zengin ve fakir arasındaki uçurumun artması

(bkz: turbokapitalizm)

algı güçlüğü çeken fertlerin günümüzde hala kapitalist sistemi övmeye devam etmesi sonucu ortaya çıkmıştır. hepimiz bu topraklar üzerinde nefes alıyoruz giren çıkan yine bizlere, ama ille ben tabularımla mutluyum deyip kör göze parmak bu sistemi savunmak şuursuzluktur.

bir tarafta 10.000 tl'ye mont alan bir kesim, bir tarafta da o 10.000 lirayı 1 yılda kazanan bir kesimin olduğu gözükünce çok net anlaşılan durum.

toplumun bölünmesini hızlandıran koşullardan biridir ayrıca. zengin ve fakir arasında uçurum artması özellikle uçurumun altında yer alan düşük gelirli kesimin (hatta yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaya çalışan kesim diyelim) yavaştanda, haklı veya haksızda olsa nefretini körüklemektedir. bugün içinde bulunduğumuz durumda haklılığı tartışılamaz o ayrı mesele. sağlam ekonomi ve adaletli gelir dağılımı bütün ülkelerin, milletlerin çimentosudur. bayrak, dil, din, ırk vs aç bir insan için bunlar bir noktadan sonra anlamsız kalır. aç kurt yavrusunu yer diye söylenmiş bir söz var.

rahmetli server tanilli şöyle diyordu kitabında. (aklımda yer etti, hiç unutmadım)
''dünyanın en zengin üç insanıyla dünya devletlerinin 1/4'ünü kalkındırabiliyorsun.''

Zengin bir semttin Starbucks nda çalışıyorum buraya gelen en kotu 100 TL hesap bırakıyor. Bakım burası Starbucks nusret değil. Sonra buradan çıkıp işçilerin ve fakirlerin yaşadığı semtte bim adlı markete giriyorum insanlar 15 TL ye yağlı kıymayı pahalı bulduğu için alamıyor.

Bir ülkede ekonomik kriz varsa orada fakirlik ve zenginlik hat safhada yaşanır.