olarak ölüm nedir senin için ? diye sordu.

bu soru işin rengini değiştirmişti. öleceğimi bilen bir canlı olarak ölüm benim için şimşekler çakarak yaklaşmakta olan korkunç bir fırtınaya uzaktan bakmak gibiydi. fırtına tüm dehşeti ve ihtişamıyla üstüme doğru hızla ilerliyordu. istediğim kadar köklerimle toprağa bağlı kalan bir ağaç olayım, fırtına beni toprakla birlikte söküp gidecek.

deniz kabuğu bu cevaptan memnun olmuş olacak ki; işte bu kadar basit.. şimdi git ve yaşamın keyifli anlarının tadını çıkar dedi.
Hayatı değerli kılan tek şey.
gerçek bir hakikat.
solunumun durmasıdır.

bitiş ve başlangıçtır. heybetlidir, merak uyandırır. çare sanılır ama korkulur. sevgilidir. düşmandır.

beklenen ve gelecek olandır.
Ölüm düşüncesini ıssızlıkta keşfedebilir miydik? Tıpkı bir yaratıcı ideası gibi o da bizde a priori olarak bulunuyor mu acaba? Acaba ölümle hiç karşılaşmayan biri öleceğini bilir miydi yine de? Bu soru bence önemli.
insanlar ölümün farkında olan tek canlıdır. Ölümle birlikte çok fazla şey yarım kalacak gibi hissettiğimiz için ölümün hemen şu an, yakın zamanda gelmesini istemeyiz. Ya da mutluluğumuzun yarım kalması, hedeflerimize ulaşma gayesi dafa bir çok sebep sayabiliriz ölümü istememek için.

Ancak kimse şunu idrak edemez, etmek istemez.

Öldüğün anda hiç doğmamış gibi olacağız. Anılar, yarım kalmışlıklar, borçlar, alacaklar, geride kalanların üzüntüleri, geride kalan eş, çocuk, sevgili, iş, para, mal mülk,,, kısaca yaşama ait ne varsa hiç olacağımız için bizi ilgilendirmeyecek. Bizi ilgilendirmediğinin de farkında olamayız. Çünkü yokuzdur. Yok.

Öldükten sonra 'aaaa böyle bir şeymiş ölmek' de diyemeyiz. Çünkü öyle bir şey de olmayacak. Yokuz yok.

Öldükten sonra ' hayata ait' kendimize ait hiç bir bilinç ve düşünceye sahip olamayız. Yokluğun en derininde, hiçliğin kucağında var olmamış gibi olmayı hayal edemeyen insan ölümden çok korkar. Bir tanrının var olmadığını aslında her insan bilinç altında hisseder ancak beyin bunu inkar edip tanrı yaratır kendi kendine. Kendini kandırdığını bilse de. Ölüm budur. Hiçliktir.
Kurtuluştur, ölmek daha iyi abi, ya ölsem de kurtulsam.

Bunları diyen insan, ölüm gerçeğiyle yüzleşmemiş çocuktur.

Ölüm bu hayattaki en ciddi şey. Kurtuluş falan değil.
böyle çok alengirli şeyler söylemeye gerek yok. ölümün insan için tek sonucu vardır. oda diğer hayata başlangıcın miladı olacak olması. sonraki hayata başlangıcın ise iki çeşidi var. birisi azap, diğer ise ferah.
allah bizi feraha erenlerden kılsın. amin.
hayatın size yaptığı en son ipnelik.
Bu boktan hayatın, değişmez tek gerçeğidir.
Merakla beklediğim son. Film sıkmaya başladı çünkü.
Hayati fonksiyonların son bulması.
Ölümden korktuğumdan falan değil, sadece geldiğinde orda olmak istemiyorum

Ben varken ölüm yok
Ölüm varken ben yokum.

By iki söz ölüme yetiyor benim için.
En güzel şeydir.
çok garip bir düşünce.
benim için hiçbir zaman korkuyu tetikleyen bir şey olmadı ölüm.
aksine büyük merak konusudur benim için.
Var yok arası.tuhaf duygu.Bir hafta önce ziyarete gittiğiniz eniştenizin ölüm haberini almak garip bir duygu.Kuş misali geçip gitti.Herkesin yaşayacağı bir duygu.Olması da bir açıdan güzel.Bu dünyaya tapıp zulmedenlerin hiç ölmeyeceklerini düşüncesi bile korkunç.sevdiklerinlzden ayrılmanız kötü ama kaçınılmaz son.
Varlığı yokluğa evirdiği fikrine alışılması zor mefhum.
artık ilk çare.
ölüm ölüm meleği olan azrail in vasıtasıyla ruh hali olarak çıkıp başka bir boyuta yani ahirete geçmektir nasıl yoktan var olduysak dünyaya gelmeden önce bir hiçken ölüm ise başka aleme geçmek ve bize sunulan ceza veya mükafaatı yaşamaktır kimine göre acı kimine göre tatlıyı yaşamak beden olarak bu dünyada olabiliriz fakat ruh olarak ölünce öbür dünyadayız biz aslında iki varlıktan oluşuruz ruh ve beden kötü insana göre ölüm bir eziyet veya dünyaya ayrılma üzüntüsü iken iyi insanlar için beden ve dünya zindanından kurlulup özgürlüğe kavuşmak yani bir kuşun kafesinden ayrılıp uçması ve özgürlüğüne kavuşması gibi.
Bile bile yaşamaktır. Ne kadar erken farkına varılırsa varılsın hata yapmanızı engellemez mantıken bu kavramı hisseden insanların saçma salak hatalar yapmasını engelleyen bir fren görevi görmesi gerekirken kontrolden de çıkarabilir.