bugün

"size tabiatımı aşikar edecek değilim."

çok daha romantik, özlü replikten en çok bunu beğenmem de benim sorunum olsun tabi.
sanırım o son sahnesiyle herkesi duygu tsunamisine sürükleyen dizi. tamam bu kitabın bir sürü dizisi filmi çekilmiş olabilir. fakat Türk dizileri arasında ışık ses kostüm oyunculuklar olarak gerçekten çok iyi bir yerde. ayrıca yapımcılarda bir yerde böyle dizilerle Türk halkının isteklerine cevap vermek zorunda. velhasıl güzelce bir dizi olmuş. lakin şu seyfettin enişte rolündeki adam suskunlardaki rolü nedeniyle ben de her an ferideye veya başka bir karaktere fenalık yapacakmış hissi uyandırıyor.
edit:imla
-yeni ve inanılmaz bir fikrim var sayın yapımcı
+nedir.
-çalıkuşunu bir kez daha çekelim.
+izlenir mi sence.
-bu koyunlar izler ustad.
+çekimler başlasın.
selim' in ne kadar orospu evladı olduğunu gördükçe elim ayağım boşalıyor amuğa goyıyım.
Bu siralar izlenilesi tek turk yapimi.
tek bir bölümüne dahi bakmadığım klasik türk dizisidir. böyle kırk adam bi kıza aşık oluyo sonra kız gidiyo en gözü dışarda olanına aşık oluyo o hiç aşık olmayan adam da bu kıza aşık oluyo sonuçta mutlu mutlu yaşıyolar...
yaprak dökümü yle, aşk ı memnu yla, canan la, fatih harbiye yle, daha bilumum dandik diziyle bir tutulmaması gereken güzel bir uyarlama.

--spoiler--
dizinin en iyisi -suskunlar irfan ı- seyfettin bey dir. ölürse çok yazık olur.
--spoiler--
1.5 yıl sonra turk dizisi izlememene neden olan dizidir.
tutulduğum dizidir...
kamran ve neriman'ın yakalanma sahnesinin üç farklı çekimini aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
http://www.xn--edebiyatgr...92985;topicseen#msg192985
feride'nin seyfettin bey için okuduğu şiir:

aç gözlerini
kıyamet kıyam olsun
ölmek dediğin dirilmeye eş değil mi?
kıyam uyanmaksa son dediğin fazladan iki harf mi yani,
ah o iki harf
ah o yaramaz küçüldükçe büyüyen et
ruhum yaradanınsa sen al etimi
etine şifa et
yeter ki uyan bu kan uykulardan
uyan ki yaradana şahitlik et

sevmedim bu denizi
tuzu derimi kavurdu geçti
sevmedim bu karanlığı
gözümün ferini aldı gitti
sevmedim ben gitmeleri senden
sevmedim kaybetmeyi ben
sevmedim bu vedayı
canımdan öte can yanı başımdayken

aç gözlerini
ziyadır göreceğin
kamaştırır ama geçer
kısacık bir bebek çığlığıdır şimdi hayat
e kolay mı başlamanın yükü
bu ufacık bir omza konmuş
heyhat
o omuz ben olurum istersen
istersen yaren istersen yoldaş
bak!
ettik mi sana iki başlı dev şimdi
bir omuz iki baş

gölgesi serin, kökleri derin mi derin
bir ağaç olduğun o günlerin hatrına
beraber gidelim
küçücük elimin avucunda kaybolduğu
uykunun olmadığı o zamana...
Yaklaşık 4-5 sene önce okuduğum Reşat Nuri kitabıdır. Hatta okuduğum en güzel kitaplardan biridir. Aşkın en saf hali ancak böyle anlatılabilirdi. Kitabın en güzel yönü de sadece tek bir olaya odaklanmamış olmasıdır, dönemin şartları da sıklıkla göz önüne serilmiştir.
kanal d de tesadüfen 5 10 dakika izlenmiş dizi, komik muhabbetlere yol aldırmıştır hatun kişi ile bilerek ve şakacıktan.

ben: aaa bu ne yavrum ya çalıkuşu ha bu yayınlanmamışmıydı daha önce.
hatun: 1970 lerde sanırım.
ben: ya olur mu yavrum kanal d de vardı ya.
hatun: o yaprak dökümü.
ben: haa doğru o oydu.

şaka tarafı burası.

ben: o değilde çalıkuşu kimindi ya, dur söyleme biliyorum, ömer seyfettin, ben bunu küçükken okumuştum.
hatun: yuh yakıştıramadın sana nasıl bilemezsin onu.
ben: şaka yaptım ya, namık kemalindi.
hatun: reşat nuri güntekin olum.
ben: valla şakaydı ya, ehehhe.

o değilde ömer seyfettinden sonra bayağı gülmüştük...
bir müddet sonra "çalıkuşu'nun kitabı çıkmış" şeklinde bir cümle duymaktan korkmama sebep olan dizidir.
Hocam feride domuz gibidir ona bişey olmaz repliği öldürmüştür efenim.
pedofiliyi ülkemize gizil gizil enjekte etmesi dışında bir espiri olmayan vasat dizi. bu diziyi izleyenlerin genelde evde kalmış kız la, abazanlıkta çığır açmış ergen profillerinde olması bile yeterince itici.
aynı ismi taşıyan roman var , bide dizisi çıkmış hoşuma gitmedi hiç .
bu dizi bahar yağmurları gibi geldi bana

çok zevk alıyorum izlerke de

şu selim ve entrikaları soğutuyor

hem kitap hem de önceki dizi sadece feride gözüyle anlatıyor olayı

ama bu dizide kamuran gözüyle de olayları izliyoru

ama itiraf edeyim;

geçen hafta son sahnede seyfettin bey öldü sandım da yüreğime oturdu

meğer o değilmiş

babam olsa dedirten cinsten harika bir karakter
gerek romanına, gerekse rahmetli osman faruk seden'in trt için çektiği mükemmel dizisine hürmeten; değil bir bölümünü, bir dakikasını bile izlemeyeceğim ucube yapım.
--spoiler--
madem ki seni seviyorum; o halde canına okumam hak, madem ki beni sevdin; tüm kutsal kitaplarda yazan türlü belalar sana müstehak.
annemle babam terk ettiğinden beri sevilmeye layık olmadığımı düşünüyordum esasen...
öyle ya,yıldızlara birlikte baktığın biri gittiyse herkes niye dursun?

--spoiler--
fahriye evcenin sesiyle buluşmuş 2013 uyarlaması son fragmanını büyük bir keyifle izlediğim dizi.
burak özçivit için (bkz: heykel gibi adam)
bu akşam romanın en anlamlı ismi hatta kamran dan bile çok bahsi geçen "munise"yi ve romanın sonuna damgasını vuracak "gülbeşekeri çok sevdim de" cümlesini. bu bölümde feridenin rüyasına sokarak onun aslında çalıkuşu değil evliya (!) olduğunu mu bildirmek istediler. senaristler neye sabredemediler acaba , yaprak dökümü gibi sündürecekleri bir romanın son sahnesi bugünden mi vermek istediler.

bir edebiyat hocası olarak romanın tadı kaçmasın diye diziyi daha da izlemem.
Son yıllarda Yaprak Dökümü, Dila Hanım, Selvi Boylum Al Yazmalım'dan sonra en kötü uyarlama olmuş dizi… Reşat Nuri Güntekin'in kulakları çınlasın..

Edit: Çalıkuşu Feride, ileride kendisine Gülbeşeker denileceğini şimdiden biliyor müneccime bak müneccime...
okurken de feride'ye gıcık olmuştum şimdi dizide de gıcık oluyorum. sevmedim ben o kızı bi türlü.
bir eserle bu kadar oynayacaksan adını değiştir amk dedirten ucube yapım. ne olduğu belli değil.
güncel Önemli Başlıklar