bugün
- karınızın mini giymesine izin verir misiniz17
- gideon reid morgan jj23
- hacca gitmek çok mu önemli11
- sözlüğün en hanımefendi yazarı18
- hacda cesetlerin çöpe atılması14
- anın görüntüsü9
- selahattin demirtaş adam gibi adamdır9
- hayat bombokken bir şey olup daha da bombok olması9
- arabaya temmuz zammı10
- ülkücülerin ülkeye katkıları23
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek34
- 2 kişilik yiyorum hihihi diyen hamile11
- elazığ da sokakta çırılçıplak namaz kılan adam12
- sahip olunan ilk otomobil12
- kimseyle konuşmak istememek16
- 24 haziran 2024 hırvatistan italya maçı11
- diyarbakırda şeriatçıların şubelere saldırması12
- galatasaray lobisi14
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi17
- güzellik algınızı tam karşılayan ünlü18
- hava grubu burçları9
- true'nin gay olması29
- yaşamak için geçerli sebepler8
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl20
- ismet gürbüz9
- kasap dükkanına saldıran koyun10
- kadınlar tipe bakmaz25
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı89
- ilim vs bilim11
- düğmeye basıldı silik olması an meselesi8
- namaz kılan tecavüzcü kılmayandan daha iyidir19
- kedimin boğazımı sıkması18
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar10
- hazal kaya10
- en nefret ettiğiniz ülke12
- paraya ihtiyacım var8
- müstakil eve asansör koymak10
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi9
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası11
- israil lübnan savaşı8
- ağzı burnu kırılmak istenen sözlük yazarları13
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz17
- köşeyi dönmek için yapılacaklar10
- erkek dediğin efendi olmalı10
- manyak olmaya karar verdim13
- sözlükte erkek sanılmak10
- 4 karısı 2 kız arkadaşı olan işsiz adam9
- samet akaydın21
- bir hatundan istemek9
- hangi sözlük yazarının tipini merak ediyorsunuz31
eski zamanları hatırlatan kelime.
Biliyor musunuz, çok yalnızım; dünyada hiç kimsem yok! insan susar, susar, ama bir gün gelir
ruhunda biriken şeyleri ansızın boşaltmaya başlar...
ruhunda biriken şeyleri ansızın boşaltmaya başlar...
"...Çocukluğumun manzarası için dünyanın bütün manzaralarını verirdim..."
(Tarih ve Ütopya - Emil Michel Cioran, s.8)
(Tarih ve Ütopya - Emil Michel Cioran, s.8)
"...Her şey çok güzel, sanki her zamankinin tersine; çok özel, anlaşılır ve yakındı..."
(Çocukluğum - Maksim Gorki)
(Çocukluğum - Maksim Gorki)
Çok özledim
Tertemiz dertsiz tasasız mutlu günler .
Tertemiz dertsiz tasasız mutlu günler .
kayıp ve zamansız.
gorki'nin küçük, güzel ve acımasız romanı.
(bkz: maxim gorki).
50 kuruş verselerde bakkala gitsem.
Maksim gorki' nin insan ötesi bir betimlemeyle okuyucuya her detayı aksettirdiği ve izlerini bıraktığı oto-biyografi eseridir. Orijinal dilinden okumak ve anlamak vardı ama işte...
çok uzak olduğum bir dönem olmamasından kaynaklı belki dinleyince duygulanıp ağlamama sebep olan tanju okan şarkısı. http://www.youtube.com/watch?v=PlEEVM39Jrg&list=ALzxNYRMVOCRgt0rOD7Ila9HWrsidQAtbq
çocukluğum da çok piçtim duruldum şimdilerde. mesela 4 yaşımdayken bi pazar sabahı evdeki makarna çay şeker tuz baharat pirinç türevi aklınıza gelecek her türlü erzağı anamın babamın yatağına taşıyıp yemek yapmışlığım vardır yatağın içinde. tabi ebeveynciklerim uyandıklarında sinir kırizleri geçirmişlerdir o başka.
sonra casper'a çok özenirdim ben. bi gün balkona çıkıp casper gibi uçmak için sandalyeyi demirlere dayayıp atlamıştım üzerinden asfalta. 2. kattaydı evimiz. sonrası mavi ekran. şimdilerde kafamın arkasında durur o günden kalan koca yarık.
bu pokemonlara özenip pencereden atlayan gerizekalı kolpa çocuk falan hep benden sonradır yani bilesiniz.
sonra casper'a çok özenirdim ben. bi gün balkona çıkıp casper gibi uçmak için sandalyeyi demirlere dayayıp atlamıştım üzerinden asfalta. 2. kattaydı evimiz. sonrası mavi ekran. şimdilerde kafamın arkasında durur o günden kalan koca yarık.
bu pokemonlara özenip pencereden atlayan gerizekalı kolpa çocuk falan hep benden sonradır yani bilesiniz.
tam bir fiyasko.
özlenen, hasreti çekilen, çok ufak detaylarda hiç olmadık anlarda hatırlanan, insanın yüzüne ufacık bi gülümseme konduran ama o saflığı, o haylazlığı, o küçük ama kocaman dünyayı özlemenin ağırlığıyla gülümsemenin yerini iç burukluğuna bırakan, yine de ölmesine izin verilmeyen çocukluğum..
çağın kirlenen çocukluğuna dair, alt alta bir yazı:
--spoiler--
üstün açıldığında saklanıyor hüznüm
boynumdan aşağı akıyor istemeden
karanlıkta yaşlanıyorsun çocuğum,
çocukluğum.
savaşmadan sevişemez canlı bedenler
bilmezsin
soğumadan hatırlanmaz baharda ölenler
ama sen,
sen ne zaman büyüdün a çocukluğum
adam oldun
sevdalandın
sevda türküleri söyledin
sevda ihanetleri gördün...
geldin en sonuna hayretli türkülerin
söylendin
üstün kapandı işte fışkırıyorken günahlarım
ve mezar taşı soğukluğuna bürünüyor tüm yalnızlık
siyah ya da beyazdın
kanadın
kıpkızıl oldun da
sen ne zaman öldün bu kalabalıkta a çocukluğum...
--spoiler--
--spoiler--
üstün açıldığında saklanıyor hüznüm
boynumdan aşağı akıyor istemeden
karanlıkta yaşlanıyorsun çocuğum,
çocukluğum.
savaşmadan sevişemez canlı bedenler
bilmezsin
soğumadan hatırlanmaz baharda ölenler
ama sen,
sen ne zaman büyüdün a çocukluğum
adam oldun
sevdalandın
sevda türküleri söyledin
sevda ihanetleri gördün...
geldin en sonuna hayretli türkülerin
söylendin
üstün kapandı işte fışkırıyorken günahlarım
ve mezar taşı soğukluğuna bürünüyor tüm yalnızlık
siyah ya da beyazdın
kanadın
kıpkızıl oldun da
sen ne zaman öldün bu kalabalıkta a çocukluğum...
--spoiler--
tolstoy'un çocukluğunu ve ergenliğini yazdığı kitap.
en başta öğretmenleri olan karl ivaniç'ten bahseder.
(bkz: çocukluk ilkgençlik gençlik)
en başta öğretmenleri olan karl ivaniç'ten bahseder.
(bkz: çocukluk ilkgençlik gençlik)
-babaanne o fındıklı kurabiyelerden yaptın mı yine?
tek katlı bahçeli bi' ev. bahçede çiçekler, bi' köpek ve bi' salıncak. mutfağından hamur işi kokuları gelir ve ne pişiyorsa gün boyu sokakta oynayıp yorulan çocukların mutluluğu içindir. ben yine de her çocuktan biraz daha şanslıyımdır; çünkü o ev benimdir.
-anne, beş dakika daha oynasam?
bahçeli evler arasında, çok araba geçmeyen sakin bi' sokak. alabildiğine çocuk dolu, neşeli... arkadaş olmayı çoktan becermiş, kardeş gibi hisseden küçük, sevgili yürekler... günler hiç yetmez. gelen misafir çocuklar gitmeyi hiç istemez. ben şanslıydımdır; çünkü o sokak benimdir.
-baba, olmuyor hızlandıramıyorum bu salıncağı. biraz daha sallasan?
tüm rüzgarlar benim salıncağıma eserdi. özgürlük ne demekti, o zamanlar daha iyi açıklayamazdım belki; ama daha iyi yaşardım. evet, şanslıydım; yaşadım.
çocuktum, her şeyi çözdüm sanırdım. yanıldım. bi' fındıklı kurabiye o kadar mutlu etmiyor artık, kirlenmiş ruhumuz. 'beş dakika daha'lar saatlere dönüştü; ama paylaşılanlar küçüldü git gide. salıncağımı sallayabilecek gücüm var bu kez; ama rüzgarlar yönünü çevirdi. anlamlar kaybolurken özlediğim tek şey; çocukluğum.
tek katlı bahçeli bi' ev. bahçede çiçekler, bi' köpek ve bi' salıncak. mutfağından hamur işi kokuları gelir ve ne pişiyorsa gün boyu sokakta oynayıp yorulan çocukların mutluluğu içindir. ben yine de her çocuktan biraz daha şanslıyımdır; çünkü o ev benimdir.
-anne, beş dakika daha oynasam?
bahçeli evler arasında, çok araba geçmeyen sakin bi' sokak. alabildiğine çocuk dolu, neşeli... arkadaş olmayı çoktan becermiş, kardeş gibi hisseden küçük, sevgili yürekler... günler hiç yetmez. gelen misafir çocuklar gitmeyi hiç istemez. ben şanslıydımdır; çünkü o sokak benimdir.
-baba, olmuyor hızlandıramıyorum bu salıncağı. biraz daha sallasan?
tüm rüzgarlar benim salıncağıma eserdi. özgürlük ne demekti, o zamanlar daha iyi açıklayamazdım belki; ama daha iyi yaşardım. evet, şanslıydım; yaşadım.
çocuktum, her şeyi çözdüm sanırdım. yanıldım. bi' fındıklı kurabiye o kadar mutlu etmiyor artık, kirlenmiş ruhumuz. 'beş dakika daha'lar saatlere dönüştü; ama paylaşılanlar küçüldü git gide. salıncağımı sallayabilecek gücüm var bu kez; ama rüzgarlar yönünü çevirdi. anlamlar kaybolurken özlediğim tek şey; çocukluğum.
ziya osman saba şiiri.
Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...
Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...
istanbul'da sur içinde geçti çocukluğum. Evde yaramaz ama sokakta uslu bir çocuktum. Bir keresinde 2'ye 2 maçta 30 gol atmıştım unutmam. Zaten 2'li olduğum çocuğu kaleye sabitlemiştim, maç 30 yapınca bitiyordu. O sebeple 30 golü de ben atmak zorunda kaldım. Şimdilerde öyle salaklar kalmadı tüm maç kalede duracak. Leblebi tozu yemeyi severdim. Buz dondurmalara bayılırdım. Ninja Kaplumbağalar'dan favorim Mikelanjelo idi. Transformers'lerde favorim kırmızı tır idi. Denver'i çok severdim. Susam Sokağı'na bayılırdım. Bir keresinde çok küçükken televizyona tırmanıyordum. Annem bağırınca işedim olduğum yerde. Bir kere de anneannem beni bırakmıyordu ki tuvalete gideyim. Sarılmış öpüyordu. Uyardım ama dinlemedi. Ben de çıkardım suratına işedim. Dedem, pipimi gösterince para verirdi. Okuma yazma öğrenmeden evvel şiire merak salmıştım. ilk şiirlerim okula gitmeden önce aklıma yazdıklarımdır. Kızkaçıranlar ile oynamayı severdim ama torpilden tırsardım. Çokça tabancam vardı oyuncak ama şiddet eğilimim pek olmadı. Babam küçükken "aferin oğluma" babalardandı. Akşamcıydı. içerken bana da bir yudum verir, "aferin oğluma" derdi. Gündüzleri çaktırmadan dolaptan votka, cin vs. aşırıp içtiğim olurdu. ilkokulda okuldaki bütün kızlar bana hastaydı. Maç oynarken hepsi dizilir adımı söyleyerek tezahürat yaparlardı. Ama 5. sınıfa gelince bıçak gibi kesildi. Sanırım büyüdüklerini o zaman anladılar. Ama hiç hava atmazdım bu durumu kullanarak. Zekiydim. Okulda parmakla gösterilirdim. Ama sanatsal şeylere ilgi duyardım daha çok. Resime, şiire vs. yeteneğim vardı. Kullanırdım da bu yeteneğimi. Sürüngenlerden tırsardım. Tuvaletin deliğinden canavar çıkmasından ve karanlıkta Freddy'nin çıkmasından çok korkardım. Gece yatarken babamın fotoğrafı yüzünden tırsardım. Banyonun ışığı açık yattığımdan resim görünür ve sanki bana işaretler ediyor gibi gelirdi. Böyle bir çocukluk.
http://albastropos.blogcu.com/cocuklugum/5641466
http://albastropos.blogcu.com/cocuklugum/5641466
Ve en çok seni özledim ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan..
kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
bir lokma boyunu..
diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
sarılmak sana..
gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi.
sana kim olduğumu söylemeden..arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum!
*
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan..
kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
bir lokma boyunu..
diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
sarılmak sana..
gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi.
sana kim olduğumu söylemeden..arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum!
*
o günlere dönme imkanı bulunsa, hiç düşünmeden gidilecek günlerdir çocukluğumuz.. *
yitik hayallerde unutup kitapların içinde büyütmek yerine, zerafetle dans eden sokak lambalarının arasında geçmişti tutarsız çocukluğum..
deli gibi dönmek istenilen kısacık zaman dilimi. herşeyin bu kadar güzel olduğu başka bir dönem var mı? *
maksim gorki'nin kuvvetli bir eseri. lakin çoğunun daha sonradan tamamlanmış yani kurgu olduğunu yazar kendisi de belirtmiştir. Bu yüzden tam bir hayat hikayesi sayılamaz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar