bugün

dolu dolu yaşamış olanlar için özlenen, kötü şeyler yaşamış olanlar için ise hatırlanmak istenmeyen günler.
Angutluk anıları. Saf mallık dönemi. Iyyk.
yasaklarla dolu olmasına karşın insanın hayatında en rahat olduğu dönem..
kuşkusuz, şimdikinden daha parlak bir güneşin aydınlattığı günlerdir.
yaşamın sadece bir oyundan ibaret olduğuna inanmak ve yaşadığın anın tadını çıkartmak.*
minik bir kızken daha, süslenip püslenip büyük ablalar gibi görünmeye çalışırdım. elimde her daim bir ayna, minik pembe çantamda her daim komşu ablaların verdiği rujlar bulunurdu. sokağa çıkarken giydiğim topuklu terlikler bana ayrı bir hava katardı, ben öyle sanardım. televizyonda sürekli izleyip hayran olduğum o ablalar gibi olmak isterdim, tüm çabam bu yöndeydi. sokağa çıkar çıkmaz adının cat walk olduğunu çok sonradan öğrendiğim ve bende tuhaf duran garip bir yürüyüş şekliyle yürür, sitenin kızlarına havalı bakışlar atarak salınırdım..bu yüzden pek kız arkadaşım olmadı çocukluğumda, ve en önemli nedense onları hep salak buluyor olmamdı. aile atarfından fazlaca pohpohlanmış olmanın da eklediği kibir, kendimi dünyanın merkezi sanmama sebepti.

çocukluğum boyunca hep değişik koleksiyonlar yaptım. en sevdiğim koleksiyon zamanın önde gelen şarkıcılarının resimlerinden oluşan kokulu not defterleriydi. bir gün, bora gencer not defterini buldum bir kızda. ama o kız bunu bana vermemeye kararlıydı. tüm koleksiyonumu sırf bir bora gencer not defteri uğruna heba ettim asıl istediğime ulaştım. bundan sonra yeni bir koleksiyon geldi, izmarit koleksiyonu. belki budün sigaradan bu denli nefret ediyor olmamda o koleksiyonun etkisi vardır, bilemiyorum. sokakta bulduğum her bir izmariti alır, cam bir kavanozda toplardım. bir hafta bile geçmeden şişelerce izmaritim olmuştu. bir gün henüz sönmemiş bir sigara buldum ve nedense onu içmeyi denedim. tadı çok kötüydü ve yapmış olduğum saçma sapan içime çekme hareketi kusmama neden olmuştu. o gün bugündür sigaradan nefret ederim.

o zamanlar cipslerden envai çşit oyuncak, taso gibi şeyler çıkardı. bir gün çok nadiren çıkan paraya benzer oyuncaklar çıkmıştı bana. sitenin arkasındaki geniş toprağa gidip paraları gömdüm. ertesi gün sitenin çocuklarıyla oraya oynamaya gittik ve ben tesadüfenmiş gibi o gömdüğüm paraları buldum ve bu paraların cadı parası olduğuna hepsini inandırdım. hepsi bu paraların lanetli olduğuna inanıyordu. herkes bu paraları napacağımı merak ediyordu. ben de isteyen olursa satacağımı, bu sayede o lanetin üzerimizden kalkacağını söyledim. hepsi elinde ne varsa bana verdiler, ben de o paraları çok daha derinlere gömdüm belki başka bir gün tekrar işime yarar diye.. o zamanlardan belliymiş çakallığım, her neyse.

bizim apartmanın en alt katında oturan bir çocuk vardı. bir gün beni dudağımdan öptü ve ben ağlamaya başladım. hemen gidip onu babaannesine şikayet ettim. babaannesi bizim çocuk olduğumuzu, böyle bir şeyin önemsiz olduğunu söyledi ve pis pis güldü. kendimi kirlenmiş hissettiğim için bir haftadan fazla sokağa çıkamadım ve o çocuğu her gördüğümde yere tükürdüm. 9 ay bekledim çocuğum olsun diye, olmayınca çocuğun kısır olduğu kanaatine vardım ve beni kirlettiğini düşündüğüm için bu düşüncemi tüm siteye anlattım. herkes onunla dalga geçti ve çocuk yaptığına pişman oldu.

çocukluğumun ufak bir kesiti.
hey gidi hey kücücüktüm fıcıcıktım ici dolu tursucuktum denesi günlerdir.
gözyaşlarının ruhu incitmeden akabildiği naifliğe sahip olacak kadar hoş zamanlar..