bugün

sağ üst köşede bir bomba etkisi yaratması istenerek konulduğu izlenimi veren ancak elimin asla gitmeyeceği linktir. gayet alışık olduğum moderatör, gammaz vs mesajlarının daha sistematik bir yansıması gibi durmaktadır. buradan saygıyla selamlamaktayımdır bu güzel linki, her genç yazara da tavsiyem birer kere bu manzarayla karşı karşıya kalmalarıdır.
cıkmaz sokak, 100 girişli tek cıkışlı labirent.
her gördüğünüzde "allah belanı versin, s.ktir git burdan" hissiyatını taa en derinlerden hissettiren ibareler bütünlüğü. ikiside farklı kapılara çıkmasına rağmen aynı bütünlükte işlenmiştir ki bunun da sebebi sanıyorsam yazılanları kafaya işletmektir. (bak sen)

birlikte büyük voltranı oluşturuyorlar. da da da! (tiksinç efekler) (efektte olabilir) (bilemedim)

yalnız şunu da sormadan/söylemeden de edemeyeceğim.

şimdi eğer aşağıda "çok feci bir ekşi sozluk klonudur" tarzı bir ibare varsa ve ben de bir ekşisozlugunderinsularındangelen bir vatandaş isem sanıyorsam hem formatı hem de niye çaylak olacağımı az çok biliyor olmam gerekir değil mi? bunda hemfikirmiyiz? (değilsek te farketmez) neyse..

şimdi "Diğer sözlük yazarları ile polemik/tartışma konusu olabilecek entryler silinir." denilmiş.

şimdi şöyle ki arada bir küfürleşme olmaması kaydıyla diğer sozlugumuzde böyle bir kural yok. herkes özgürce üstüne ütülenmiş formatını giydirerek istediğini yazabilir. di mi? ben öyle hatırlıyorum şahsen, bilmiyorum, evet.. ne büyük bir çelişkidir bu. klonsak formatı niye eğip büküyoruz. kim belirliyor polemik ve tartışma konusu olabilecek entriyi?

eger biri köpek başlığının altına;

343. çok pis bir hayvan.

yazar ama başka bir yazar altına

344. gayet temiz hayvanlardır.

yazarsa bu entri saldırgan gözükebilir. ama legaldir boktur püsürdür. polemik ve tartışma yaşanırsa da ne farkeder? sonuçta adamlar gidip forum misali entriler aracılığıyla küfürleşecek değil. mesaj fasilitesi gibi bir olay var ki oradan halledilir büyürse o zaman moderasyon bakar.

iki entride subjektiftir. subjektif entri girmekte yasak. ee nooldu şimdi saçma olmadı mı? ben kendi görüşümü format kılıfına sokup yazamayacakmıyım? her şey standart gazete haberleri gibi objektif bir dille yazılmak sorunda mı? ya da mustafa mı?

yani bu hissiyatlı halimin sebebidir şu üç kelime. beni buralara getiren, bütün bunları bu başlığa dökmemi gerektiren.

ha sen bu görüşlerime katılırsın, katılmazsın orası beni ilgilendirmez. ama işte mukadderat. çaylak çaylak nereye kadar? şu kelimeleri gördükçe delleniyorum arkadaşım. beni buralara getiren şu iki salak kural yüzünden nevrim dönüyor. çaylak oluşum belki hakkaniyetli olmuştur belki olmamıştır bilmiyorum. moderatörün gözünden bakmak lazım ama işte hissiyatımı anla.

o yüzden caylakta sensin, sozluk formatı da sensin. giren de bana girmiş zaten..
allah göstermesin yazısıdır, her an, sağ üstte, özel msj butonunun üzerinde belirebilir, o zaman zki tuttunuz demektir.
3 yıldır değişmemiş hiç bu ibare. hala aynı sıralama, hala aynı fontlar, hala aynı sıkıcı ifade. hala aşağılıyor. ah zall ah! özlemişim lan seni.
en şehvetli anlarımda entry girerken tamda özel mesajıma bakmak için ilerlediğimde karşıma çıkan ibaredir.çaylaksınız sözlük formatı
açılsın ulan meyhaneler.
(bkz: in your face)
(susuzlar, alemde su ararlar, fakat su da susuzları arar.)
- alo 11811 mi?
- evet, buyrun...
- zall'ın numarasını öğrenebilir miyim?
- ad soyad alayım lütfen?
- onu bilemiyorum işte...
- o şekilde yardımcı olamıyoruz efendim, özür dileriz...
- çaylağım diye böyle yapıyosunuz de mi adiler!
- ne çaylağı beyefendi?
- sus lan cevap verme!
bir kaç başlık actık sözlükte . birşeye mi dokundu yoksa birşey bana mı dokundu bilmiyorum. yazamıyorum buralarda başka sözlüklere gitmişim özlemiş sayılırım buralarıda . sözlük bu üçüncü caylaklık dönemim benim sözlükte . oysa birinci, sırada draft edilmiştim l.a den gelmemiş olsamda l.c dan geldim saysaydınız . bakalım başka bahara buralara yazar olarak da yazmak var hadi hayırlısı.
bir gün kurtulmasyı dilediğim ibare. Kurtulunca bu entry'mi gören arkadaşlara hitaben ; sabır.
- özverili çalışmalarınızdan ötürü sizi izne çıkarmaya karar verdik moderasyon olarak.

+ yok, iyi böyle, yorgun değilim.

- çaylaksınız, sözlük formatı!

+ sebep?

- sıkıldık artık sizden çok.

+ şikayet edicem lan sizi zall'a.

- o da burda, selam söylüyo.
yazarlığa adım atılırken öğrenilmesi gereken formatlar bütünüdür. işin gerçeği çok zor değildir fakat düşünce olguları devreye girdiğinde en azından bir iki kere okunması gerekliliği vardır.
formata uyulsa bile ekranınızda çıktığında şaşırıp kalınan ve nedeni bilinmeyen, ürperti uyandıran sözcük grubu.
yaklaşık bir haftadır ekranımın sağ üst köşesinde öylece durup pişkin pişkin sırıtan bir yazıdır. neden sorusu en çok merak ettiğim sorudur. kadınların kavga ederken birbirlerine karşı kullandığı küfürlerden birini yazmak, sanırım artık ahlaksızlık olarak, sözlük formatı dışında olarak algılanıyor. garip doğrusu. üzüntü fışkırtıcı doğrusu. internet sansürü denilen o kuralcığı iliklerimde hissetmeye başladım gibi.

bakalım, mahkemeler ifademizi almak için ne zaman çağıracakları bizi o uzak köylerden: anlat bakalım sanık, nedir o sözlükteki ahlaksızlık, hayasızlık. sanık, bi sübhaneke oku bakalım. yazık ya çok yazık.
"ben de bir zamanlar sevildim ama
seninki düpedüz vurgun sayılır"
bazen sadece bir gammazın yalanı yüzünden karşınıza çıkar bu yazı. hele yazarı olduğunuz sözlük ilk önce şikayet eden tarafın haklı olduğunu düşünen ve adaleti bu şekilde sağlamaya çalışan bir sözlükse vay halinize... siktir ediniz efenim, yazar olmak için kasmayınız bir daha... değmez.
insanı deli eden link. Ulan daha yeni yazar olmuşum geri çaylak yapıyorsunuz biraz zevkini çıkartaydım bari dedirtir.
sağ üst tarafta belirdiğinde neden orada olduğuna anlam veremediğim zımbırtı. varsa bilen beri gelsin.
05.10.2009 dan beri bu duyguyu yaşamamıştım. hislerim beni ele veriyor sözlük artık o benim diğer yarım. her defasında şakirtlere tokat gibi cevap hissiyatı uyandırıyor. bu savaş psikolojik bir savaş olmuştur. siz beni kovamazsınız ben giderim . girdiğim 867 entry alın teridir en azından bir özel mesaj uyarısı beklerdim.

sözlerimi bir hisse ile bitirmek istiyorum.

üstad necip fazıl , abdulhakim arvasi hz ile tanıştıktan sonra değişen hayatını şöyle betimlemiştir :

'içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum '

bende üstadımızın bu güzel sözüyle veda ediyorum bu güzide mekana. hakkınızı helal edin .