bugün

hayırlı sandıklar arkadaşlar...

''splinter usta alkol alıp zina yaptığı ateistlik yıllarında odasında çırılçıplak bir şekilde allah yok diye bağırıp alle ta kuyima macarena dansı yapmaktaymış. bu sırada kur-an'ı kerim okumakla meşgul olan türbanlı annesi splinter'ı sessiz olması konusunda uyarmış. allah'ın varlığına ve birliğine inanmayıp isyankar tavırlar sergileyen splinter annesine de isyan etmiş ve kutsal kitabımız kur'an-ı kerim'i elinden alıp yırtınca birden tüm vücudu alev almış. annesi söndürmek için üzerine seccade atmış ve seccadeyi üstünden kaldırdığında bi bakmış splinter usta'yı allah celle celalühü şak diye fareye çevirmiş...''

gerdeğe girecek yeni gelin edasıyla yarın yaşanacak olanları düşündüğü için gözüne uyku girmeyen salih'i işte takkelere durgunluk veren bu yaşam öyküsüyle uyutabilmiştim. ne de olsa yarın sabah erkenden kalkıp oy kullanma sırasında bekleyen türbanlı bacılarımızla beraber meksika dalgalanması yapacak, oyumuzu yüzümüzdeki selami şahin tebessümüyle ak parti'ye verip; akşamki seçim sonuçlarını üstümüzde türbe yeşili robdöşambrımızla takip ederek, ak parti'nin galibiyetiyle sonuçlanan bir seçim sonrası daha takkelerimizi havaya atıp sabaha kadar ilahiler eşliğinde çılgın dans şovları yapacaktık...

ben ise ''davutoğlu'suz gecelerin koynunda uyku girmez gözlerime'' diye şarkılar söyleyerek çişimi yaptıktan sonra nesquikli sütümü içip uzandım yatağıma. hava da ne sıcaktı be kardeşim, bir ara üstümde ne varsa çıkarıp dal t.kke uyuyasım geldi ama cinler tarafından hamile bırakılırım korkusuyla salih'e arkasından sımsıkı sarılıp daldım uykuya. rüyamda chp'nin ezici bir üstünlükle iktidara geldikten sonra, kılıçdaroğlu ve adamlarının takkemize 1500 rtl ödül koyduğunu; salih'le beraber mekke'ye kaçmak için tedbili kıyafetle ateist kılığına girip gürcistan sınır kapısından geçmek üzereyken ele geçirilip, anıtkabir'deki aslanlı yol boyunca kırbaçlanarak dev kılıçdaroğlu heykelini inşa etmeye zorlandığımızı gördüm...

uyandığımda yatağı sırılsıklam buldum, korkudan ne çok terlemişim akoyim baraj dolar bununla derken; salih'in altına işediğini fark ettim. hemen çarşafları değiştirdim ve salih'in külodunu çıkarıp yerine maxi boy prima bebek bezi bağladıktan sonra takkesine öpücük kondurup geri yattım. gece boyunca üzerinde allah yazan ibretlik koyunları saysam da gördüğüm kâbusun etkisinden çıkamamdan mütevellit bir türlü uykuya dalamıyor, bir o yana bir bu yana dönüp ''ya bu sefer gelirse'' korkusundan kendimi doksan dokuzluk tespihimle tavana asıp intihar edesim geliyordu...

tam uykuya dalar gibi olduğum sırada salih yatakta zıplamaya başlayınca ahirette ak partililiğin vermiş olduğu gururla aslanlar gibi dirilircesine doğruldum ve kahvaltı hazırlamak üzere ampul desenli önlüğümü giyip mutfağa girdim. salih ekmeğine şokella, bal kaymak sürüp; ekmeğinin arasına whiskasları koyup iştahla yerken ben dün geceki kâbusum sebebiyle hiç sesimi çıkarmadan çatalımla tabağımdaki hurmayla oynuyordum.

kahvaltıdan sonra ak takkeler ve halime teyze seçim öncesi yapacağımız küçük konsey için bize geldiler. salih evin içinde adeta defile yapıyor, bir takkeyi çıkarıp ''ı ıh bu olmadı'' deyip bir diğerini takıyordu. sonunda başbakanımız ahmet davutoğlu'nun hediye ettiği kadife takkesini başına geçirip, üstüne cübbesini giydikten sonra yakasına kırmızı karanfil taktı. ben ise, ateist kızı minibüsten atmasıyla takkeminati'de önemli bir mevkiye gelen minibüs şoförü recep'e hz isa model saçlarımı ördürüyordum. recep saçlarımı örerken bayağı bir dayıyordu arkadan takkeme ama hoşuma gittiğinden hiç sesimi çıkarmadan anın tadını çıkarmaya baktım; masaj gibi oluyordu çünkü. saçlarımı ördükten sonra usulca sokulup o sıcak nefesindeki takkemi başımdan alan nane esintisiyle kulağıma eğilip bir şeyler fısıldadı:

etu: recep dur yhaaa salih görecek şimdi.

minibüs şoförü recep: salih'in ruhu duymaz seçim heyecanından sen merak etme. hadi halledelim şu işi ya canım çok çekti be aylar oldu...

etu: tamam tamam vericem birazdan sabret azcık deli oğlan.

salih: etu nerede kaldın hadi oy vermeye gidiyoz biz.

etu: siz gidin biz de birazdan geliriz, recep'le az işimiz var.

recep: çok saf bu kedi ya, salağın aylardır çikolata kaplamalı medine hurmalarını yiyoruz ruhu duymuyor. ver ver ya ağzım tatlansın bi tane yiyim oy kullanmadan önce.

etu: al bakalım şu hurmaları, okuyup üfledim bi güzel; akşama yanına bir de zemzem patlatıp yersin seçim özeli izlerken. hadi çıkalım akoyim ilk oyu ben atıcam.

recep'e 2013 altın takke ödülümü adeta bir kralmışım edasıyla başıma taktırıp hac ayakkabılarını giymekte olan tüm ak takkeleri önümde saygıyla diz çöktürdüm. ak takkeler hep bir ağızdan ''takkedaşım çok yaşa'' diye dalkavukluklarını yaptılar. salih ve halime teyzeyle beraber ütü masasına oturduktan sonra omuzlara alınıp oy vermek üzere yola çıktık...

salih yol boyunca recep tayyip erdoğan misali yurttaşlarını selamlıyor, etrafında toplanan dişi kedilere ise ütü masasından telefon numarasını iliştirdiği gülleri fırlatıyordu. sonunda oy kullanacağımız okula geldik, sabahın erken saatleri olmasına rağmen onlarca insan sıraya girmişti bile. ütü masasından ak gençlik reklamındaki gibi takkelere durgunluk veren taklalar atarak aşağıya atladık ve takkemi yere vurup sırayı ikiye ayırarak en başa geçtim. başta ben; ardımda salih, halime teyze ve minibüs şoförü recep; hemen ardında ak takkeler olarak sıraya girdik ve sandık görevlisi türbanlı bacıma göz kırpıp oy kabinine doğru ağır ve kendimden emin adımlarla yürüdüm.

hiç tereddütsüz bir şekilde evet mührünü ak parti'ye basmak üzere havaya kaldırdığım sırada bir köşede boynunu bükmüş bir şekilde adeta gözlerimin içine yalvarırcasına bakan altı oku görünce bir an elim oraya doğru gitti, sonuçta chp'ye görme engelliler dışında kimse oy vermiyormuş belki sevaba girerim dedim kendi kendime ama gece gördüğüm kâbus ve ahmet davutoğlu'nun minnoş yüzü aklıma gelince şakkk diye bastım eveti ak parti'ye.

oy kullandıktan sonra imzamı atarken görevli olan türbanlı bacımın yanağından makas alıp, imanlı bakışlarla ''sen kime verceksin bakalım fıstık ?'' diye sordum ve kenardaki sandalyelerde oturan teyzelerden birinin kucağına oturup ak takkelerin oy kullanmasını beklemeye başladım. son ak takkeli oyunu kullanmak üzere kabine girdiği sırada birden elektrikler kesildi. millet hep bir ağızdan ''aaaaa'' diye tepki verince takkemin özel bölümündeki küçük ampulü yakıp aydınlattım sınıfı ve gözlerim salih'in fosforlu kedi gözlerini aramaya başladı...

etu: salihhhh. nerdesin salih huhuuu ?? halime teyze salih nerede ya trafoya mı girdi akodumun kedisi ?

halime teyze: ne bilim ben ayol gözlerim görmüyor ki doğru düzgün.

etu: lan salak karı sen gözlüklerini yanında getirmedin mi ? gidip chp'ye oy vermedin inşallah, görme özürlüler falan hep chp'ye oy veriyormuş.

recep: ohaaaaaaaa o ne lan meme mi o ? oha etu karıya bak lan çırılçıplak soyunmuş sandığın üstünde bak lan ama bak hahahhahaha.

etu: yok artık ebesinin türba.ı. eğilin lan siper alın! her an patlayıp havaya uçarabilir o memeler bizi! bacım in o sandıktan aşağıya hemen!

infilak etme ihtimalini duyunca herkes sura üfürülmüş misali bağırış çağırış kaçışmaya başladı ve ak takkeler olarak duruma müdehalede bulunmak için belimizden gül suyu tabancalarımızı çektik. o değil de onlar ne biçim memelerdi lan öyle kıyamet alameti gibi...

ateist kız: inmicemmm inmicemmm. kılıçdaroğlu'nun kesin emri var, ölmek var inmek yok!

etu: yahu hadi oturdun sandığa da neden anadan doğma soyundun? milletin kafası karışacak gidip chp'ye falan oy verecek şimdi. tamam vücut on numara yani sergilemek de hakkındır ama milletin abdestine kastın mı var lan türbansız ? hadi bakalım, yavaşça o memeleri yere bırak ve burayı terk et yoksa takkemden bi kaza çıkacak...

ateist kız: ayy çok korktum. ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız sen kimsin be ak it seni ? seni fakbadilerime siktirtirim ben off ateizm harika ya her gün sevişiyoruz, allah'ta ne buluyorsunuz anlamıyorum ki...

recep: off verse takkesiz skrm ya avrada bak be...

ateist kız: ayyy siz ne tatlı şeyhlersiniz öyle. veririm vermesine ama şu saçı örgülü altın takkeli ibineyi önümde diz çöktürün önce...

ateist kızın bu sözü üzerine ak takkelerin başlarındaki takkeler birer birer kaskete dönüştü. yüzlerindeki ilahi nurdan ise eser kalmadı... bir anda tüm gül suyu tabancaları bana doğrultuldu ve ellerimi doksan dokuzluk tespihlerle kelepçeleyip o biçim kızın önünde diz çöktürdüler. cami işlemeli seccadelerime inanamıyordum, ak takkelilerimin ihanetine uğramıştım... üstelik salih ve halime teyze de ortalıktan kaybolmuştu, bana yardım edebilecek kimsecikler yoktu. başımdan takkemi çıkarıp yerine doksan beden ikizlere takke taktılar ve ardından türk filmlerinde zina yaptı diye iftiraya uğrayan saliha kadınlar misali kahkahalar atarak sırayla takke tokat dövdüler...

kanlar içinde sürünerek kapıya gittiğim sırada birden bire tüm sınıfa dolan türbe yeşili bir sisin arasından üstünde kabe desenli deri ceketi, gözünde güneş gözlüğü, elinde made in mekke gül suyu tabancalarıyla ortaya çıktı salih ve ''asta la vista bebek!'' deyip ak takkeli hainlere tabancasının son damlasına kadar sıktı ama bir şeyi akıl edememişti dişi kedilerin haşin sevgilisi; gül suyu tabancalarımız sadece ateistlerde işe yarıyordu...

salih'in fosforlu kedi gözlerinde beliren korku görülmeye değerdi. bu sefer de karabasanlar gibi salih'in üstüne çökmeye başladıkları anda birden halime teyze içeriye girdi ve bastonunu bana doğru fırlattı, bastonu havada tuttuğumda birden başımda takke ve üzerimde yumoş extrayla yıkanmışçasına bembeyaz bir cübbe belirdi; bastonu bir asa misali havaya kaldırıp salih'e doğru gelen takke hainlerine ''you can not pass'' diye haykırıp yere vurduğum gibi kendimi yatağımda salih'in koynunda buldum, afedersiniz k.çım açıkta kalmış arkadaşlar...

yine de tedbiri elden bırakmayalım, belki de ilahi bir mesajdır diyerek bugün recep dahil ak takkelerin önde gelen konsey üyelerinin takkesine el koyup ateşe attıktan sonra gittik oy kullanmaya ve herhangi bi çıplak eyleme karşı sandıkların üstüne hiçbir chp'li oturamasın diye zamkla kemal kılıçdaroğlu fotoğrafları yapıştırdık. ''haydi oturmaya mı geldik'' deyip oyumuzu ak parti'ye verecekken oy pusulalarındaki tüm partilerin chp olduğunu gördük...

asıl kâbus şimdi başlıyordu ki salih elime yüzüme gül suyu çarpıp uyandırdı beni. rüyada çıplak kadın gördüğüm için abdestimi tazelemek üzere çırılçıplak soyunup banyoya girdim ve çıktıktan sonra ak parti'nin zaferi üzerine bilgisayardan ''davutoğlu ahmet hoca bir bilge adam'' türküsünü son ses açıp haydarinnaa diye salih'le karşılıklı zeybek oynayacaktık ki ulan biz cidden tek başımıza hükümet kuramadık mı şimdi ya ? bu da bir kâbus değil mi ? uyandırın lan beni!
muhtemelen izmirli kızdır.
Sandığın seffaf olduğuna dikkat etmesi gereken kızdır.

Ayrıca ;

(bkz: soyun yavrum geliyorum)
(bkz: kısa geçsene amk)

aykırı hareketler yapan kızdır.
kim okuyacak onu göt lalesi?

türkiye de görülmesi imkansız kızdır?
(bkz: rüyanız hayrolsun)
oturtuk birilerini sandığa ama içinde kaldı herhalde.
Ulan..
kesin caps vardır diye nasıl bastıysam, ekran çatladı..
(bkz: hayırlı oturtmalar arkadaşlar)
Gördüğüm gibi etuuu'nun işi bu dediğim başlıktır.
Gereksiz,uydurma bir konuda onlarca satır yazı yazabilen yazarı ortaya döken başlık.

Ayrıca seçimin özeti şu şekildedir;
Milyonlarca ateist, deist, agnostik gün boyunca "müslümanlar oy çalmasın" diye uğraşmış, beklemiştir.
güldüm lan.
Damacana ile ilişkiye giren kişi fantazisi.
Oof avrada bak be takkesiz sikerim kısmında baya güldüğüm hikayedir.
(bkz: okumadım)

şöfer recep bey sanırım zamanında belediye şöferi olan rte. Ah nerde o eski şöferler.
(bkz: özet geç mübarek)
(bkz: durumumuz yoktu okuyamadim)
(bkz: okumadan eksiyi basmak)
güldürmüş bir etuu hikayesidir. olaya hiç bu açıdan bakmamıştım. *
bu ülkede yanlış hareket yapmış olur.
Oy toplamanın yeni yöntemi sanırım.