bugün

Rampa aşağı freni tutmayan bisikleti salmak.

Lastiğin ayakkabı ile durdurup ayakkabının patates oluşunu görmek.

He bide pet şişe koyardık lastiğe Abarth egzoz hesabı.
bileğimizi ısırırdık. biri saat sorunca da bilekteki diş izlerini gösterip "eti kemik geçiyo hehehe" diye gülerdik. bunu yapardık ya, inanamıyorum.
Evdeki en büyük ve derin kabı suyla doldurup kafamı daldırır kendi kendime nefes tutma yarışı yapardım. Gerçi ilerki yıllarda yüzme lisansı aldım, hâlâ suda normalden çok uzun süre nefesimi tutabilirim ama manzara gerçekten komikti.
Çiçekleri kolonya ile sularsam daha güzel kokacaklarını düşünüp evdeki bazı çiçeklerin yaşamına son vermek.
Kardeşimi koltuktan koltuğa savururdum garibim o da mutlu oluyodu uçuyorum diye. iki kardeş psikopatmışız. Şimdi sorduğumda havada uçtuğumu hatırlıyorum diyo. *
içten içe bir kararlılıkla, civcivlere uçmayı öğretebileceğine inanmak gibi bir salaklık.

Her gün, düzenli aralıklarla, elime civcivi alır, avucumde havaya kaldırır ve indirirdim.
yavrucak minik kanatlarıyla pırpır yapardı ve embesil ben, bu antrenmanlarla civcivin kanatlarının gelişeceğini ve gelecekte uçan bir tavuk olabileceğine inanırdım.

Nasıl bilimsel bir beynim varsa o zamanlar...
Ne mi oldum?
Tabii ki sözelci.
Böyle bazen açtığım saçma başlıkları aslında çocukken yapmaya çalışırdım.

Musluğu tersine çevirip suyu geri almasını sağlamak için dakikalarca çevirmeye çalışmıştım. Benim için Diyalektik o gün bitmişti. Hâlâ çok mantıksız gelir bu arada.
Kardeşimle evimize misafirliğe gelen fertlere şov hazırlığı yapar davetiye hazırlayıp akşam salonda sunumumuzu yapardık. Yine öyle bir gün Matrix’in dövüş sahnesini ezberlemişiz onu sahneleyeceğiz başladık gösteriye. Tam ajan Smith’in Kafa atacağı kısımda rolleri karıştırdık ve var gücümüzle kafaları birbirimize gömdük.

Akabinde bir yandan ağlayıp bir yandan “o benim hareketimdi” diye böğürmeseydik imbd puanı bu kadar tavan yapmazdı bence.
Türlü türlü salakliklardir.
Zavallı civcivlerimi parka götürüp kaydıraktaktan kaydırırdım. Çırpınışlarını Hatırlayınca hala üzülürüm.
şarj aletini fişe takıp ucunu babamın ölmek üzere olan balığına yavaşça dokundurarak aklimca elektroşok vermiştim. işe yarayacağına da gerçekten inanmistim çünkü doktorlar dizisinde böyle yapiyorlardi. bir de saçlarımın uçlarını ojeyle pembeye boyamistim, o zamandan belliymiş bunun kaçınılmaz olduğu sanirim asdfd. evet.
Atesin içine sprey boya atmak hemde dolu sonuç mahalle ayaga kalkti 2 yarali çocuk.
ilkokul 3.sınıfta öğretmenin tahtada kesirleri işlemesi ve her "taralı alan" kelimesini kullandığında benim sesli bir şekilde "taramalı ver tarayalım ehe mehe ehe" şeklinde sözde espri yapmam, öğretmenin çok ama çok sabretmesi, duymamazlığa gelmesi, benim iyice zıvanadan çıkmam ve sonrasında ben ehe mehe diye gülerken yanağımda patlayan çooot sesini duymam ve sonrasında dersin normal akışla devam etmesi.
çok konuşmak. zamanla azalttım çok şükür.
öğle yemeğinden sonra annem ;
- oğlum bir saat uyumam lazım. kim gelirse gelsin annem evde yok de.
tamam annecim.
az sonra kapı çalınır ve nermin teyze gelince ben bağırarak ;
- aneeee ! nermin teyze geldi ne deyim ?
annem uykulu uykulu ;
- hoşgeldin diyeceksin oğlum !
ilkokul 3 deyim. babam bana bir futbol topu amıştı. sevinçten uçuyorum ! mahallede bir abi dedi ki ;
- bu topun hiç patlamamasını istiyorsan topa toplu iğne sok. inandım fırlamaya. eve gittim toplu iğne aramaya. annem dedi ki ; ne yapacaksın toplu iğneyi. ben de topa batıracağımı söyleyince ;
- a benim salak oğluuuuum !
Kartondan hayvan maskeleri oluyodu böyle. Bi tane arkadaşım vardı onunla dolabın içine saklanıp o maskeleri takıp dudaktan öpüşüyoduk. Ama arada çift kat karton olmuş oluyodu aslında kartonla öpüşüyoduk yani.

Yaşımı söylemek istemiyorum.*
ufo gördüğümü iddia edip bütün siteyi ayağa kaldırmıştım. 1998.
5 yaşındayken yaşıtım iki kuzenimle beraber sokaktan izmarit toplayıp içiyorduk. Allahım aradan geçen onca zamana rağmen düşündükçe hala midem bulanıyor. Net dünyanın en salak çocuğu hareketi.
Burger King e üzerimde çöpçü kıyafetleriyle gitmiştim. Ne zaman hatırlasam üzülürüm. Beş para etmez tiplere alay konusu olmuştum.
Ohooo öyle çok ki...

Öyle solaryum falan mı vardı? Evdeki katalitik sobanın önüne geçip ikinci derece yanık olana kadar beklemiştim bir kere mesela.
Boy aynasını kırıp, "güzelliğimden çatladı herhalde" diye diye etrafta dolanmıştım. Gerçekten canim ailem diye söylemiyorum iyi katlanmışlar bana.
Giyeceğim kıyafete karar veremeyip üç elbiseyi üst üste giymem ve sıkıldıkça teker teker çıkartmam.
Sevdiğim kız arkadaşıma ( platonik olarak) oje seti almıştım. Salak kelle.
Selena izleyip sihirli güçlerim olsun diye dua etmek.
karpuz patlatma deneyi yapmak için çıplak elektrik tellerini prize sokmuştum, karpuz patlamadı ben patladım.
Bilime meraklı olmak salaklığa engel değil...
güncel Önemli Başlıklar