bugün

sanılanın aksine en saf ve en yürekten olandır.

pilav gününde görmüştüm ben onu. ablamın liseden arkadaşı. yaşı benden 2 yıl ötede. hayatı benden iki adım önde yaşıyor. benim öğrendiğimi o çoktan unutmuş, beni heyecanlandırandan o çoktan hevesini almış oluyor. ablam lise son sınıfta beni pilav gününe götürdü. ben ona bakmaktan ne pilavı yiyebildim ne de konuşulanları duydum. uzaktan uzağa seyrettim onu. sadece bir saniyeliğine gözlerimiz birleşti. benim için çok anlamlı olan o an onun için hiçbir şey ifade etmemişti. aramızdaki mesafe sadece iki yıl, ablam, hayaller, imkansızlıklar vesaire değildi. başka bir şeydi. korkuydu aramızdaki engel. söylemek istediğim cümlelerin kaçıp dişlerimin arkasına saklanmasıydı çıkmamak için ortaya. aramızdaki mesafe bendim. bir nevi uzak mesafe ilişkisiydi bizimkisi. ama sorun yaşamadık hiç. ne ben onu arayıp kızdım bağırdım ne de o beni. istediğimiz zaman çıktık dışarıya arkadaşlarımızla. arada bir hep beraber toplanıp yad ettik eski günlerimizi ablamın nezaretinde. her toplanışımızda birer saniyeden toplam 6 saniye gözlerimizin birbirine değmişliği var. aşkımız altı kat pekiştiren o bakışların izi hala gözlerimde durur.

sonra hasta olduğunu duydum. kör olasıca bir mikrop girmiş hücrelerine, emmeye başlamış onun gencecik vücudundan fışkıran yaşama sevincini. hastaneye gittik görmeye. zayıflamış görmeyeli. uzanmış boylu boyunca yatıyor. koluna iğneler, serumlar bağlanmış. hepsi de sanki bir altın bilezik gibi yakışmış vücuduna. öyle güzel ki, ona dokunan her şey onunla güzelleşiyor. konuştuk dertleştik. nasılsın sorularını hep çok iyiyim diye yanıtladı. gülümsedi. bir an gözleri gözlerime değdi. ama bu sefer daha uzun. kolumdaki saate göre üç saniye, kalbimdeki saate göre bir ömre bedel...

kötüleşmiş, gelmesin kimse beni böyle görmesin demiş. gitmedik. ama telefonda konuştuk. her zamanki tavrını sürdürdü, iyiyim dedi. beniz üzmek istemedi. zaten hiç üzmemişti, uzak mesafe ilişkilerini üzülmeden yaşamış ve yaşayanlar da mevcut bu dünyada. bir ay sonra memleketinde toprağa verdik. onu hep bu hayata karşı çılgınca direnen biri olarak hatırlıyorum şimdi. çok çok uzakta olmasına rağmen ilişkimiz devam ediyor. rüyalarıma gelir bazen, artık ablam olmadan da görüşüyoruz. daha uzun süre bakıyor gözlerime. ilişkimiz aynı güzelliğiyle devam ediyor; daha çok severek, güzelliklerle anarak birbirimizi...
çok ama çok zor bir ilişkidir.
"a long time ago in a galaxy far, far away ..." tadında yaşanmıştır.

(bkz: star wars)
insanı çoğu zaman yoran iliski turudur.
aynı şehirde olup da yaşanabilir.
(bkz: sevgilinin ölmesi)
çok uzaklara gitmeye gerek olmayan ilişkidir. sevgilisi askerdeyken otel odasında sevgilisinin aradığı günü bilirim. şu an yatağımda ağlıyorum, çok özledim seni aşkım diyordu oda gariban ne bilsin ne yarak yiyor inanıyordu. sabahın ışıklarını birlikte gördüğümüz olmuştu. sırtımızdaki terin değmediği yer kalmamıştı ama askerde olan sevgilisi onu masum bir kız olarak biliyordu. evet bekaretini bir otel odasında teslim etmişti bana ve 1 yıl kadar sürmüştü bu fuckbuddy olayı sonra o uzaktan seven sevgilisi gelmişti askerden bir daha hiç görüşmedik. şimdi nişanlılarmış, evlenecekler. ama ben o kızı 1 sene evire çevire siktim be birader bu yazıyı okur belki de kim bilir...
(bkz: gözden ırak gönülden ırak)
nereden kaynaklandığı belli olan ilişkidir...

en uzak mesafe ne afrika'dir,
ne çin,
ne hindistan,
ne seyyareler
ne de yıldızlar geceleri ışıldayan.
en uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir
birbirini anlamayan.
arkadaşlarınız sevgilisi ile gezerken sap tayfayla takıldığınız, tüm gün elinizde telefonla gezdiğiniz, kargocu abileri görünce sevgilinizi görmüş gibi sevindiğiniz, yaptığınız her şeyin fotoğrafını çektiğiniz bir ilişkidir.
ama her şeye rağmen güzeldir onunla geçirilecek her bir dakikanın aylarca hayali kurmak.