bugün

sinekleri yakalayıp hunharca kanatlarını koparır ve müthiş haz alırdım.
babama kızıp televizyona çekiç fırlatmıştım 3-4 yaşındaydım.
televizyonun arkasından ekmek kırıntıları atıp afrikadaki çocukları doyuracağını sanmak...

şaka lan şaka ısınıyo bu diye su dökmüştüm tv patlamıştı ölüyoduk amk. ne dayak yemiştim...
(bkz: sıranın altına sümük yapıştırmak)ı tek geçerim.
kafa dengi bi arkadaşıyla kalabalık bi yerde turistmiş gibi davranmak yabancı dil konuşuyormuş sansınlar diye saçmalamak.
arının iğnesini çıkarıp vücuduna ip bağlayıp uçurmak. * * *
yerde bulunan jileti parmağa bastırarak sürtmek. düşünce basit. ''kenarı bıçak gibi tırtıklı değil. e o zaman nasıl kesiyor? dur bakalım bir parmağa...''
yere yuva yapan bir örümcek türü var. bir ipin ucuna çiğnenmiş sakızı yapıştırıp deliğe salar, balık tutar gibi örümcek yakalardık (anadolunun ortasındayız.). sonra herkes yakaladığı zehirli örümceği bir şişeye koyar getirirdi. bu Örümcekler derince bir kapta kapıştırılıp kazanan belirlenirdi. kazanan örümcek mi?. menajeri(yakalayan psikopat) bir çöple öldürürdü. sonra tekrar yeni dövüşçüler aramaya çıkılırdı.
Koltuğun üzerine çıkıp diz üstü yere atlamak .
solucanların bölünerek çoğaldığını söylediği zaman babam, bahçede bulduğum solucanları iki parçaya bölüp toprak dolu bir kavanoza koymuştum.* *
ilkokulda kızlar lastik oyunu oynardı. biz erkeklerin eğlencesi yerde bulduğumuz camlarla lastik oynayan kızların lastiklerini kesip kaçmaktı. eğer camınız yeterince keskin değilse lastiği kesmeye çalışırken kızlar tepenizde toplanıp kafanıza kafanıza acımadan vururlardı.
her teneffüs sonrası diğer erkeklerle o teneffüz kaç lastik geçtiğimizi söyleyerek birbirimize hava atardık.
anneanneme boş kağıt imzalattırmaya çalışmak.

kadının bir tane evi var zaten onuda türlü hilelerle elinden alacaktım valla.
yakaladığım sinekleri hiç zarar vermeden vitrindeki fincan takımlarının içine koyar birkaç gün beklerdim. daha sonra gider bakardım. cansız bedenlerini alırdım. o değil de, annem misafirlere kahve ikram ederken o fincanları mı kullanıyordu hatırlamıyorum. kullansa bile en azından yıkadığına eminim. temiz kadındır.
inşaattan çimento çalıp, ufak bir vosvosun benzin deposunun kapağına boca etmek.
Bebeğimin yüzünü karalayan arkadasimin yeni alinan bisikletinin tekerini patlatmistim. Sonra da evlerine gidip kiza hadi gel bisiklete binelim demistim.*sonra bisikletinin yanina gittigimizde tekerin patladigini anlayinca ağlamisti. Babasida daha yeni alinan bisikletin tekerini sen hemen nasil patlatirsin deyip ceza olarak tekerini yaptirmamisti biz bisiklete binerken kiz bizi seyretmisti uzun bir sure yazik ama o da az değildi hak etmisti bunu. *
uçan sarıca arıyı üzerine su sıkmak suretiyle sersemletip yere düşürmek. eldeki içi su dolu şırınganın iğne koruyucusu ile kafa tarafından bastırıp etkisiz hale getirmek. şırıngayı, kitin tabakalarının birinin arasından içeri sokup suyu içeri basmak ve iç organlarının iğne tarafından dışarı fışkırmasını seyretmek.
ÖrÜmceklerin bacaklarını koparıp baŞıyla top gibi oynamak Ve bir yandan da "aaay ne tatlı Şey" demek.
karıncaları büyüteçle cız bız yaptığım yetmemiş gibi, yuvalarından içeri mum damlatmıştım. pişmanım sözlük, çok pişmanım :(
hiç böyle zalimlikler yapılmamıştır. ne acayip insanlarsınız ya?
karıncaları savaştırmak. eşek arısıyla bal arısını aynı şişede dövüştürüp bahis yapmak. arı kovanına su dökmek. civcivleri balkondan özgürlüğe uğurlamak. gazoz kapaklarının kenarını düzleştirmek için özel mermerler yapmaya çalışmak. buzdolabı kapağıyla yokuş aşağı kaymak (kapağa ters çevirip 6 kişi ardarda oturup kapağın altına sabun sürmek suretiyle) ve kaçınılmaz son köşeden çıkan kamyonun kaputunda 6 ufak çocuk suratı. kırmızı bi kamyondu mavi brandalı.
bi alt kattaki komşunun çiçeklerini bizim balkondan sulamak. suyla değil ama.

edit: allahtan çiçekler kurumadı, yaradı aslan parçalarına.
sineğin kanatlarını az koparmadım. evet.
dağcı ipini ve askısını, yeleğini kediye bağlayıp alt katın balkonuna indirmek. kedinin güvenli şekilde indiğinden emin olmak. kediye süt ve mamayı çaktırmadan saksıya atmak. 1 saat sonra alt kata inip taş hatunun kapısını çalıp kedim galiba balkonunuza atladı demek. kadının içeri davet etmesi. aşık olmak. uzun bacak ile tanışmak. kedinin orayı çok sevmesi geri dönmek istememesi. güzellikten kendini balkondan aşağı atma isteği.
balkona kesme şeker koyup at beklerdim.
sümüğünü masa altına yapıştırmak.
hayır, peçete kullanmak varken bunu neden yapardık, bilmiyorum. bu çözülürse psikoloji bilim olmaktan çıkar. sorunu falan kalmaz çünkü.